TGS’den ‘basın özgürlüğü’ mesajı: Basın beladaysa, demokrasi askıda

Yayın tarihi: 3 Mayıs 2021 Pazartesi 4:26 pm - Güncelleme: 3 Mayıs 2021 Pazartesi 4:26 pm

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla özel bir reklam kampanyası başlattı. Sosyal medyada gazeteciler ve vatandaşların da #basınbelada etiketiyle destek verdiği kampanya ile gazetecilerin uğradığı baskı, sansür ve işten atılmalara dikkat çekildi.

TGS, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1993’te ilan ettiği 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü için bir kampanya düzenledi. Reklam kampanyasına sosyal medyada da kısa sürede büyük ilgi gösterildi. Twitter’da #basınbelada etiketiyle yürütülen kampanyanın mesajı ise şöyle: “Çünkü basın beladaysa, demokrasi askıda. Basın beladaysa, herkesin başı belada.”

TGS’nin resmi internet sitesinde kampanya ile ilgili şunlar söylendi: “Türkiye’de medya özgür değil. Gazeteciler sansürleniyor, kovuluyor, hapse atılıyor. Böylece toplum haber alma hakkını, ülkemiz demokrasisini kaybediyor. Çünkü basın beladaysa, demokrasi askıda. Basın beladaysa, herkesin başı belada.”

Kampanyayla birlikte basın özgürlüğüne ilişkin şu veriler de paylaşıldı:

Sadece son bir yılda,

  • Gazeteciler toplam 226 yıl 8 ay 25 gün hapis cezasına mahkum edildi.
  • 128 davada 274 gazeteci yargılandı.
  • 101 gazeteci hakkında soruşturma açıldı.
  • 44 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı.
  • 23 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi.
  • 57 gazeteci toplamda 144 gün gözaltında kaldı.
  • 6 gazeteci gözaltında darp edildi.
  • 62 haber sitesine ve 1411 haber içeriğine erişimin engellenmesine karar verildi.
  • RTÜK marifetiyle toplam 7.488.851,00 TL idari para cezası ve 41 defa yayın durdurma cezası verildi.
  • 322 basın kartı iptal edildi.
  • Basın İlân Kurumu gazetelere toplam 212 gün ilân kesme cezası verdi.
  • Medyada işsizlik %35 seviyesine çıktı.
  • Beş ayrı medya kuruluşunda 1400 çalışanın toplu sözleşme hakkı işveren itirazıyla engellendi.
  • Ve 43 gazeteci hâlâ cezaevinde tutuluyor.

 

TGC: Gazeteciliği değil, şiddeti engelleyin