Suriyeli çocuklara işkence yapan çete lideri ses kayıtlarını hatırlamadı

Yayın tarihi: 17 Eylül 2021 Cuma 3:08 pm - Güncelleme: 17 Eylül 2021 Cuma 3:11 pm

Suriyeli çocukları ülkelerinden getirerek işkence ile dilendiren çete üyeleri hakim karşısına çıktı. Duruşma yakalama kararlarının ibraz edilmemesi nedeniyle ertelendi.

İstanbul’da 2017 yılında Suriyeli çocukları ailesinden satın alarak İstanbul’a getirip dilendiren çetenin yargılandığı davanın duruşması davanın duruşması bugün başladı.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada örgüt kurmak ve insan kaçakçılığından yargılanan tutuklu sanık Amir Cebebini’nin avukatı tahliye talebinde bulundu.

Duruşmada söz alan sanık Fatıma Dahir, “Bu çocukları ben dilendirmedim, alıkoymadım. Zaten Suriye’den yeni gelmiştim. Yakalanmadan bir hafta önce gelmiştim. Söz konusu suçları işlemem mümkün değildir. Beraatimi talep ediyorum.” dedi.

“O KAYITLARI HATIRLAMIYORUM”

Sanık Amir Cebebin ise savunmasında “Ben daha önce mendil satıyordum ve geri dönüşüm maddeleri topluyordum. Kimseyi dilendirmedim. Ben bekar evinde kalıyordum. Telefonumla herkes konuşuyordu. O kayıtları hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı. Cebebin’in avukatı da müvekkilinin tahliyesini talep ettti. Talepleri reddeden mahkeme heyeti duruşmayı 23 Kasım’a erteledi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede çarpıcı bilgiler yer almıştı. İddianamede, Suriyeli bir çete, para karşılığı Suriye’nin değişik kentlerine giderek çocukları ailelerinden para karşılığı alarak Türkiye’ye getirildi. Buraya getirilen çocuklar İstanbul’un değişik ilçelerine dağıtıldı. Metrobüsler ve trafik ışıklarının olduğu alanlar başta olmak üzere birçok önemli merkezlere konulan çocuklar, burada dilendirildi. 200 TL altında günlük para kazanan çocuklar ise çeteler tarafından hortumla darp edilip, işkenceye maruz kaldı.

İddianameye de giren çete üyeleri arasında yapılan görüşme şöyle:

ABDO: Diyarın yıkılsın nasıl böyle çocuğa vurdun kalbinde merhamet yok mu?

ALİ CEBEBİN: Hangi çocuk?

ABDO: Şu çocuğu o aldı ya onun bütün vücudunda izler var.

ALİ CEBEBİN: Ona vurdum size söyledim çünkü gece bir de ışıkta uyuyordu nasıl vurmayayım? Tekrar uyusun mu?

ABDO: Ee ama böyle mi vurulur? Sırtına bacağa vur tokat at o kabloya dayanacak mı diyarın yıkılsın.

ALİ CEBEBİN: Bu kablo değil hortum ya hortum.

ABDO: Diyarın yıkılsın böyle olmaz ya haram ya haram hasbinallah ve nimel vekil haram lan haram böyle vuruyorsun haram sana.

ALİ CEBEBİN: Bir müddet bir müddet dayak yemesin, çocuğun korkması lazım artık dışarda uyumayacak.

ABDO: Evet normal saat birde farkında olmadı yani uyuyorsa normal böyle vurulur mu? Allaha şükür o ölmemiş.

ALİ CEBEBİN: Ya latif.

ABDO: Evet valla bütün vücudu açılmış.

ALİ CEBEBİN: Nasıl açılsın demirle mi vurdum?

ABDO: Allah kasem olsun ki açılmış.

ALİ CEBEBİN: Elbisesinin üzerinden vurdum yavaş yavaş vurdum.

ABDO: O zaman yarın gel vücudundaki izlere bak hocam.

ALİ CEBEBİN: Ben kasıtlı vurmadım onu acıtmadım nasıl vurdum ki?

ABDO: Acıtmadığın hali bu mu? Senin diyarın yıkılsın, dikkat et haram dikkat et böyle işçilere vurma eline ya da bacağına vur.

ALİ CEBEBİN: Diğerlerinin sadece ellerine ve bacaklarına vuruyorum ama onu kasten acıttım hayatta dışarda uyumayacak.

ABDO: Haram haram diyarın yıkılsın. Gerçekten çok üzüldüm kalbim duracak gibi olmadı seni aramak için nasıl çıkacağım bilemedim.

ALİ CEBEBİN: Sonra ne dediler?

ABDO: Bir şey demediler seni aramak ve görmek istediler. Yarın gelince onunla konuşun dedim neden onunla telefonda konuşacaksın dedim.

ALİ CEBEBİN: Neyse ya onlara ne ben böyle işçileri terbiye ediyorum onlara ne?

ABDO: Böyle dersen olmaz çünkü o ışıkta uyuduğu için böyle vurdum. Onlara söyle haram valla haram.

ALİ CEBEBİN: Valla onu ben seviyorum ama ya Abdo bende bu çocuk en kötü işi yaptı ışıkta uyudu.