Soylu itiraf etti: İstanbul’u popülist politikalara teslim edemeyiz

Yayın tarihi: 16 Mayıs 2019 Perşembe 11:36 am - Güncelleme: 16 Mayıs 2019 Perşembe 11:36 am

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çatalca’da muhtarlarla toplantı yaptı. Süleyman Soylu, burada tartışmalı bir şekilde yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini değerlendirdi. AKP’nin adayı Binali Yıldırım için “Esas mağdur Binali Bey’dir” diyen Süleyman Soylu, “İstanbul’u bir takım popülist politikalara, ne olduğunu bilmediğimiz bir anlayışa teslim etmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“Esas mağdur Binali Bey’dir.”

Avrasya ve MAK anket şirketinden 23 Haziran için ilk açıklama: Fark 500 bin

“Sen İçişleri Bakanı’sın nasıl oldu bu iş diyebilirsiniz. Bizim seçime karışmamız söz konusu değil. Seçim kurulu hâkimleri liste isterler. Biz de sandık başkanları ve görevlerinin kamu görevlisi olanlarının listesini veririz. Şimdi YSK dedi ki “biz bir eksik yapmışız, listeyi partilere göndermemişiz

“Burada önümüzdeki 5 yıl sürekli ‘şaibe’ olarak konuşulacak, ‘bir siyasi partinin hakkı yendi’ olarak konuşulacak bir şey için YSK kararını verdi. Kararı öbür türlü verseydi biz yine itiraz ederdik”

“Tutanakta imza eksiği olur mu? Kiminde imza alınmış kiminde alınmamış. Şimdi tüm bunların içindeki yapılara elbette itiraz etmek ve hakkımızı aramak bizim en temel meselelerimizden bir tanesiydi.”

“Ben de bir İstanbul seçmeniyim, İstanbul’da doğdum, büyüdüm, okulumu okudum, paramı kazandım ve İstanbul adına herkesin bir söz söyleme hakkı varsa seçmen olarak benim de var. Kimse kusura bakmasın ama sosyal medya kampanyalarıyla musluklardan su akıtılmıyor. 1994’te Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da görevi devraldığında şehirde musluklardan su akmıyordu. Şimdi İstanbul’da suyun altından tren geçiyor, araba geçiyor. Bizim bunu o gün hayal edebilmemiz mümkün değildi. 2071’e kadar İstanbul’da su ihtiyacını karşılamak için tüm çalışmalar yapıldı. 1994’ten bu yana su ihtiyacını karşılamak için tam 224 tesis açıldı bu şehirde. Bugün tam 80 tane atık su tesisi var. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’u devraldığında su yoktu da, temiz hava var mıydı?”

“Bırakın hava kirliliğini, Haliç’in pis kokusu İstanbul’un her tarafını esir alıyordu. Ben çok iyi hatırlıyorum, İstanbul’un taksilerine Haliç’ten gitme Edirnekapı’dan git derdik. Bazen anneler hava kirliliği olduğu zaman çocuklarını okula göndermezlerdi. İstanbul’da ölçülen hava kirliliği 276 miligramken tek haneli rakamlara düştü. İstanbul, hava kalitesiyle dünyanın en iyi üçüncü metropolü oldu.”

“Türkiye genelinde görev yapan mahalle ve bekçi görevlilerinin neredeyse beşte biri İstanbul’da görev yapmaktadır”

“1994’te 10 milyon metrekare yeşili bulunan İstanbul bugün tam tamına 6 katı yeşil alana sahiptir. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı AB standartlarının üzerine çıkmıştır.”

“İETT Avrupa’nın en genç ve en modern filosu haline geldi. Cumhurbaşkanımız adına çalışan tek metro hattı vardı. Beyoğlu’nda Tünel’den Karaköy’e inen, ‘müze’ gibi gezdirdikleri tüneli olan bir İstanbul vardı şimdi toplam 170 km raylı sistemi olan bir İstanbul’umuz var. 7 faal 11 inşa halinde olan bir metro hattımız var.”

“Bu başlıkları kampanya sürecinde anlattık. Bunları vermemdeki maksat, bu verilerin bir ispatıdır. Kapasitemizin, vizyonumuzun ispatıdır. Aynı zamanda bu veriler İstanbul’da niçin partimizin, Cumhurbaşkanımızın Sayın Binali Yıldırım’ı aday gösterdiğinin de bir ispatıdır. Bu memlekete cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği en önemli devlet adamlarından biridir Binali Yıldırım.”

“Kimse kusura bakmasın, İstanbul’u bir takım popülist politikalara, ne olduğunu bilmediğimiz bir anlayışa teslim etmek mümkün değildir.

“Bu seçime herkes karışıyor, Kandil açıklama yapıyor, oyun nereye verileceğini işaret ediyor. Sadece Mayıs ayında 50 teröristi etkisiz hale getirdik. Nisan sonuna kadar ‘mağaralarından’ çıkmadılar. Çıktıkları an tepelerine bindik. 15 tanesi de söylemem gerekir ki İçişleri Bakanlığı’nın gri, mavi, turuncu, kırmızı listelerindeydi. 94 tane kayyım belediyesi vardı doğu ve güneydoğuda. Bunun yarıyarıyasını HDP kaybetti. Bu çok önemli bir gelişmedir. Demek ki doğru bir politika uygulandı. HDP, CHP kıyameti kopardı ‘siz nasıl kayyıma devredersiniz?’ diye. Orada belediyecilik açısından en kıymetli hizmetler yapıldı. Vatandaşlar 39’unu AKP’ye, kalanını diğer partilere verdiler. Yalnızca yarısını HDP aldı. Terörün kaynağını belediyelerden alıyorlardı. Alamadılar”