Uluslararası sivil toplum kuruluşu SPARK, Adana, Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa’daki Suriyeli KOBİ’lerle gerçekleştirdiği anket verilerini kapsayan bir rapor yayımladı. Suriyeli girişimcilerin ülke ekonomimize katkılarını anlatan rapora göre, Türkiye’de yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye kayıtlı 15 bin işletme bulunuyor. Suriyeli işletmecilerin %70’inin kendi ülkelerinde de bankalarla ilişkisi olmadığı görülüyor.
2015’ten bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Hollanda merkezli uluslararası sivil toplum kuruluşu SPARK, ülkemizdeki Suriyeli KOBİ sahipleriyle gerçekleştirdiği araştırmanın raporunu geçtiğimiz günlerde yayımladı. Sivil toplum kuruluşu, Adana, Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa illerinde faaliyet gösteren işletmeleri kapsayan ‘Finansmana Erişim: Suriyeli KOBİ’lerin Karşılaştığı Zorluklar’ isimli raporunda Suriyeli KOBİ’lerin finansal hizmetlere erişiminde yaşadığı engelleri açıklamanın yanı sıra, değerlendirdikleri fırsatları da aktardı. Raporda ayrıca Suriyeli girişimcilerin banka kredilerine erişim engelleri, ülke ekonomisine katkıları ve sektörlerindeki istihdamın artırılması için gerçekleştirilecek projelere dair bilgiler de yer alıyor.
Bankalar Suriyeli mültecilere kredi vermekte zorlanıyor
Sivil toplum kuruluşu SPARK tarafından yapılan araştırmaya göre Suriyeli mülteciler, Türkiye’de girişimciliğe soyunurken birçok zorlukla karşılaşıyor. Bunların başında bankaların finansal destek sağlamak için kişi ya da işletmecilerin finansal geçmişlerini incelemesi gerekliliği geliyor. Araştırmaya göre Suriyeli işletmecilerin %70’inin kendi ülkelerindeki bankalarla da ilişkisi olmadığı görülüyor. Suriyeli mültecilerin bankacılık sektöründe kredi başvurularının olumlu bir şekilde değerlendirilebilmeleri için ise kredi notlarının oluşması gerekiyor. Ancak bu işletmecilerin bankalarla geçmiş dönemde hizmet almamaları ‘riskli müşteri’ profiline girmelerine yol açıyor.
Suriyeli işletmeciler teminat göstermekte zorlanıyor
“Finansmana Erişim: Suriyeli KOBİ’lerin Karşılaştığı Zorluklar” araştırmasından edinilen bilgilerden hareketle ülkemizde geçerli olan “Mütekabiliyet İlkesi” nedeniyle Suriyeli mültecilerin Türkiye’de taşınmaz mal edinmeleri de mümkün olmuyor. Bu nedenle Suriyeli girişimcilerin kredi başvurularında teminat göstermeleri gün geçtikçe zorlaşıyor. Bankalar, Suriyeli mültecilerin “asgari kredibilite” gerekliliklerine uymaması nedeniyle kredi başvurusunda bulunan işletmelerin en az bir Türk sahibi olmasını şart koşuyor. Rapora göre bankaların riskli gördükleri müşterilere hizmet vermeyi reddetmelerinin kaynağında ise işlerini ‘müşterinizi tanıyın’ ilkesiyle gerçekleştirmeleri bulunuyor.
Mülteciler de Türk bankalarına yatırım yapmaktan çekiniyor
SPARK’ın araştırmasına göre, ülkemizdeki Suriyeli girişimciler ile yaşanan gelişmeler etkisini çift taraflı gösteriyor. Raporda mültecilerin çoğunluğunun “bankasız kalma” eğilimi gösterdiği belirtiliyor. Çünkü ülkemizdeki ‘Geçici koruma altındaki Suriyeliler’ yasal statüleri, mültecilerde güven eksikliği yaratıyor. Ayrıca bazı devlet bankaları da Suriyeli mültecileri kabul etmesine rağmen mobil uygulamalarında Arapça dil seçeneğine yer vermediği için dile dayalı erişilebilirlik sorunu ortaya çıkıyor. Araştırma sürecinde bankacılık sektörü temsilcilerinin fikirlerini de alan SPARK’ın yaptığı açıklamaya göre, Suriyeli girişimcilerin bankalara, politikacılara, STK’lara işletmelerini kaydetmelerinin, istihdamlarını teşvik etmenin ve bankacılık ve finansal sistemin nasıl çalıştığını anlamalarının yolu finansal okuryazarlık eğitimi vermekten geçiyor.
Raporda mültecilerin Türkiye ekonomisine katkısına dikkat çekildi
Mültecilerin Türkiye ekonomisine katkısına da dikkat çekilen SPARK araştırmasına göre, Suriyeli işletme sahiplerinin ülkemizde daha aktif bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri için yapılabilecek birçok proje ve yöntem bulunuyor. Türkiye'deki finansal sisteme Suriyeli iş insanlarını da dahil ederek Türkiye'nin ekonomik refahının ve büyümesinin önünü açan bir bakış açısına ihtiyaç duyuluyor. Bu bakış açısıyla birlikte ülkemizde faaliyet gösteren %30’unun kayıt dışı olduğu, yine de yerel ekonomiye ve topluluklara katkıda bulunma potansiyele sahip Suriyeli şirketlerin, finansal araçlara teşvik edilerek bu oranın azaltılması gerekiyor. Çünkü araştırma bulgularına göre kayıt dışı işletmeler daha az çalışana sahip olurken, hep küçük ölçekte kalıyor. Bunun yanı sıra Suriye ve Türkiye’den işletmelerin ortak çalışmalarının sınırlanmasına neden oluyor.
İngilizce yayınlanan rapora erişmek için
tıklayın.
Muhabir: Alp Yanardağ