Eski İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu‘nun dokunulmazlığının kaldırılması için yaptığı başvuru, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından ‘Tezkere yok’ denilerek reddedildi.

AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı olduğu dönemdeki suçlamaları gerekçe göstererek milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması gerekçesiyle TBMM’ye başvuruda bulundu.

Soylu’nun başvurusuna TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan yanıt geldi. Sözcü yazarı Aytunç Erkin, Kurtulmuş’un imzasıyla yayınlanan karar metnine köşe yazısında yer verdi. Kurtulmuş’un imzasıyla yayınlanan karar metninde, “Başkanlığımıza hakkınızda herhangi bir tezkere ulaşmamıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda başvurunuz hakkında Başkanlığımızca yapılabilecek herhangi bir işlem yoktur” denilerek Soylu’nun başvurusu reddedildi.

Soylu’nun dokunulmazlık başvurusunda yeni iddia

Erkin’in yazısından ilgili kısım şöyle:

TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, 26 Temmuz Cuma günü TBMM Başkanlığı’na dilekçeyle başvurarak yasama dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.
Soylu, dilekçesinde, 40 yıldır siyasette yer aldığını ve bu süre içerisinde farklı görevlerde bulunduğunu belirtti: “Halihazırda üyesi olmaktan onur duyduğum Gazi Meclis’imizin çatısı altında da milletimizi temsil ve hizmet ifasıyla, milletvekilliği görevimi yaparken, hükümetlerimizi, İçişleri Bakanı olarak görev yaptığımız dönemi, şahsımı ve birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımızı hedef alan ve devletimizin itibarını ayaklar altına almak isteyen dahili ve harici menşeli çok sayıda mesnetsiz, tamamen iftiraya dayalı, manipülatif ve çoğu benzer mahfillerden üretilen organize ve sistematik karalamalarla karşı karşıya kalmış bulunmaktayız.”

Soylu, dilekçesinde, karalama ve iftira kampanyalarında suç yapıları ile fikir ortaklığı ve işbirliği içerisinde olanların yıkıcılığına bigane kalmamayı, “her anı sadakat, kararlılık ve fedakarlıkla dokunmuş mücadelenin rövanşını almak isteyenlere karşı vazgeçilmez sorumluluk” olarak nitelendirdi.
İçişleri Bakanlığı görevinden ayrıldığı 3 Haziran 2023’ten itibaren geçen bir yıl içerisinde aleyhinde, yalan, hakaret, karalama ve iftira içerikli 11 bin 500 televizyon haberi, 1454 gazete haberi ve 628 köşe yazısı ile makale, 218 bin internet ve sosyal medya haberi yapıldığını aktaran eski bakan şöyle devam etti: “Hakkımda görev dönemimize ait TBMM’de herhangi bir konuda fezleke işlemi bulunmamasına rağmen, CHP Genel Başkanları ve sözcüleri, muhtelif tarihlerde sarf ettikleri mesnetsiz karalamalar ve iftiralarla dokunulmazlık zırhına sığınarak korunduğumu defalarca ifade edip, bu şekilde kamuoyunu bilerek yanlış yönlendirmişlerdir. Yine CHP Genel Başkanları ve sözcüleri, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü yıllardır tehdit eden PKK terör örgütü ve onun siyasi birliktelik ve uzlaşı yürüttüğü Meclis’teki temsilcilerine, FETÖ ve DHKP-C’ye karşı yapmadıklarını, yapamadıklarını, söylemediklerini ve söyleyemediklerini, üstelik de onlarla birlikte, görev yaptığımız döneme ve şahsıma karşı, milletimizin gözü önünde eş zamanlı bir kampanya yürütmektedirler.”
Süleyman Soylu dilekçesinin sonunda şu talepte bulundu: “Görevde bulunduğum dönemlerle ilgili hakkımda yürütülen karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyaları karşısında, hakkaniyetin ve gerçeklerin tecellisi için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve TBMM İçtüzüğünün ilgili maddeleri çerçevesinde, yasama dokunulmazlığımın kaldırılmasının gereğini arz ederim.”
İşte bu dilekçeye Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’tan yanıt geldi. Kurtulmuş imzalı yanıtta şöyle denildi:
“Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin işlemler yukarıda yer verilen Anayasa ve İçtüzük hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Ayrıca Başkanlığımıza hakkınızda herhangi bir tezkere ulaşmamıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda başvurunuz hakkında Başkanlığımızca yapılabilecek herhangi bir işlem yoktur.”

Yazının tamamı için tıklayın.

Eski İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için yaptığı başvuru Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından ‘Tezkere yok’ denilerek reddedildi.