Manisa'nın Soma ilçesinde  301 madenci yaşamını yitirdiği 162 işçi de yaralandığı maden faciasında kamu görevlileri 10 yıl sonra hakim karşısına çıktı. Duruşma 12 Eylül'e ertelendi.

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'te 301 madencinin yaşamını yitirdiği, 162 işçinin ise ağır yaralandığı facianın üzerinden 10 yıl geçti. Bu süreçte hayatını kaybeden madencilerin yakınları adalete erişmeyi bekledi ancak yargının verdiği kararlar tartışmalara neden oldu ve aileleri memnun etmedi. Faciada ihmali bulunduğu belirtilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın iş müfettişlerinin de bulunduğu 28 kamu çalışanı "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla bugün hakim karşısına çıktı.

KAMU GÖREVLİLERİ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Facia ile ilgili  10 yıl sonra ilk defa hakim karşısına çıkan 28 kamu görevlisinin yargılandığı duruşma 12 Eylül'e ertelendi. https://tele1.com.tr/yargitay-301-madencinin-hayatini-kaybettigi-soma-davasinda-kararini-verdi-599227/

SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMİŞTİ

DW Türkçe'de yer alan habere göre, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye ait madende çıkan yangının yol açtığı  faciada şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ile çalışanlarının yargılanmasına 2015'te başlandı. Duruşmalarda denetimleri yeterli yapmadıkları gerekçesiyle devlet görevlilerinin de sorumluluğu sorgulandı, "Kamu görevlileri de yargılansın" çağrısı yapıldı. Faciada yaşamını yitiren madencilerin aileleri de kamu personeli hakkında da bir soruşturma başlatılmasını talep ederek savcılığa şikayette bulundu. Dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda hem Enerji Bakanlığı'nın hem de Çalışma Bakanlığı'nın ihmali ve kusuru bulunduğuna dikkat çekildi. 2016 yılında hazırlanan bilirkişi raporunda, "denetimde yetkili ve görevli kurumların mevzuat ile madencilik tekniklerine aykırı hususlara göz yumduğu" belirtildi. Raporda, denetimlerin yüzeysel yapıldığı bile yazıldı. Kamu görevlilerinin yargılanması için söz konusu bakanlıkların soruşturma izni vermesi gerekiyordu ancak her iki bakanlık da bunu uzun bir süre gerçekleştirmedi. Bunun üzerine yaşamını yitiren 12 madencinin yakını, son çare olarak Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, 29 Ocak 2020 tarihinde aldığı kararla, yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti ve yargılama yapılmasının önünü açtı.

İDDİANAMEDEN

AYM'nin hak ihlali kararının sonrasında denetim göreviyle yükümlü 28 kamu personeli hakkında Soma Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bir soruşturma başlatıldı. Fakat dosya üç yıl savcılıkta bekletildi. Savcılığın hazırladığı iddianame ise 14 Aralık 2023 tarihinde tamamlandı. İddianamede, şüphelilere "görevi kötüye kullanma" suçlaması yöneltiliyor. Fakat "bilinçli taksirle 301 kişinin ölümüne, 162 kişinin de yaralanmasına sebebiyet vermek," ve "olası kastla insan öldürmek" yerine bu suçtan ceza istenmesi mağdurların avukatları tarafından eleştiriliyor. 75 sayfadan oluşan iddianamede hem yaşanan hukuki sürece hem de facianın detaylarına yer veriliyor. İddianamede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın iş müfettişleri; E.A., G.A. M.G., E.G., A.Y., A.E., M.K.; baş müfettişler M.T., A.B. ve E.G. ile müfettiş yardımcısı E.B.'nin kusurları sıralanıyor. Şüphelilerin madendeki üretimin can güvenliğini tehdit etmesine rağmen çalışmaları durdurmadığına vurgu yapılıyor. İddianamedeki şüpheliler arasında dönemin Çalışma Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü K.Ö. de bulunuyor. K.Ö.'nün maden ocağında işletme projelerini inceleyerek çalışma izinlerini veren ve her yıl üretim faaliyet raporlarını denetleyen kurumun başında bulunduğuna dikkat çekiliyor. Ancak K.Ö.'nün "gerekli mevzuat çalışmalarının yapılmasında ihmale neden olduğu ve gecikme göstererek oluşan maden kazasındaki can ve mal kaybının etkisinin facia boyutuna yükselmesine neden olduğu" bildiriliyor. Aynı şekilde Enerji Bakanlığı personeli olan maden tetkik üyeleri M.S.S., Ş.U., M.B., E.T., H.H.I., H.Y., M.G., B.U., N.P.Y., A.Ü., A.S., B.A., R.K.ve M.A. da suçlanıyor. Söz konusu kişilerin iş güvenliği ile alakalı eksikliklerin tamamlatılması ve hatalı uygulamaların düzeltilmesi için bir girişimde bulunmadığı ifade ediliyor. Ayrıca denetimler neticesinde tehlikeli durumu belirleyip gerekli önlemlerin alınmasını sağlamadıkları da dile getiriliyor. Eski Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Daire Başkanı V.D. ile dönemin TKİ Daire Başkanı olan A.S.'nin de ihmali bulunduğu savunuluyor.

'ZAMAN AŞIMI' SAVUNMASI

İddianamede şüphelilerin üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerine yönelik savunmalarına da yer verildi. Ayrıca bir kısım şüphelinin 13 Mayıs 2014'te yaşanan facianın zamanaşımı kapsamına alınması ve takipsizlik kararı verilmesini istediğine yönelik dilekçe kaleme aldığı ifade edildi. Fakat savcılık, zamanaşımı sürecinin 12 yıl olduğuna değinerek, "Şüpheli ve bir takım şüpheli müdafilerinin savunmalarının mesnetsiz olduğunu" belirtti. İddianamenin kabul edilmesinin ardından yargılamaya Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün saat 09.35'te başlanacak. "Çok geç açılmış bir dava" Hayatını kaybeden madenci yakınlarının avukatı Derviş Emre Aydın, kamu personeline yönelik "görevi kötüye kullanma" suçunun yetersiz kaldığını belirtti. , Yaptığı açıklamada 'Görevi kötüye kullanma suçlaması kabul edilemez' diyen Aydın, "Bizce olası kast ile insan öldürme suçlamasıyla ağır ceza mahkemesinde açılması gereken bir dosya iken geldiğimiz noktada 10 yıl sonra ancak görevi kötüye kullanma suçlamasıyla asliye cezada açılan bir dava var" dedi Aydın, davanın açılmasında çok geç kalındığına belirterek, "301 kişinin öldürülmesinden bahsediyoruz. Bilirkişi raporları, kamu kurumlarındaki müfettişlerin ve denetim yetkisine sahip olan müdürlüklerin doğrudan bu konudaki ihmali nedeniyle bu katliamın gerçekleştiğini ortaya koymuştu" ifadelerini kullandı.

"MADENCİLERİN YAKINLARI MAĞDUR OLARAK EKLENMEDİ"

Avukat Aydın, madenci yakınlarının da duruşmaya katılım sağlayacağını belirtti. Aydın'ın aktardığına göre savcılık, faciada yaşamını yitiren madenci ailelerini dosyaya "mağdur" olarak dahi eklemedi. Bu durumun sürecin daha da uzamasına sebebiyet vereceğini söyleyen Aydın, "Biz dosyaya katılma talebimizi sunduk. Fakat mahkeme bunu duruşmada değerlendireceğini söyledi. Bu sorunlar bize bu yargılamanın da gerçekten adalete ulaşmayacak göstermelik bir yargılama olarak kalacağını gösteriyor" diyor.

NE OLMUŞTU?

Soma'daki Eynez Maden Ocağı'nda 13 Mayıs 2014 tarihinde yerin 400 metre altında çıkan yangın nedeniyle yükselen karbonmonoksit gazı, o esnada kömür ocağında çalışan 787 madencinin hayatını tehlikeye atmıştı. Çıkışa yakın noktalardaki madenciler kurtulmayı başardı. Ocağın dip tarafındaki işçilerin ise sığınabilecekleri bir yaşam ünitesi yoktu. Üç gün süren arama kurtarma çalışmalarının sonrasında ocaktan 301 madencinin cansız bedeni çıkarılmıştı. Hayatını kaybeden madencilerin 217'sinin çocuğu vardı, toplam 432 çocuk babasız kalmıştı.

CEZA DEĞİL ÖDÜL

Kazanın ardından madencilerin güvenliği için yeterince önlem alınmadığı ortaya çıktı. İşçilere verilen gaz maskeleri yetersiz ve eskiydi. "Dünyanın son 50 yıldaki en ölümcül ikinci maden kazası" olarak nitelendiren Soma faciasına ilişkin davaya 2015'te başlandı. Davanın seyrini ise Yargıtay'ın tartışma yaratan bozma kararı değiştirdi. Yedi yıl süren yargılama sonucunda dosyanın bir numaralı sanığı Can Gürkan'a 20 yıl hapis cezası verildi. Ancak şirketin yöneticisi Gürkan, beş yıla yakın cezaevinde kaldığı için Covid-19 izninden faydalanarak hapse girmedi. Madencilerin aileleri, Can Gürkan'a verilen hükmü, "Ceza değil, ödül" ifadesiyle eleştirirken işçilerin yakınlarının avukatlığını üstlenen Selçuk Kozağaçlı ile Can Atalay şu an cezaevinde bulunuyor.
Kaynak: TELE1