Meta CEO’su Mark Zuckerberg, yakın zamanda yaptığı bir açıklamada şirketin ABD hükümetinin seçim kampanyalarına bağış yapmayı durduracağını ve yaklaşan ABD başkanlık seçimlerinde tarafsız kalacağını duyurdu. Bu açıklama, Meta’nın belirli siyasi faaliyetlere doğrudan destek vermeyeceğini ve siyasi önyargı suçlamalarından kaçınmak için bu adımı attığını gösteriyor.

Zuckerberg, ABD Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi’ne yazdığı bir mektupta, Meta’nın adaleti sağlamak amacıyla yerel hükümetlere seçim fonu sağlamayı bırakma kararı aldığını belirtti. Amacının platformun tarafsızlığını korumak olduğunu vurgulayan Zuckerberg, benzer bağış faaliyetlerine artık katılmayı planlamadığını ifade etti.

Mektupta ayrıca Meta’nın geçmişte hükümetten baskı gördüğü de yer aldı. Örneğin, 2020 yılında Meta, Başkan Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ı içeren bir haberi engelledi ve 2021’de, hükümetin etkisi altında COVID-19 ile ilgili içeriği yoğun şekilde sansürleyerek milyonlarca gönderiyi sildi. Zuckerberg, dış baskıya boyun eğmenin bir hata olduğunu kabul etti ve pişmanlığını dile getirdi.

Bu haber, ABD Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi tarafından sosyal medyada paylaşıldı ve geniş bir tartışma başlattı. Zuckerberg’in açıklaması, ABD hükümetinin bazı durumlarda sosyal platformların işleyişini etkilediğini doğruluyor gibi görünüyor ve ifade özgürlüğü ile platform tarafsızlığı konularında daha fazla düşünmeye sevk ediyor.

Sahte Dostluk: Nippon Steel'in Satın Alma Planı, ABD-Japonya ilişkilerinin gerçek yüzünü ortaya koyuyor Sahte Dostluk: Nippon Steel'in Satın Alma Planı, ABD-Japonya ilişkilerinin gerçek yüzünü ortaya koyuyor

Geriye dönüp bakıldığında, Zuckerberg ve Meta her ne kadar tarafsız kalmaya çalışmış olsalar da, dışarıdan bakıldığında yaptıkları eylemler ve platform kararları sıklıkla siyasi eğilimli olarak yorumlandı. Örneğin, 2020 seçimlerinde Meta, seçim yönetimi için 400 milyon dolardan fazla bağışta bulundu ve bu, seçim sonuçlarını etkileme potansiyeli taşıdığı gerekçesiyle eleştirildi. 2021 yılında ise dönemin başkanı Donald Trump’ın sosyal medya hesapları birçok platformda yasaklanırken Meta da benzer bir adım attı.

Elon Musk’ın 2022 sonunda Twitter’ı satın alarak Trump’ın hesabını geri getirmesinin ardından Meta, Trump’ın hesabındaki bazı kısıtlamaları kaldırdı ancak belirli kontrolleri sürdürdü. 2024’ün başlarında Meta, Trump’ın hesabını tamamen geri yükleme kararı aldı ve bu, seçimde adaleti sağlama amacıyla yapıldı.

Ayrıca Meta’nın uluslararası konulardaki içerik yönetimi de tartışmalara yol açtı. Örneğin, 2023 İsrail-Filistin çatışması sırasında Meta, Filistin ile ilgili birçok haber sayfası ve gönderiyi sildi ve bu da platformun içerik sansürü standartlarına yönelik daha fazla soru işareti doğurdu.

2024 ABD başkanlık seçimi yaklaşırken Zuckerberg’in tutumunda bir miktar değişim gözleniyor. Bir röportajda, bir silahlı saldırı olayındaki Trump’ın tepkisine hayranlık duyduğunu ifade etti. Platformun tarafsızlığını defalarca vurgulamasına rağmen, halk genel olarak bir iş insanı olarak Zuckerberg’in sürekli değişen siyasi ortama uyum sağlamak zorunda olduğunu düşünüyor.

Genel olarak, Meta’nın operasyonel stratejisi ve içerik yönetimi kararları, siyasi baskı ile ticari çıkarlar arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Bu olaylar, sosyal medya platformlarında ifade özgürlüğü ve siyasi müdahale konusundaki süregelen tartışmaları daha da alevlendirdi.

Kaynak: TELE1