Tahir Elçi davasında gizli tanık ifadesini hatırlamadı! Keşif talebi başka duruşmaya kaldı

Yayın tarihi: 14 Temmuz 2021 Çarşamba 9:04 am - Güncelleme: 14 Temmuz 2021 Çarşamba 4:52 pm

Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin 3’ü polis 4 kişi hakkında açılan davanın üçüncü duruşmasında tanıkların tekrar dinlenmesi kararı alındı. Türkan Elçi, “5 yıl sonra ilk duruşmada dışarıya atılmakla tehdit edildik” dedi. Duruşmada dinlenen gizli tanıklardan biri ilk ifadesini hatırlamadı. Duruşma 12 Ocak 2022’ye ertelendi.

 

Diyarbakır’da sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü 28 Kasım 2015’te Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayetine ilişkin 3’ü polis 4 sanık açılan davanın üçüncü duruşması yarın 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Tutuksuz yargılanan sanık polisler F.T., S.T. ile M.S.’nin 3 yıldan 9 yıla kadar hapsi istenirken, firari sanık Uğur Yakışır hakkında ise, hem Elçi hem de aynı gün öldürülen polisler Cengiz Erdur ve Ahmet Çiftaslan cinayetleri suçlamasıyla üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve 45 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Türkan Elçi, duruşma öncesi sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Elçi, paylaşımında şöyle yazdı: “5 yılın ardından katıldığımız ilk duruşmada dışarıya atılmakla tehdit edildik. Bir mağdur olarak bana çok ağır geldi, bitmeyen baş ağrısı şikayeti sonucunca MR çektirdiğinde yer yer beyin kanamalarına rastlanıldı. Yarın 3. Duruşmamız var, umarım yine aynı şeyleri yaşamayız.”

Tahir Elçi’nin mezarı tahrip edildi

“Tahir Elçi’yi örgüt mensupları vurdu” diyen gizli tanıklardan biri ilk ifadesini hatırlamazken, diğeri ise ifadesini değiştirdi. Açık tanıklardan biri ise “kandırıldığını” söyledi. Diğer iki açık tanıktan biri olay anında cezaevinde olduğunu, diğeri ise Diyarbakır’da olmadığını ifade etti.

Duruşmaya Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi; Diyarbakır, Urfa, Ağrı, Van, Batman, Muş, Siirt, Şırnak, İstanbul ve Ankara Baroları; CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve CHP il yöneticileri; HDP milletvekilleri Remziye Tosun, Semra Güzel ve il yöneticileri; Hafıza Merkezi, TİHV Diyarbakır Temsilciliği, İHD ve ÖHD ile çok sayıda kitle örgütünün temsilcileri katıldı.

Kovid-19 önlemleri gerekçesiyle salona 90 kişi alındı. Sanıkların SEGBİS ile katıldığı duruşma 40 dakika gecikmeyle başladı.

SANIK POLİSİN AVUKATI DAVADAN ÇEKİLDİ

Sanık polis M.S.’nin avukatı davadan çekildi. M.S.’nin avukatı “Diyarbakır Barosuna kayıtlıyım, Diyarbakır Barosu da bu davaya katıldığı için bu davada avukatlık yapmayacağım” dedi.

GİZLİ TANIK, İLK İFADESİNİ HATIRLAMIYORMUŞ

İki gizli tanık, SEGBİS aracılığıyla sesleri ve görüntüleri değiştirilerek dinlendi.

İlk dinlenen “İ61” kod adlı gizli tanık, önceki ifadesini hatırlatamadığını, hatırlatılmasını istedi. Mahkeme Başkanı, gizli tanığın çelişkili ifadesi üzerine ilk ifadesinden, “Kaçanların arabadan inip polisi şehit ettikten sonra Tahir Elçi’yi de vurduklarını gördüm” sözlerini hatırlattı.

Gizli tanık, “Arabadan inip koşanları gördüm. Sokağa girdiler. Polis arkadaşı şehit ettikten sonra bu olay geçti. Vurulma anını görmedim” dedi.

Mahkeme başkanı bunun üzerine “Neye dayanarak kaçan kişilerin Tahir Elçi’yi öldürüldüğünü ifade ettiniz” diye sordu. Gizli tanık, “Sokakta çatışma vardı” demekle yetindi.

Sanık polis F.T., gizli tanığa sokaktaki konumunu sordu, gizli tanık soruya cevaplanmadı.

“ELÇİ’NİN BULUNDUĞU YERE ATIŞ YAPMAMIZIN İMKANI YOK”

Önceki beyanında Elçi’yi vuranların örgüt üyelerinden biri olduğunu söyleyen “Lojman 2019” kod adlı gizli tanık, şunları söyledi:

“Gördüğüm kadarını ve olaydan sonrasını anlatabilirim. Dört Ayaklı Minare’nin 25 metre uzağında örgütün karargah dediği bir sokak arkasındaydım. Rêber ve Şinda kod adlı alan sorumluları yeni katılanlara eğitim veriyordu. İki el silah sesi geldikten sonra örgüt üyeleri silahlarını alıp sipere geçti. Bir dakika sonra Uğur Yakışır bize doğru koşarak geldi. Mahsum Gürkan ise sol tarafa gitti. Bulunduğumuz yerden Dört Ayaklı Minare görülmüyordu.

Uğur Yakışır, ‘Düşman karşımıza çıktı, vurduk, Mahsum diğer tarafa kaçtı. Mahsum’un şarjörü arabada düştü. Ben de polislere ateş ederek şarjörümü boşalttım. En son da silahımı fırlattım. Arkamızdan biri düştü ama keskin nişancı vurdu, keskin nişancı atışı vardı’ diye söyledi.

Sorumlu olan Rêber ile Şinda kod adlı örgüt üyelerinin kendi aralarında konuşurken keskin nişancının olmadığını ama halkı buna ikna etmeye çalıştıklarını konuştuklarını duydum.

Ben Tahir Elçi’nin vurulma anını görmedim, sadece duydum. Bulunduğumuz yerden Tahir Elçi’nin bulunduğu yere atış yapma imkanımız yoktu.”

Tahir Elçi davasının ikinci duruşması görüldü: Sanık polislerin tutuklanması talebi reddedildi

“VURULMA ANINI GÖRMEDİM”

Açık tanık Mehmet Tür, “Gittiğimiz gibi Tahir Elçi konuşuyordu. Yaşlı kadın geldi. Tahir Elçi onunla konuşurken bir anda silah sesi geldi. Orada bulunan arabanın arkasında siper aldık. Bir anda Tahir Elçi’nin yerde yattığını gördüm. Tahir Elçi vuruldu diye bağırdım. Vurulma anını görmedim. Yerde kanlar içinde gördüm sadece. Olayların içinde kaldık. Tahir Elçi’nin hendekler tarafına yöneldiğini hatırlamıyorum. Basın açıklamasından sonra bir anda olaylar içinde kaldık. Arkamı bir döndüm, Tahir Elçi yerdeydi. Polisler kaçanlara doğru ateş ediyordu. Kaçanların atış yaptığını görmedim. ‘Tahir Elçi yerde, Tahir Elçi vuruldu’ diye bağırıyordum. Polisler, kimse beni duymuyor gibiydi. Kimse bir şey yapmadı” dedi.

“İFADE BANA AİT DEĞİL”

Hükümlü tanık Ekrem Özgün, “Tahir Elçi vurulma anına dair bir bilgi vermedim. Karakolda susma hakkını kullanan bir kişi ne ifade verebilir. Psikolojim bozuk. Teşhis etmediğim kişileri tespit ettiğim söyleniyor. Sur’da iki yerimden vuruldum. Savcıda ifade vereceğim dedim. Yaralı halde 2 ay hastanede kaldım. Tahir Elçi vurulduğunda Diyarbakır’da değildim. Tahir Elçi’nin vurulduğunu gördüm, denilen ifade bana ait değil. Kesinlikle görmedim. Böyle bir ifadem yok. Polisin baskısı vardı ama böyle bir ifade vermedim” dedi.

“BANA KOMPLO KURDULAR”

Bolu F Tipi’nde hükümlü tanık Deniz Ataş da “Duruşmada hazır bulunmak istiyorum. Orda her şeyi anlatmak istiyorum. Savcı, Tahir Elçi’nin öldürüldüğüne dair ifade ver, seni serbest bırakacağım, dedi. İnandım. Bana komplo kurdular. Kandırdılar. Okumam yazmam olmadığı için önüme ne koyduysa imzaladım. Ben sizi duyamıyorum. Duruşmada anlatmak istiyorum. SEGBİS üzerinden ifade vermek istemiyorum. Duruşmaya bizzat katılmak istiyorum. Kulaklarım duymadığı için sizi tam anlamıyorum. Bize işkence yaptılar. Savcı da geldi, bana Tahir Elçi cinayetini Uğur ve Mahsum’un üstüne atacaksın yoksa seni öldürürüz, dediler. Ben video çekmedim. Korkudan ifade vermeyi kabul ettim” dedi.

“OLAY OLDUĞUNDA CEZAEVİNDEYDİM”

Tanık Recep Özbek de “Olay gerçekleşirken ben 2015’te cezaevindeydim. 2016’da ifade verirken de cezaevindeydim. Mahsum’un adını televizyonda gördüm. Daha önce bana kızıp hakaret ettiği için üstüne ifade verdim” dedi.

“SORUŞTURMANIN ETKİN YÜRÜTÜLMEDİĞİ AÇIK”

Elçi ailesi avukatları, olay yerinde kolluk görevlerinin ihmallerinin tespitine ilişkin hazırladıkları krokiyi mahkemeye inceletti. Tahir Elçi’nin vurulduğu olay yerindeki delillerin korunmadığını belirten Elçi ailesi avukatları, “Dinlenilen gizli ve açık tanıkların görgüye dayalı bir anlatımı olmadı. Soruşturmanın etkin yürütülmediği açık. Beyanlarla ilgili mahkemenin resen karar verme yetkisi var. Beyanlara ilişkin suç duyurusu ve değerlendirmemizi mahkemeye sunacağız” dedi.

“KAYDIN SİLİNMESİNİN NEDENİ AÇIKLANMIŞ DEĞİL”

Tahir Elçi’nin vurulduğu sokak ve iki polisin vurulduğu yer arasında keşif yapılmasını isteyen avukatlar, “Keşif sırasında Komiser Yardımcısı V. G., Güvenlik Şube Görevlisi H.D. ve sokakta bulunan istihbarat görevlisinin dinlenmesini istiyoruz. Sanıklar ‘Güvenlik almakla ilgili bir görevimiz yok’ dese de mevzuata göre güvenlik önlemleri alma yetkisi komiser yardımcısına ait. Mardinkapı restoranındaki mavi ekran veren kamera kayıtları, emniyet foto şubenin çektiği videodaki 13 saniyelik kaydın silinmesinin nedeni açıklanmış değil. İstihbarat tarafından takip edilen ve iki polisi vuran iki kişinin ardından kimse sokağa girmiyor ve güvenlik şube ekiplerinin bulunduğu Dört Ayaklı Minare önünde çatışma çıkıyor. Bu nedenle iki olay yerinde tanıkların anlatımlarıyla birlikte keşif yapılmasını talep ediyoruz. Yenikapı sokakta bulunan gazeteciler ve emniyet görevlilerinin keşif esnasında dinlenmesini istiyoruz. İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan raporun tamamının dosyaya alınmasını talep ediyoruz. Tahir Elçi’nin telefon kayıtlarının getirtilmesini istiyoruz. Üç istihbarat görevlisi, militanların bindiği ticari aracı Ceylan AVM’den takip ettiğine dair belgeler var” dedi.

“2015’DEN BERİ YÜRÜTÜLEN SORUŞTURMA ÇÖKMÜŞTÜR”

Avukat Fikret İlkiz de “Savunması alınamayan sanık Uğur Yakışır hakkındaki iki dosya bu davayla birleştirildi. Bugün dinlenen tanıklarla 2015’ten beri yürütülen soruşturma çökmüştür. Birinci iddianame bu davanın iddianamesidir. İkinci iddianamede ise sanık Uğur Yakışır hakkında. ‘Örgüt üyesi olmak’ suçundan dava açılıyor. Oysa ilk iddianamede zaten bu sanığın örgüt üyesi olduğu ifade ediliyor. Bugün dinlenen tanıkların hallerini ve ne zaman ifade verdiklerini gördük. Onlar da buraya niçin geldiklerini burada öğrendi. Deniz Ataş’ı dilediniz. ‘Burada anlatmak istediklerim var’ dedi. Ve bütün ifadelerinin yalan olduğunu anlatmaya çalıştı. Deniz Ataş, SEGBİS’e nasıl güvenmiyorsa biz de bu soruşturmaya güvenmiyoruz. Savcının delil olarak öne sürdüğü tanıkların görgüye dair tanıklığı yok. Bu soruşturmaya nasıl güvenebiliriz? Bunlar tanık mı, itirafçı mı? Soruşturmanın genişletilmesini istiyoruz. Yeni iddianamelerle bu sanık mı şu sanık mı ikilemi yaratılmak isteniyor. Tanıkların itirafçı olup olmadığı, ceza davası var mı, ceza almışlar mı sorularının sorulması gerekiyor” diye konuştu.

Sanık polis F.T.’nin aukatı ise “Teftiş Kurulu raporlarının dosya getirilmesinin ardından diğer görevlilerin şüpheli olup olmadığına dair kararların verilmesi sonrası tevsi tahkikat taleplerimiz olacaktır” dedi.

İddia makamı, basın mensuplarının dinlenmesini, Teftiş Kurulu raporu içinde bulanan sanık F.T. ile ilgili kısmın dosya arasına alınmasını ve DHA muhabirinin çektiği video kaydının çözümü yapılarak dosya arasına alınmasını talep etti.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti duruşmayı, TÜBİTAK’a müzekkere yazılarak silinen kamera kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına, katılan vekillerinin talep ettiği dijital kayıtların yurt dışında incelenmesine, olay anında görevli tüm polislerin isim listesinin istenmesine görevli bazı polis memurlarının telefon kayıtlarının celbinin reddine, olayla ilgili İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince düzenlenen raporun celbine, keşif talebinin daha sonra değerlendirilmek üzere, 12/01/2022 günü saat 10:00’a erteledi.

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır’da sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı 28 Kasım 2015’te Sur ilçesi ve Dört Ayaklı Minare’nin çatışmalardan gördüğü tahribata karşı yaptığı açıklamanın ardından öldürüldü. Elçi cinayetinin olay yeri incelemesi 4 ay sonra, 17 Mart 2016’da yapıldı. Soruşturmanın başında Elçi’ye doğru ateş ettikleri kamera görüntülerine yansıyan 4 polis “tanık” olarak dinlendi. Diyarbakır Barosu, gazetecilerin çektiği olay yerine ait görüntülerini Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture’a gönderdi. Üniversite hazırladığı raporda, fail olarak tespit ettiği 3 polisten birini “kesin fail” olarak işaret etti. Ancak savcılık bu raporu dikkate almayarak ATK’den rapor istedi. Fakat ATK rapor hazırlamadı.