CHP’NİN KİMLİĞİ VE SOL
CHP’nin önemli bir rol oynayacağı tarihsel bir kavşağa/çatala yaklaşırken bu partinin kimliği konusundaki belirsizliğin devam etmesi, ilginç bir durum oluşturuyor. CHP, kendi tarihsel mirasına, devrimine, cumhuriyetine (örneğin laikliğe) sahip çıkmak konusunda -güncel politik nedenleri öne sürse de- önemli bir tereddüt yaşıyor. Örneğin; dinciliğe karşı laiklik, Osmanlıcılığa karşı cumhuriyetçilik ilkelerini savunmuyor. Din düşmanı ya da darbeci diye yaftalanmaktan korkuyor. Ama korkunun faydası olmuyor, zaten ne yaparsa yapsın bu sıfatlarla suçlanıyor.
Gelelim, kimlik konusuna; bilindiği gibi, son 30-40 yıldır siyasette en çok duyduğumuz kavramlardan biri, "sosyal demokrasi" oluyor. Dolayısıyla, "CHP gerçek bir sosyal demokrat parti olmalı" ya da "CHP sosyal demokrat özüne dönmeli" gibi, öneri, görüş ve eleştiriler sık sık karşımıza çıkıyor.
Peki, “sosyal demokrasi” nedir, dolayısıyla “sosyal demokrat” kime denir? Sosyal demokrasi iyi bir şey midir, yoksa solda önemsiz bir ayrım mı? O halde sosyal demokrasinin tarihsel ve düşünsel kaynaklarına biraz daha yakından bakalım. Nasıl bir geleneği temsil eder? Bizim gibi ulusal bağımsızlık mücadelesi veren ve feodal din devletlerini yıkarak demokratik devrimler yapan ülkelerde, sosyal demokrat partiler olur mu? Devam edelim..*
CHP ‘SOSYAL DEMOKRAT’ MI?
Sosyal demokrasi, sanılanın aksine siyasal tarihte ve literatürde saygın bir kavram değildir. Batıya özgüdür, sınıf mücadeleleri tarihinin bir ürünüdür. Solun tarihinde "sosyal demokrasi" belli bir dönemden sonra işçi sınıfına ve halka ihanet anlamına gelir. Batı’da sosyal demokrat partiler esas olarak büyük bir sağa savrulmanın, emperyalizm ve sermaye sınıfı ile uzlaşmanın sonucunda doğmuştur.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.