Spora ve medeniyete ne Katar?

ÖLÜMÜNE İNŞAAT ÖLÜMÜNE FUTBOL

Katar’da spor komplekslerinin inşasında ölen binlerce insan göz ardı edilirken, organizasyon ilgi görmeyince Pakistan’dan ve Bangladeş’ten getirilen göstermelik taraftar komedisi de yaşanıyor. Gerçek taraftarlar, Dünya Kupası’na ilgi göstermedi çünkü çoğunluğu Katar’ı boykot ediyor. Boykot ediyorlar çünkü altyapı ve spor kompleksi inşaatlarında çoğu Hindistan, Bangladeş ve Pakistan’dan gelen işçiler yıllarca neredeyse kölelik düzeninde çalıştırıldı. Katar, açılış seremonisiyle ilgi toplamaya çalışırken dünya medyası, işçilerin şantiyelerde konakladıkları yerleri gösterdi. Korkunç koşullarda pasaportlarına el konulmuş olarak çalışan işçilerin bir kısmı maaşlarını bile alamamıştı. Kölelik değildir de nedir bu? Gerçi bundan yirmi yıl önce Dubai’de de benzer şantiye manzaraları vardı. Dünya bu tür manzaraları çabuk unutmaya da meyillidir. İngiliz The Guardian gazetesi bir yıl önce Katar’da 6751 işçinin öldüğünü raporlamıştı. Gazete, 2010-2020 yılları arasında ölen işçi rakamlarını ülkedeki Hindistan, Bangladeş, Nepal, Sri Lanka ve Pakistan konsolosluklarından temin etmişti. Filipinler ve Kenya gibi işçi temin edilen pek çok ülkenin rakamları bu sayıya dahil edilmediği gibi 2020-2022 yılları arasında kaç kişinin canından olduğunu da bilmiyoruz. Kim demiş ölümüne savaşan gladyatörler artık yok diye? Alın işte Katar’da ölümüne inşaat, ölümüne futbol! Binlerce işçinin ölümünü dert etmeyen bir ülke…

EN PAHALI DÜNYA KUPASI

Katar tüm altyapı, üstyapı inşaatları için 229 milyar dolar harcadı. Bu rakam ile tarihin en pahalı Dünya Kupası’na ev sahipliği yapıyor. Rakamın büyüklüğünü anlamak için 2014 yılında Brezilya’nın 15 milyar dolar, 2018 yılında Rusya’nın 11.8 milyar dolar harcadığını hatırlamak yeterli. Tüm bunların karşılığında 1 milyon ziyaretçi bekleniyordu. Katılım çok az olunca Hindistan, Bangladeş, Nepal, Sri Lanka ve Pakistan’dan ‘erkekler’ Dünya Kupası’nda top koşturmaya hak kazanan ülkelerin sahte taraftarları olarak türbinlere dolduruldu. Koca bir şaka ama hiç komik değil. Ülkeye doğru dürüst taraftar ve turist gelmediği gibi güvenlik güçleri de yetersiz kalınca Türkiye, 3000 polisini Katar’da görevlendirdi.

YASAKLAR YILDIRDI

Açılış seremonisinin komikliği, kılıçlı gösterinin barışçılıktan uzaklığı, seçilen maskotun absürtlüğü, kayda değer kimsenin açılış konseri vermek istememesi, bestelenen Dünya Kupası şarkısının TikTok vidosu düzeyini aşamaması ve açıklanan yasaklar futbolun ve futbol kültürü etrafında dönen her unsurun önüne geçti. Morgan Freeman açılış seremonisinde yer aldığı için yerden yere vuruldu. Yine açılış seremonisinde küçük çocuklara Kur’an okutulması da şaşkınlıkla karşılandı. Dünya Kupası açılışında daha önce İncil veya başka bir kutsal kitaptan metinler okunmuş mu hiç? İçki yasağı uygulayan ve sarhoş olmayı yasaklayan Katar’a FIFA Başkanı Gianni Infantino arka çıkarak “Üç saat içki içmezseniz ölmezsiniz” dedi. Futbolcuların LGBTİ+ topluluğuyla dayanışma göstermek için tasarlanan One Love kol bandı takma girişimi de Katar tarafından engellendi. Katar’ın yasaklarından bazıları şöyle: Edepsiz giyinmek (omuzdan diz altına kadar kapalı olmayan kıyafetler edepsiz kabul ediliyor), küfür etmek, yüksek sesle müzik dinlemek, sarhoş olmak, eşcinsellik, açık alanda flörtleşmek, stadyumlara içkiyle gelmek, stadyumlarda içki satışı. Katar bastırdığı broşürlerde de dini mekanlara ve kültüre saygı gösterilmesini, insanların fotoğraflarının çekilmemesini özellikle vurguluyor. Haçlı savaşçıları andırdığı için İngiliz taraftarları gözaltına alan, Galler Milli Takımı’nın eski kaptanı Laura McAllister’in gökkuşağı şapkasını çıkarttıran Katar, tüm dünyaya yaka silktirdi. Alman Milli takımı ise sahada elleriyle ağızlarını kapatarak Katar’ın LGBTİ+ karşıtlığı dahil tüm yasaklarını protesto etti. Katar spora ne katar bilemiyorum ama ülke imajını güçlendirmek için 200 milyar dolardan fazla para dökerek gerçekleştirdiği organizasyon Katar karşıtlığından başka da bir şeye hizmet etmedi. Şaşmaz kuraldır: Para ile itibar elde etmeye çalışanlar her seferinde çuvallar. Kendi inanç, kültür ve değerlerine saygı beklerken diğerlerininkini küçümseyen her kibirli tutum, ister bireysel düzeyde olsun ister ulusal, sadece yalnızlık yaratır. İnançta ve kültürde dayatmacılık fazlasıyla geri teper. Özellikle de sporda.