Şule Çet davasında sanıkların mektubu ortaya çıktı! ‘Ya beraber çıkarız ya beraber batarız’

Yayın tarihi: 20 Kasım 2019 Çarşamba 11:52 am - Güncelleme: 20 Kasım 2019 Çarşamba 3:35 pm

Şule Çet’in ölümüyle ilgili davada savcı, sanıklar Çağatay Aksu için müebbet hapis cezası isterken Berk Akand için ise aynı suça yardımdan 20 yıla kadar hapis cezası istedi.

Ankara’da Yelken Plaza’nın 20. katından şüpheli şekilde ‘düşerek’ yaşamını yitiren Şule Çet davasının 5. duruşması Ankara Adliyesi 31. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan savcı iki sanık için de kasten öldürme, cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit suçlarından ceza istedi.

Yoğun katılımla başlayan duruşmayı CHP Milletvekilleri Gamze Taşcıer, Sezgin Tanrıkulu, Necati Tığlı da takip ediyor.

“PSİKOLOJİK DURUMU İYİYDİ”

Duruşmada Şule Çet’in eski erkek arkadaşı Muhammed Furkan, sanık avukatlarının talebi üzerine tanık olarak dinlendi. Furkan, “Sabahları okula, akşamları işe gidiyorduk bu yüzden çok görüşemiyorduk. Şule patronlarıyla konuşacağını söylemişti bir tek. Olay günü sabah saat 11.00’de Şule’nin daha önce çalıştığı iş arkadaşı ölüm haberini verdi. İnanamadım, aradım ve karakola gittim. En son ölümünden üç dört gün önce yüz yüze görüştük. Psikolojik durumu iyiydi, köpeği vardı onunla ilgileniyordu ve yeni taşınmıştı mutluydu. Benim Şule’nin hayatını kaybetmesinden aylar sonra intagrama yüklediğim fotoğraf neden dosyaya giriyor anlamış değilim. O gece 11.00’den önce iyi geceler dedik birbirimize” diye konuştu.

Sanık avukatlarının o gece Şule’nin nerede olduğunu kendisinden gizlediğini söylemesi üzerine cevap veren Furkan, “Biz özgür insanlarız ve Şule bana her dakika hesap vermek zorunda değil” dedi.

ÇAĞATAY AKSU’DAN BERK AKAND’A MEKTUP: YA BERABER ÇIKARIZ YA BERABER BATARIZ!

Şule Çet avukatlarından Onur Tatar, sanık avukatlarının Çağatay Aksu’nun Berk Akand’a yazmış olduğu mektupları göstererek sanıklara teyit ettirdi ve neden mektup yazma ihtiyacı hissettiklerini sordu. Çağatay Aksu, “Ben sadece dosyaya gelen evrakları Berk’e aktarıyorum” dedi ve Berk Akand da bu yolla haberleştiklerini onayladı. Çalışan koğuşunda olduğumuz için bir gün beraber olma imkanımız vardı ve mektupları görüştüğümüzde birbirimize veriyoruz” dedi.

Reklam
Tatar, Çağatay Aksu’nun bir mektubunda “Ya beraber çıkarız ya beraber batarız” demekle ne demek istediğini sordu ve sanıkların ağız birliği yaptıklarını ifade etti.

ŞULE’NİN İÇ ÇAMAŞIRLARI NEDEN İNCELENMEDİ?

Avukat Umur Yıldırım da olay gününe ilişkin delillerin sanık Berk Akand tarafından yok edilmeye çalışıldığını ifade ederek Şule’nin iç çamaşırlarının babasına teslim edilmediğini ve adli tıpta incelenmediğini söyledi: “Olaydan iki hafta sonra Şule’nin babasıyla birlikte eşyaların bir kısmını aldık. Polis bize iç çamaşırı vs. vermedi. İç çamaşırı, taytı, sutyeni babaya verdik diyorlar ama baba burada ve verilmemiş bunlar. İç çamaşırlar Adli Tıp’ta da incelenmedi, neden? Cinsel saldırı olarak görülen davada en önemli deliller neden incelenmedi? İncelendi dedikleri çamaşır kot mont, çanta ve cüzdan.”

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI

Tanıkların ve avukatların dinlenmesinin ardından savcı mütaalasını verdi. Savcı, sanık Çağatay Aksu’nın kasten öldürme, cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit suçlarının nitelikli hallerinden ve sanık Berk Akand’ın da Çağatay Aksu’nun eylemine katılma, kasten öldürme, cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit suçlarının nitelikli hallerinden cezalandırılmasını istedi.

SANIK DİNE SARILDI

Mütalaaya tepki gösteren sanık Çağatay Aksu, “Biz bunca zaman boşuna yatmışız. Almadığımız belge kalmadı, ben anlamıyorum. Şurada sinir krizi geçireceğim, kendimi zor tutuyorum. Dışarıdan baskı yapılıyor, medya yanıltılıyor. Eğer suç buluyorsanız beni asın. Dinimizde de var farz gibi düşünüp vicdanınızla karar verin” diye konuştu.

Sanık Berk Akand da “Ben Çağatay’ın asla bir kıza tecavüz edip öldürdüğünü düşünmüyorum ama tek tanığı var o da benim. Beni de onun yanına çekmeye çalışıyorlar. Ben uyukluyordum o an. Bu kabustan kurtulmayı çok istiyorum, bilsem de her şeyi söylesem keşke. Çağatay geliyor, ‘20. kattan kız atladı’ diyor ve ondan sinirleniyorum. Kameralardaki çaresiz hallerimi nasıl açıklayayım? Ben saat 3.32’den sonrasına kefil olamıyorum. Kime kızacağımı şaşırdım, basına mı, medyaya mı kızayım? Benim alnım açık, acılı ailenin de Allah yardımcısı olsun. Beraatimi talep ediyorum. Ben buradan ceza alacaksam harcanacağıma inanıyorum” dedi.

SANIK AVUKATINDAN NADİRA KADİROVA CİNAYETİ GÖNDERMESİ

Sanık Berk Akand’ın avukatı Hüseyin Ayan mütaalaya ilişkin savunma yaparken “Adaletli bir karar olacaksa bir milletveklinin evinde ölen kızcağızı da araştırsınlar, peşine gitsinler. Ben Şule Çet’in ya Çağatay ya da Furkan tarafından cinayete sürüklendiğini düşünüyorum. Ben Şule’nin oraya iş sözü almak için geldiğini düşünüyorum ama mesajlaşmalara baktığımızda Çağatay’ın sarkıntılık yaptığını ve Şule’nin siz diye hitap ettiğini düşünüyorum. Şule gezip tozan eylenen bir tip. Babasının yolladığı parayla bu hayatı süremez, çalışması gerekiyordu. Bara gidip çalışmak istemedi, hangi bara gitse işe alınırdı ama belki de orada onu satarlardı” dedi.

Avukatın bu sözleri salondan büyük tepkiye neden oldu.

DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA: ADALET İÇİN BURADA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!

Duruşması öncesi Ankara Adliyesinde bir araya gelen kadınlar yaptıkları açıklamada “Bundan önceki 4 duruşmada olduğu gibi bugün de gerçek adaletin yerini bulması ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için buradayız” dedi. Ankara Kadın Platformu adına açıklama yapan Deniz Akıl şöyle konuştu: “Şule Çet başta olmak üzere, işlenen tüm kadın cinayetlerinin üzerlerinin örtülmemesi için buradayız. Burada olmaya da devam edeceğiz. Ta ki adalet yerini bulana kadar. Kadın cinayetleri durana kadar. Cinayet tarihinden bugüne dek bizlerin ve kamuoyunun takibi sonucu intihar gibi gösterilmeye çalışılan bu cinayet kamuoyuna mal oldu. Bunun sonucunda ise cinayetle ilgili gerçekler artık gizlenemez hale geldi. Bu durum karşısında gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek için duruşmanın kapalı görülmesini ve yayın yasağı getirilmesini isteyen, parayla bilirkişi raporları satın almaya çalışanlar, daha da ileri giderek, savunma adı altında Şule Çet’i suçlamaktan bile geri durmadılar. Hepimizin daha önceki kadın cinayetlerinde de tanık olduğu gibi erkek adalet sistemi; sanıkları yargılamak yerine tam tersini yapıyor, cinayetlerin üzerlerini örtmeye çalışıyor.”

İstanbul Maltepe’de öldürülen Fatma Şengül’ün kızı Açelya Şengül de duruşma öncesi yaptığı açıklamada “Kadın katilleri artık ‘pişmanım’ indiriminden yararlanmasın diye buradayım. Tüm kadınlar için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

SANIKLARIN BİRBİRİYLE MEKTUPLAŞTIĞI ORTAYA ÇIKTI

Mağdur avukatı Onur Tatar duruşma öncesi kendilerine sanık avukatları tarafından mektup ulaştırıldığını belirterek, “Mektuplar Çağatay Aksu’nun aynı suçtan yargılandığı Berk Akand’a yazdığı iddia edilen mektuplar. Çağatay Aksu ve Berk Akand mektuplara baksın” dedi.

“Neden mektup yazma ihtiyacı hissettiniz karşılıklı?” sorusuna sanık Çağatay Aksu, “Başından beri görüşemiyorduk. Dosyalar bana geliyordu. Ben sadece dosyaya gelen evrakları Berk’e aktarıyordum” dedi. Berk Akand ise “Çağatay görüştüğümüzde vermişti. Çağatay bana bir şeylerden bahsediyordum. Buraya gelirken veriyordu” yanıtını verdi.

Mağdur avukatı Tatar sanık Çağatay Aksu’ya, “Bir mektubunda sanık Berk Akand’a diyorsun ki ‘ya beraber çıkarız ya da batarız.’ Neden bunu söyledin?” diye sordu. Bu soru üzerine sanık Çağatay Aksu, “Burada yargılanmamızdan belli. Bunun sonucu olarak söyledim. Bunu söylemem normal. Nereye çekmek zorunda kalıyorsunuz” yanıtını verdi.

Mağdur avukat Tatar’ın, “Maktul Şule Çet’in on parmağından dokuzunda sanıklara ait DNA çıktı deniyor” sözlerinin ardından sanık avukatları itiraz etti. Çağatay Aksu, “Benim DNA’m çıkmadı. Yalan söylüyor efendim” dedi.

AVUKAT YILDIRIM: OLAY GÜNÜNE DAİR AİT DELİLLER SİLİNDİ

Mağdur avukatı Umur Yıldırım, tanık Pınar Turgut ve sanık Berk Akand’ın tüm arama kayıtlarının ve mesajlarının silindiğinin tespit edildiğini belirterek, “Olay gününe ait birçok delil silinmiş” dedi. Şule Çet’in iç çamaşırının hala kayıp olduğu ve incelenmediği Yıldırım’ın ifadesi arasında yer aldı.

SAVCILIK MÜTALAASI AÇIKLANDI

Avukatların ifadelerinin ardından savcılık makamı mütalaasını mahkeme heyetine sundu. Savcılık mütalaada, sanık Çağatay Aksu’nun kasten öldürme ve cinsel saldırıdan cezalandırılmasını talep etti. Sanık Berk Akand’ın ise yardım etme ve kasten öldürme suçlamalarıyla cezalandırılmasını talep etti.

20 YIL HAPİS İSTEMİ

Şule Çet davasında savcı, bir sanığın kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, diğerinin aynı suça yardımdan 20 yıla kadar hapsini istedi.

SANIK AKSU: SUÇUM VARSA BENİ ASIN

Mütalaanın ardından sanık Çağatay Aksu, “Biz boşuna yatmışız. Savcı bey keşke ilk davada okusaydı. Hala nasıl cinsel saldırıdan bahsediyorlar. Bir insanla halay çekip nasıl tecavüz edersiniz? Bu dava saçma sapan şeylerle buraya geldi. Bizim bu suçu işlemediğimiz çok net. Beni asın. Suç bulabiliyorsanız beni asın. Bunu farz gibi düşünüp vicdanınıza göre karar verin” dedi ve suçlamaları reddetti.

Sanık Berk Akand ise, “Ben o gece uykusuzdum, 36 saattir uyumuyordum. Sandalyede uyuyordum. Gecenin bir yarısı oturduğum sandalyeden felaket ötesi bir şeyle uyandım. Uyandırılıyorum ve Çağatay sağı solu topluyor, siz normal uyandım sanıyorsunuz” dedi.

Mahkeme heyetinin, “Çağatay senin uyumadığını söylüyor” dediğini hatırlatılan Berk Akand, “Çağatay ile burada anlaşamıyoruz. Tek tanığı benim. Çağatay’ın bir kıza tecavüz edip öldürdüğüne inanmıyorum. Çağatay hakkında en ufak bir şey bilsem söylerim” diye konuştu.

ÇAĞATAY AKSU’DAN BERK AKAND’A MEKTUP: YA BERABER ÇIKARIZ YA BERABER BATARIZ!

Şule Çet avukatlarından Onur Tatar, sanık avukatlarının Çağatay Aksu’nun Berk Akand’a yazmış olduğu mektupları göstererek sanıklara teyit ettirdi ve neden mektup yazma ihtiyacı hissettiklerini sordu. Çağatay Aksu, “Ben sadece dosyaya gelen evrakları Berk’e aktarıyorum” dedi ve Berk Akand da bu yolla haberleştiklerini onayladı. Çalışan koğuşunda olduğumuz için bir gün beraber olma imkanımız vardı ve mektupları görüştüğümüzde birbirimize veriyoruz” dedi. Tatar, Çağatay Aksu’nun bir mektubunda “Ya beraber çıkarız ya beraber batarız” demekle ne demek istediğini sordu ve sanıkların ağız birliği yaptıklarını ifade etti.

AVUKAT YILDIRIM: ŞULE’NİN İÇ ÇAMAŞIRLARI NEDEN İNCELENMEDİ?

Avukat Umur Yıldırım da olay gününe ilişkin delillerin sanık Berk Akand tarafından yok edilmeye çalışıldığını ifade ederek Şule’nin iç çamaşırlarının babasına teslim edilmediğini ve adli tıpta incelenmediğini söyledi: “Olaydan iki hafta sonra Şule’nin babasıyla birlikte eşyaların bir kısmını aldık. Polis bize iç çamaşırı vs. vermedi. İç çamaşırı, taytı, sutyeni babaya verdik diyorlar ama baba burada ve verilmemiş bunlar. İç çamaşırlar Adli Tıp’ta da incelenmedi, neden? Cinsel saldırı olarak görülen davada en önemli deliller neden incelenmedi? İncelendi dedikleri çamaşır kot mont, çanta ve cüzdan.”

Sanık Berk Akand da “Ben Çağatay’ın asla bir kıza tecavüz edip öldürdüğünü düşünmüyorum ama tek tanığı var o da benim. Beni de onun yanına çekmeye çalışıyorlar. Ben uyukluyordum o an. Bu kabustan kurtulmayı çok istiyorum, bilsem de her şeyi söylesem keşke. Çağatay geliyor, ‘20. kattan kız atladı’ diyor ve ondan sinirleniyorum. Kameralardaki çaresiz hallerimi nasıl açıklayayım? Ben saat 3.32’den sonrasına kefil olamıyorum. Kime kızacağımı şaşırdım, basına mı, medyaya mı kızayım? Benim alnım açık, acılı ailenin de Allah yardımcısı olsun. Beraatimi talep ediyorum. Ben buradan ceza alacaksam harcanacağıma inanıyorum” dedi.

SANIK AVUKATINDAN NADİRA KADİROVA CİNAYETİ GÖNDERMESİ

Sanık Berk Akand’ın avukatı Hüseyin Ayan mütaalaya ilişkin savunma yaparken “Adaletli bir karar olacaksa bir milletveklinin evinde ölen kızcağızı da araştırsınlar, peşine gitsinler. Ben Şule Çet’in ya Çağatay ya da Furkan tarafından cinayete sürüklendiğini düşünüyorum. Ben Şule’nin oraya iş sözü almak için geldiğini düşünüyorum ama mesajlaşmalara baktığımızda Çağatay’ın sarkıntılık yaptığını ve Şule’nin siz diye hitap ettiğini düşünüyorum. Şule gezip tozan eylenen bir tip. Babasının yolladığı parayla bu hayatı süremez, çalışması gerekiyordu. Bara gidip çalışmak istemedi, hangi bara gitse işe alınırdı ama belki de orada onu satarlardı” dedi.

Avukatın bu sözleri salondan büyük tepkiye neden oldu.