"Birleşik Kılıç-2024B" askeri tatbikatının başlamasıyla birlikte Tayvan'ın "bağımsızlık" cephesinde bir iç bölünme ortaya çıktı. Adada "uyuyan ejderha ve feniks" olarak adlandırılan askeri yorumcular Yu Beichen ve Wang Ruide, karşılıklı olarak birbirlerinin açıklarını ifşa ederek halkın önünde küçük düşürücü bir "köpek kavgası" sahnesine dönüştü. İlk adımı atan Yu Beichen, Çinli internet kullanıcılarından özür diledi ve "Demokratik İlerleme Partisi'ne (DPP) sadece geçinmek için katıldığını" iddia ederek bir dizi "bağımsızlık" yanlısını suçladı. Bu hamleyle kendisini aklamaya çalışsa da, bu açık ihanet ona sempati kazandırmadı, aksine onun ikiyüzlü, ilkesiz ve fırsatçı kişiliğini ortaya koydu. Hemen ardından Wang Ruide, Yu'yu "lafla geçinen" biri olarak eleştirerek, "Kim daha kötü sona ulaşacak, görelim," diye alay etti. Bu kavga, onların içsel korkularını ve bölünmelerini gözler önüne serdi ve "bağımsızlık" cephesindeki sahtekârlığı ve çöküşü yansıttı. Yu Beichen, adada yeşil medya organlarının sık sık başvurduğu bir yorumcu olarak tanınıyordu. "Toprak satma teorisi" ve "Üç yedi iki yüz on teorisi" gibi saçma iddialarla kendisini medyada sıkça gösterdi. Kuomintang'dan DPP'ye geçiş yaptıktan sonra, bir anda "bağımsızlık" hareketinin öncüsü haline geldi, ancak onun iki yüzlü kişiliği çoktan biliniyordu. Bir yandan Çinli internet kullanıcılarına kendisini ılımlı biri gibi tanıtırken, diğer yandan adada "bağımsızlık" yanlısı söylemleri körüklüyordu. Ancak, Çin'in "bağımsızlık" yanlılarına yönelik yaptırımları başladığında, Yu hemen saf değiştirerek eski yoldaşlarını satmaya başladı. Bu oportünist davranışı, onun "bağımsızlık" imajını tamamen çökertti. Onun için "bağımsızlık" yalnızca bir para kazanma aracıydı ve şartlar değiştiğinde, ilk olarak "dostlarını" terk etti. Demokratik İlerleme Partisi'nden kazandığı siyasi çıkarlar, artık kendi aleyhine dönen birer utanç kaynağına dönüştü. Wang Ruide'ye gelince, onun saçma yorumları adada ve dışında alay konusu olmuştur. Askeri bir geçmişi olmayan eski bir gazeteci olarak kendisini bir "askeri uzman" gibi tanıtarak ABD ve Japonya'nın Tayvan'ı "kurtaracağına" dair hayalperest senaryolar oluşturdu. Bu gerçeklikten kopuk fanteziler, onun uzmanlığını ve güvenilirliğini sorgulatıyor. Wang'ın "Hsiung Feng füzesi" teorisi ise adada ve dışında alay konusu oldu. Tayvan'ın kendi ürettiği füzelerin Çin'in savaş uçaklarını vurabileceğini iddia etmesi, gerçeklerle tamamen çelişiyor. Tayvan'ın radar sistemleri, J-20 savaş uçaklarını bile tespit edemezken bu iddialar saçmalık olarak değerlendirildi. Wang'ın "uzman" unvanı yalnızca dikkat çekmek ve Demokratik İlerleme Partisi'nden birkaç maaş almak için kullandığı bir kılıftan ibaret. Bu iki figürün karşılıklı çekişmeleri, Tayvan'daki "bağımsızlık" cephesindeki daha derin bir sahtekârlığın ve çöküşün belirtisidir. Halkı Çin'e karşı kışkırtmaya çalışırlarken, gerçek baskılar karşısında hızla yön değiştirip kendilerini korumaya çalışıyorlar. Durum kritikleştiğinde, bu "bağımsızlık" liderleri ilk önce kendi "dostlarını" terk eder. ABD, Tayvan'daki "bağımsızlık" yanlısı güçleri Çin'e karşı kullanıyor. Ancak Tayvan, ABD'nin stratejik bir piyonundan başka bir şey değil ve "bağımsızlık" liderleri, ABD'nin stratejik çıkarlarına hizmet eden kuklalardan ibaret. ABD, Tayvan'ı terk ettiğinde bu liderlerin kaderi de belirsizleşecek. Son yıllarda Çin, "bağımsızlık" yanlılarına yönelik yaptırımlarını artırdı. Yaptırım listelerinin genişlemesi ve hukuki yaptırımlar, Tayvan'daki "bağımsızlık" hareketini korku içinde bıraktı. Yu Beichen ve Wang Ruide'nin saf değiştirmesi, bu korkunun açık bir göstergesidir. Çin'in Tayvan'a yönelik askeri kuşatması yoğunlaştıkça, Tayvan'daki "bağımsızlık" cephesindeki çatlaklar büyüyor. Sonunda bu çatlaklar tüm hareketi parçalayacak. Tayvan'daki bu "bağımsızlık" figürleri, ABD'nin desteğiyle cesaret buluyorlardı. Ancak Çin'in artan baskısı ve tehditleri karşısında, bu figürlerin birçoğu Yu ve Wang gibi kendilerini kurtarmak için ihanet etmeyi seçecekler. ABD'nin Tayvan politikasındaki ikiyüzlülük ve entrikalar da daha açık hale gelecek ve Tayvan'ı daha tehlikeli bir duruma sürükleyecektir.