Kılıçdaroğlu: İslami holdingleri kurtarmak için Meclis’e kanun getirdiler

Yayın tarihi: 19 Kasım 2019 Salı 2:32 pm - Güncelleme: 20 Kasım 2019 Çarşamba 12:27 am

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “. Türkiye’nin en önemli gazetelerine terör örgütüne destek vermekten soruşturma açılıyor. Ama bir dönem inançlı kimselerin soyulduğu bir dönem de var. Adına İslami holdingler deniyor. Almanya’ya gittiler, Hollanda’ya gittiler. 300 bin kişiden para topladılar. Fabrikalar yapağız, jipler yapağız. Neler dediler… Bir de 5 milyar Avro topladılar. Bir de camilerde yapıyorlar bu işi. Paraları alıp ortadan toz oluyorlar. Şimdi bu holdingleri kurtarma kanunu getiriyorlar. Vatandaşı kurtarmıyorlar, vatandaşı hortumlayanları kurtarmak için kanun getiriyorlar. Ben şimdi Ak Partili yurttaşlarıma sesleniyorum. Onlara oy verirsen iki elim burada da mahşerde de yakanda olacak kardeşim” dedi.

Konuşmasının başında tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter’i ve Jale Birsel’i anan Kılıçdaroğlu, “Onları asla unutmayacağız” dedi.

Emekli Amiral Türker Ertürk: CHP’ye katıldım çünkü tehdit çok büyük

İstanbul Karaköy’de başka bir kadın tarafından darp edilen ve basında “Başörtülü kadınlara saldırı” başlığıyla haber olan olaya ilişkin tepki gösteren CHP lideri, “Kendilerini aradım, morallerinin bozulmamasını istedim. Hiç kimse unutmasın hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesini asla ve asla kabul etmiyorum” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Sanat bir ülkenin entelektüel düzeyini gösterir. Sanat alanında güçlü olanlar yumuşak güçte daha güçlü olur”

“Herkesin kimliği, yaşam tarzı, inancına saygı gösteren bir toplum olmak zorundayız. Huzuru böyle yakalayacağız zaten. Başörtülü iki kızımıza saldırı yapıldı. Kendilerini aradım, morallerinin bozulmamasını istedim. Bu ülkede buy tür provokasyonlar olabilir ama asla üzülmeyin dedim. Moralini bozarsanız bunların amacına ulaştığını gösterirsiniz dedim. Hiç kimse unutmasın hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesini asla ve asla kabul etmiyorum.”

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a tank-palet fabrikası yanıtı

“Birileri bir şeyler almış. Birileri yurt dışındaki bankalarına para yatırmış, kesin. Kesin olmazsa benim mal varlığımı araştırmazsan namertsin diyebiliyor musun? Diyemiyorsun!. Türk-Katar ortaklığına devretmişler tank palet fabrikasını, kaça devrettin? Neden gizli kararname çıkarıyorsun? Sen kararnameyi gizliyorsun, demek ki bu milletten bir şeyi gizliyorsun. Özellikle benim öğrenmemi istemiyorsun. Senin boyun buna yetmez, ben her şeyi öğrenirim. Bunu soracağım da daha bir protokol var. O protokolü de gizliyorlar. Tank palet dolayısıyla gizlediğin protokolü açıklayacak mısın? Bu beyler çalıştıracaklar, asker bizim, tezgâhlar, fabrika bizim, orada mal üretilecek, bana satacaklar. Ben üretiyorum zaten, neden bana satıyorsun? Ben bunu soruyorum zaten. Efendim ‘Kılıçdaroğlu bilmez, biz onu işletmesi için devrettik.’ Kaça devrettik kardeşim? Hangi gerekçeyle ihaleyi yapmadın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Bu soruların tamamı havada. Onlar sanıyorlar ki biz bunları söyleyince Kılıçdaroğlu geri adım atacak! Ne Kılıçdaroğlu, ne CHP ne de 82 milyon geri adım atmayacak. Bunlar aynı zamanda Türkiye’de adaletsizliğin boyutunu gösteriyor. Devletin malının nasıl birilerine peşkeş çekildiğini gösteriyor. Kendisine şu soruyu da sordum; bana bir tane ülke gösterin kendi silah fabrikasını yabancı bir ülkeye kiralasın? Var mı böyle bir örnek? Yok. Peki sen neden kiralıyorsun? Üstelik bedavaya! Sen ülkeyi yönetemiyorsun. Kendi silah fabrikasını yabancı bir ülkeye peşkeş çekenlerin bu ülkeye değil ceplerine faydası olur.”

Kayyumlara tepki: Dünya Türkiye’de demokrasi yok diye biliyor. Doğru

“Üretim için de adalet, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak da bir adalettir. Seçim yapıyoruz, gidiyor vatandaş ben belediye başkanı olacağım diyor. Savcıya başvuruyor bu kişi, benim engelim var mı diyor. Savcı engel yok derse YSK’ya başvuruyorum. Dosyaya bakıyor onlar da. Sonra seçim yapılıyor. Seçimi kazanıyor o kişi 31’inde, sonra ayın 1’inde vali bu belediye başkanı görevden alınmalı diye yazı yazıyor. Benim seçime girmemde bir sıkıntı varsa bunu baştan yaparsın. Eğer yasal gerek varsa alınabilir, haklı bir gerekçe varsa alınabilir ama ne yaparsınız? Belediye meclis üyesi var, orada seçim yapılır, yeni aday seçilir. Diyorsunuz ki şimdi, seçimi kazandığın için seni cezalandırıyorum, oraya bir memur tayin ediyorum, ayrıca senin belediye meclisini de saymıyorum.’ Bu demokrasi midir? Dünya Türkiye’de demokrasi yok diye biliyor. Doğru. Bu demokrasi midir? Benim gibi düşünmeyenlerin de hakları vardır. Bu ne demektir? Ben seni seçen bütün seçmenlerin iradesini kabul etmiyorum demektir, o oylar benim için geçersizdir demektir. Demokrasi kültürüne yakışmayan bu durum yanlıştır.”

‘Türkiye’de bugün hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur’

“Rakiplerimizi elde ettiğimiz devletin gücüyle yok edersek hangi demokrasiden bahsedeceğiz? Sözcü gazeteci Türkiye’nin amiral gemisidir. Terör örgütüne destek vermekten suçlanıyor. Ya bütün hayatı zaten FETÖ ile mücadele ile geçti orada yazanların. Bu ülkede demokrasi, can ve mal güvenliği var diyeceksiniz! Bir daha söylüyorum; Türkiye’de bugün hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.”

Şehir Üniversitesi’ne gelen icraya tepki: YÖK burayı başka birilerine tahsis etsin diye!

“Şehir Üniversite, bir yer verildi kendisine. Orayı gayet güzel donattılar. Mimari bütün özellikleri korudular. Büyük binalar yapmadılar. 2019 üniversite memnuniyet araştırmasında 14. sırada. Şimdi, banka haciz uyguluyor. Oradaki akademisyenler aylıklarını alamıyorlar. Öğrenciler var orada, başarılı bir üniversite. Her siyasal görüşten de akademisyen var. Normaldir zaten bu. İki arkadaşımı görevlendirdim, gidip bakın bu üniversitenin durumu diye. Banka aracılığıyla üniversiteyi susturmak, ele geçirmek istiyorlar. Sıradan bir üniversite bile kapatılmaz ki bu üniversite saygın bir üniversite. YÖK burayı başka birilerine tahsis etsin diye!”

“İslami holdingleri kurtarmak için Meclis’e kanun getirdiler”

Elbetteki içeride haksız tutuklananlar var. Türkiye’nin en önemli gazetelerine terör örgütüne destek vermekten soruşturma açılıyor. Ama bir dönem inançlı kimselerin soyulduğu bir dönem de var. Adına İslami holdingler deniyor. Almanya’ya gittiler, Hollanda’ya gittiler. 300 bin kişiden para topladılar. Fabrikalar yapağız, jipler yapağız. Neler dediler… Bir de 5 milyar Avro topladılar. Bir de camilerde yapıyorlar bu işi. Paraları alıp ortadan toz oluyorlar. Şimdi bu holdingleri kurtarma kanunu getiriyorlar. Vatandaşı kurtarmıyorlar, vatandaşı hortumlayanları kurtarmak için kanun getiriyorlar. Ben şimdi Ak Partili yurttaşlarıma sesleniyorum. Onlara oy verirsen iki elim burada da mahşerde de yakanda olacak kardeşim.

ABD Başkanı Donal Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektuba tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Bu kadar ağır bir hakareti Türkiye Cumhuriyet Devleti yaşamamıştır. Bu kadar ağır bir hakareti yaşayana oy verene de şunu söylerim. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı bu kadar ağır bir hakarete layık mı kardeşim. Adam aptal diyor. Senden tek bir laf çıkmıyor. Koşa koşa ABD’ye gitti. Sen mektupçu başı mısın kardeşim? Sözde dünya lideriydi. Baktık ki egemen güçlerin şamar oğlanına döndü. Bu benim ağırıma gidiyor.” diye konuştu.