Tasarruf ve Yerli Malı Haftası ve Sürdürülebilirlik
Yerli malına tanımsal bakış
Kamu İhale Kurumu’na göre (12.12.2002, DK-8 sayılı karar), tamamen Türkiye’de üretilen veya üretim sürecinin önemli bir aşamasının ve ekonomik yönden gerekli görülen işçiliğin esas kısmı Türkiye’de yapılan ürünler yerli malı olarak kabul ediliyor. Sanayi odaları, buna bir de sanayi sicil belgesine sahip bir kuruluşça üretilmiş olmasını ekliyor. Turquality markasını ve 869 barkodunu da anımsatalım. Bir ürünün gerçekten yerli mal ve hizmet olması için bizce şunlar önemlidir:
a) tasarımının (patentinin), üretimindeki işçiliğin, malzemenin, teknolojik girdilerin büyük oranda yerli olması –bunların ölçümü katma değer hesaplamalarıyla yapılmalı- ,
b) halkın toplumsal çıkarına yönelik nitelikte,
c) halk kültürüne uygun geliştirilmiş özellikte olması gerekir.
Yerli malı kullanımı ve sürdürülebilirlik
Sürdürülebilirliğin üç boyutlu bir kavram olduğunu birlikte anımsayalım: iktisadî, toplumsal ve ekolojiksürdürülebilik boyutları.
YMK ve iktisadî sürdürülebilirlik: Yerli malı kullanımı içinde olduğumuz iktisadî bunalım döneminde yurtiçi istemi canlandırmak, yerli işletmelerin kapanmasını önlemek için önem kazanmıştır. Hatta bu konu, iktisadî korumacılık olarak, hem bilimsel hem popüler çok sayıda kitap ve makaleye konu olmaktadır. Kendine koruma uygulayıp, çevre ülkelere serbestlik öneren merkez ülkelere ne demeli?
YMK ve toplumsal sürdürülebilirlik: İktisadî bunalım döneminde işsizlik ve onun getirdiği yozlaşmaöne çıkar. Yerli malı kullanımı, yerli mal ve hizmet üretimini arttırarak ülke insanının iş ve aş bulmasını sağlayabilmektedir. Ancak işverenler, daha çok işi daha az işçiye, daha az ücretle yaptırmak biçiminde bir manzara çizerse (son istatistikler hep böyle söylüyor!) bu andığımız yarar gerçekleş(e)mez. Beri yandan, ulusal ve yerel ürünler, kültür emperyalizminin de olumsuz etkilerini – McDonaldlaştırma ya da Cocacolonization vb.- anımsarsak daha da yeğin vurgulayalım,kültürel olarak ortadan kalkmamalıdır. Örneğin, şalgam suyu, otlu peynir gibi yörel ürünlerin, küresel ürünler karşısında varlıklarını sürdürebilmesi de yerli malı kullanımına dayanır. Yoksa, konu, ürünün ekonomik boyutundan öte, tektipleştirici, standartlaştırıcı bir yaşam biçiminin dayatılması anlamına gelir. Bu da halkların ekinsel çeşitliliğini ortadan kaldırıp, kültürel yayılmacılığa yol açar.
YMK ve ekolojik sürdürülebilirlik
Yerli malı kullanımı, tedarik-üretim-satış-satış sonrası hizmetlere dek tüm süreçlerde ; a) malzeme, b)işçilik c)enerji d)para ve e)bilginin lojistik akışlarında çevresel maliyetleri azaltır. Söz ettiğimiz maliyetler bireylerin, işletmelerin ve ülkenin karbon ayakizi niceliklerini yukarı çeken kalemlerdir. Örneğin, tarımda ve gıda sanayinde bunu net biçimde görebiliriz. Yerli malı kullanımında, işletmeler, birbirleriyle girdi-çıktı ilişkisi kuracakları için işletmeler arası bir ortakyaşarlık (simbiyoz), ekolojikmaliyetleri aşağıya çekebilecektir.
Sonuç
Bu bağlamda, tüketicilere, yerli işletmelere, küyerel aktöreyle düşünüp davranan uluslararası işletmelere, halkçı-toplumcu devlet aygıtındaki yasama-yürütme organlarınaçok iş düşmektedir. Ne diyor Sezen Aksu: hadi bakalım kolay gelsin / bir acayip zor yarış / pek hesaplı ince iş!