Şule Çet davasında müebbet ve hapis cezası talebi

Yayın tarihi: 20 Kasım 2019 Çarşamba 7:28 pm - Güncelleme: 20 Kasım 2019 Çarşamba 7:28 pm

Ankara’da, üniversite öğrencisi Şule Çet’in (23), plazanın 20’nci katından düşerek, ölmesiyle ilgili davada savcı, sanıklardan Çağatay Aksu’nun (34) müebbet ve 39 yıla kadar hapis, Berk Akand’ın (33) ise 31 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in, geçen yıl 28 Mayıs’ta plazanın 20’nci katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitirmesiyle ilgili, tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın, Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘cinayet’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘hürriyeti tehdit’ suçlarından yargılanmalarına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar, Şule Çet’in babası İsmail Çet, aralarında CHP İlhan Cihaner’in de bulunduğu bazı milletvekilleri, kadın dernekleri temsilcileri, çok sayıda izleyici ile taraf avukatları katıldı.

ERKEK ARKADAŞI TANIK OLARAK DİNLENDİ

Duruşmada tanık olarak dinlenen Şule Çet’in erkek arkadaşı Furkan C., Çet’le 1,5 yıllık ilişkileri olduğunu belirterek, “Güzel bir ilişkimiz vardı. Son dönemde ikimiz de sabah okula akşam işe gittiğimiz için çok sık görüşemiyorduk. En son yüz yüze ölümünden 3-4 gün önce görüştük. Olay günü ise saat 19.00 ya da 20.00 sıralarında telefonla görüştük, hal hatır sorduk. O gün oraya gideceğini bilmiyordum. Sabah saat 11.00 sıralarında ölüm haberini aldım. En son olaydan 7-8 gün önce cinsel birliktelik yaşadık. Psikolojik durumu çok iyiydi. Köpeği vardı. Onunla çok mutluydu. Son günlerde bir sıkıntısı yoktu. Kullandığı herhangi bir psikiyatri ilacı yoktu. En son görüştüğümüzde çok mutluydu” dedi.

Furkan C., Çet ile ev arkadaşı Lila Thorine arasındaki mesajlaşmasında isminin geçmesinin sorulması üzerine, Çet’in ev arkadaşını birkaç kez gördüğünü, yakından tanımadığını ve olay gecesi kesinlikle kendisine masaj atmadığını söyledi.

Şule Çet’in ölümüyle ilgili davada tutuklu sanıklardan Çağatay Aksu’nun, diğer sanık Berk Akand’a gönderdiği ve dava dosyasına giren mektuplar ortaya çıktı.

Aksu, Akand’ın mahkemedeki tavırlarına sitem ettiği mektubunda, “Sen bana, ben sana kuşkusuz güvenmek zorundayız. Bizim olayda ciddi bir şey yok, sen de biliyorsun. Üçümüz başından sonuna kadar beraberdik. Sırf sen hatırlayamadığın için anlamsız beni suçluyorsun. Ama öyle olmadığını sen de çok iyi biliyorsun” ifadelerini kullandı. Mektubunda kamuoyu baskısı nedeniyle suçlandıklarını belirten Aksu’nun, “Ben takipteyim anbean. Sen benim dediklerimi yap” ifadeleriyle, Akand’ı yönlendirmeye çalıştığı ileri sürüldü.

‘SENİ DE ŞULE GİBİ MAĞDUR GÖSTERECEKLER’

Aksu, ifadelerinde olay anında uyuduğunu söyleyen Berk Akand’a mektubunda şu ifadeleri kullanıyor:
“Olayın renginde değişen bir şey yok Berk. Sizin saçmalıklarınız yüzünden olayı saçma sapan yerlere getirdiler. Bırak artık şu ‘uyuyordum’ işini. ‘Hatırlamıyorum’ de, ‘tamam kafam güzeldi’ de ‘o an ben de yok’ dersin anlarım. Ama uyuma işi hikaye. Bana diyorsun, sen alasını yapıyorsun aslında. Sürekli seninkilerin beni saçma karalama çabaları. Seni de neredeyse zorla orada tuttuğuma getirecekler. Hatta, seni de Şule gibi mağdur gösterecekler. Yanlış yapıyorsunuz.”

‘TAM BİR FİYASKO’

Sanık Aksu, Berk Akand’ın mahkemede verdiği ifadede bardak yıkama sesi duyduğunu söylemesiyle ilgili de “Zaten yıkama olayı başlı başına rezalet. O kadar mesafede mümkün değil. O kapı özel, ses geçirmiyor bile. Yani senin onu ‘duydum’ demen tam bir fiyasko” dedi.
Onlarca sayfalık mektuplarda sanık Aksu’nun, davanın avukatlarına, mahkemeye, tanıklara ve duruşmayı izlemeye gelenlere yönelik hakaretlerde bulunduğu da görüldü.
Öte yandan, Akand’ın avukatları da mahkemeye mektupla birlikte sundukları dilekçede, sanık Çağatay Aksu’nun müvekkilleri Berk Akand’a, verdiği ifadeler konusunda baskı yaptığını; ancak müvekkillerinin bu baskılara rağmen ifadelerini değiştirmediğini vurguladı.