Siyaset ve basın camiasının trolleri

Yayın tarihi: 9 Ocak 2024 Salı 1:17 pm - Güncelleme: 9 Ocak 2024 Salı 1:17 pm

Dinliyor, okuyorsunuz.
Özellikle gündemi yakından takip edenler önceden neydi şimdi ne oldu durumlarına sıkça şahit.
Bakıyorsunuz yıllarca iktidarı eleştirip yanlışlarını söylerken bir anda yılmaz savunucusu oluveriyor.

Bir önceki yazıda trollerin işleyişini nasıl hareket ettiklerini anlatmıştık. Bunların bir kısmı paralı bir kısmı gönüllü sosyal medya saldıraylarıydı. Şimdiki konumuzsa siyaset ve basın dünyasının bilerek isteyerek ya da kendiliğinden trolleşenleri hakkında.

Bu kişilerin bir kısmı fazla inanmasalar da mefaatleri gereği yalakalıkta sınır tanımıyor, bile isteye trollüğe soyunuyor.

Diğer kısmı ise siyasi görüşü ne olursa olsun, din ve hayata bakışı konusunda ayarı kaçırıp farkında olmadan trolleşenler. İktidar tarafından yaratılan atmosferde rahatça ağız bozan, hedef gösteren, faşistçe davranışlar sergileyen kişiler.

Bazıları ise iktidarın içinden gelen, muhalif kim varsa güdümlü halde, meziyeti çapında, karakteri doğrultusunda saldıran, hakaret ve küfür edenler.

Gelin şimdi kendilerinin dahi farkında olmadan ya da bilerek trolleşen isimlere göz atalım:

1- Erem Şentürk:
Herhangi bir gazetecilik geçmişi yok. Reklam filmlerinde asistan olarak başlamış. Adı sanı pek duyulmayan küçük birkaç televizyonda programlar yapmaya çalışmış. Yandaş Hadi Özışık’ın yancılığını yaparak kendine ‘gazeteci’ sıfatı almaya çalışmış biri.

Amacı: Fiilen iktidarın içinde yer alıp nimetlerinden nemalanabilmek.

Yöntemi: iktidara karşı olan, eleştiren isimlere saldırarak adını duyurmaya çalışmak.
Hedef tahtasına koyduğu isimler ise genellikle toplumun dikkate aldığı muhalif kişiler.

Mesela Can Ataklı’yı şehitlerle ilgili sözün bir kısmını yayınlayarak hedef göstermesi. Aynı şekilde Fatih Altaylı. Sürekli radarında olan Ekrem İmamoğlu. Ya da neredeyse evlatlık alacak kadar ağzından düşürmediği, saldırılarıyla sürekli gündemde tutmaya çalıştığı Merdan Yanardağ.

Adı kendi cenahı dışında pek bilinmeyen bu zat, profili yüksek kişileri “CHP trolleri teröre böyle alan açıyorlar ama asla yargılanmıyorlar” gibi lakırdılar ederek açıkça hedef gösterir.
Ancak tuhaf olan şu ki, yaptıklarıyla trolün en önde gideni olduğunun farkına varamaz.

2- Alpay Özalan:
Topa kafa ata ata henüz kapanmamış bıngıldağını patlatan AKP’nin cengaveri, X’in siyasi fenomen trolü.
Hiçbir icraatı, hiçbir soru önergesi, katkısı olmayan, meclise arada git gel yapan, eğitimi malum(!), tekmeli yumruklu Erdoğan bodyguard’ı.

Eğitim demişken, X’te paylaşımlarını dahi kendi yapamayacak durumda olan, dürtüsel hareket eden, yerini koruyabilmek için var gücüyle gözüne kestirdiğine saldıran bir futbolcu.

Radarında önceden Kemal Kılıçdaroğlu vardı, şimdilerde Özgür Özel.
Ayrıca gizli hayranlık besleyip sürekli takip ettiği Fatih Altaylı, Can Ataklı ve Ekrem İmamoğlu gibi isimler de günlük tarama listesinde bulunuyor.
Futbolcu bu döngü içinde koltuğunu korumak ve saldırmak için aportta bekliyor.

3- Ahmet Hamdi Çamlı (Namıdiğer Yeliz Hanım):
Bir dönem Necmettin Erbakan ve Tayyip Erdoğan’ın gönüllü olarak şoförlüğünü yapan Fethullah Gülen hayranı olan kişi.
Konuşma üslubu ile mensubu olduğu partiyi dahi utandıran, değindiği konularla saçmalığın dibine vuran partinin en cahil trollerinden biri olarak anılmaktadır.

Trollük işini gönüllü olarak yapmaktadır. Son olarak Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünü 15 Temmuz’a entegre eden Yeliz, bunca patavatsızlığına ve bilgisizliğine rağmen 2 dönem vekillik yapmış, ancak trollüğü baki kalmıştır.

4- Nedim Şener, Hulki Cevizoğlu:
Bir zamanlar her ikisi de Atatürk İlke ve İnkılaplarının savunucusu, laikliğin ve Cumhuriyet’in yılmaz birer bekçisi pozisyonundayken, biri cezaevine girip çıktıktan, diğeri de muhtemeldir ki muhalif kalarak maddi hiçbir şey elde edemeyeceğini zannettiği için değişim ve dönüşüme başvurmuşlardır.

Asimile olmuş evrim geçirmiş bu iki kişi için öncesi/sonrası halleri ne yeni mahallelerinden ne de eski mahallelerinden kabul görmüştür.

Tıpkı Bahçeli ve Erdoğan gibi öncesi/sonrası söylemleri yeri geldikçe yüzlerine vurulan bu iki kişi şimdilerde geçmişlerini reddeden konuşmaları sebebiyle toplum tarafından (kendileri fark etmeseler de) birer trol olarak anılmaktadır.

Her ikisi de bozuk saat gibi arada doğruları dile getirseler de, genel olarak duruşları; iktidara karşı eleştirel söylemleri olan kişileri hedef tahtasına oturtmaktır.

Şener iktidardan da aldığı güçle damarına basan herkese ettiği kallavi küfürlerle meşhur…
Hatta kadın gazeteci olarak gardımı aldım bekliyorum, çünkü huyu bu!

Ve bakınız evvelinde Atatürkçü olarak tanıdığımız Hulki Cevizoğlu’nun mensubu olduğu iktidara şirin görünmek için söylediği söz:
“Atatürk tişörtü için milleti ayağa kaldırmanın alemi var mı?”

Koltuk, insana neler de söyletiyor! Yazık!
Ya da iktidarla aynı fotoğraf karesinde olabilmek için şekilden şekile girmesi.

Trollüğe evrildiklerinin dahi farkında olmayan bu kişiler şimdilerde ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamamaktadır.

5- Turgay Güler:
Bu iktidar döneminde boy vermiş yandaş sözde bir gazeteci ve tv yorumcusu.
Ancak gazeteci sıfatından çok etrafını manipüle eden dezenformasyon içerikli yorumlar yapan genç, hırslı, trol bir kalem.
Tirajı düşük bir gazetede yazılar kaleme alan gerçek anlamda bir iktidar silahşörü.
Saldırı alanı genel olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ile CHP’li profili yüksek olan tüm kişiler.

Bakın bu arkadaş Riyad’da iptal edilen maçtan sonra ne paylaşmış:
“Aklınızın bir köşesinde kalsın.
Asla unutmayın.
Türkiye’ye çok ama çok büyük, eşi benzeri görülmemiş bir operasyon çekildi.
Yapılması gereken tek şey bu operasyonu çekenlerin yargı karşısına çıkarılmasıdır.
Bu daha başlangıç!
Uyarıyorum!
Yenileri yolda!
Operasyonu çeken her şeyi göze almış.
Sizce işini yarım bırakmayı düşünür mü?
Türkiye’ye operasyon çekecek kadar bir büyük cesareti nereden buluyor acaba?
Ben biliyorum!
Bilmesi gerekenler de biliyordur!”

Trolün görevi sadece hedef göstermek değil, etrafını galeyana getirip provoke etmektir.
Yukarıdaki şu sözleri muhalif olan bir gazeteci yazsa başına neler gelebileceğini az çok biliyoruz. Devir onların devri işte yandaş olunca durumlar değişiyor. Ne yazarlarsa yazsınlar ilgilenmesi hizaya çekmesi gereken kurumlar görmezden geliyor.

Trollükte iyi bir yol kat etmiş olduğu aşikâr olan bu yandaşı tebrik etmek gerek.
Tebriik!

6- İbrahim Karagül:
AKP iktidarıyla meşhur olan, Yeni Şafak’ta yazan etkin trol gazeteci.
İktidarın güdümünde, AKP’yi öven yazılar kaleme alıyor.
Muhalif olan herkes hedefi.
İlgi alanı Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu.

Seçim döneminde millet ittifakının ‘Haydi’ adlı seçim şarkısı nasıl montajlanıp algı yaratılmaya çalışılmışsa, bu zat da Riyad’da Arapların Atatürk adına ve dahi fotoğrafına tutumlarına karşı takınılan onurlu ve gururlu duruşu bir operasyon olarak millete sunup algı peşinde koşuyor.
Bu tutmazsa gelsin yeni algı konuları diye bekleşiyor.

Peki ne gibi provokatif şeyler:
“Ali Koç ile Ekrem’in ortak provokasyonunda 2. gün..
Ne o?
Gezi Terörü sırasında yaptığımız gibi;
Yine Dolmabahçe’yi mi işgal ettireceksiniz!
Yemezler.
Bu sefer kaldırım taşları arasında kaybolursunuz.”

Çarpıtma, yanıltma, provokasyon ve tehdit.
Ne ararsanız var.
Tam bir trol. Bravo! Alkııış!

7- Semih Yalçın:
İthafen;
“Erkek olarak doğmak alın yazısı olabilir fakat ‘insan’ olmak her erkeğe nasip olmaz”

Kendileri MHP’nin küfür ve hakaretten sorumlu Genel Başkan Yardımcısıdır.
Ağzı oldukça bozuk.
Küfür, hakaret ve tehdit dili özüne işlemiş, hakaret etmeden cümle kuramayan MHP’li vekil.
Kişileri hedef göstermenin yanı sıra, iki satıra 100 tane küfür, tehdit ve hakareti sığdırabilen, trolleştiğinin farkında olmayan ender siyasi trollerden.

Üstelik bu kişi eğitimli.
Profesör.
Kitapları ve yayımlanmış makaleleri var!

“Kasımpaşalıları cebimden çıkarırım” düsturunda bir yaşam felsefesi benimsemiş olsa dahi insan aldığı eğitim yuvasının atmosferini hiç mi koklamaz, hiç mi nasiplenmez, azıcık da mı entelektüel kırıntısına sahip olmaz?!
Yok…
Payına düşeni almamış!
Böyle kalacağım deyince de ortaya tuhaf bir karakter çıkmış.

İşte Yalçın’ın -halka açık mecralardan- sarf ettiği hakaret içerikli sözlerinden bir kaçı;

Özgür Özel’e,
“Müptezel, Arsız, ayağı Mekap’tan aylarca çıkmamış PKK’lının çorap kokusu, tefeci”

Engin Altay’a,
“İnsan görünümlü iki ayaklı yaratık, ucuz, sefil, zavallı insan müsveddesi”

Ayrıca bu sözleri sarf eden Yalçın aynı cümle içinde Engin Altay’a yönelik ‘Mahalle kabadayılığı’ ve ‘küfürbazlık’ ithamlarında bulunarak devam ediyor,

“Zelil, küçük kalibreli, düşük profilli Engin Altay çakalı beni tehdit etme yüreğin yetiyorsa kendin gel nereye istiyorsan oraya ben geleyim adileşmeden siyaset yap”

Meral Akşener için cinsiyetçi o iğrenç söylem,
“Kucağına oturduğun CHP”

Merdan Yanardağ’a,
“Gazeteci taslağı, ekran kabadayısı, delikli kuruş etmeyen gazeteci müsveddesi”

Can Ataklı’ya,
“Ödlek, kimyası bozuk, Korkusuz’da yazan korkak”

Semih Yalçın öfke kontrolü konusunda bir uzmandan destek almalı, trollüğüne çare bulamasa da en azından bir centilmen olmayı uzman yardımıyla denemelidir.

8- Mehmet Ali Çelebi:
Ergenekon davasında bir süre hapis yatan, tahliye olunca da kendisine CHP tarafından lütfedilip tepside vekillik sunulan kişi.
İlkeli bir duruşa sahip olamadığı için olacak ki Erdoğan tarafından kolayca devşirildi.
Ne oldu, nasıl teklifler aldı, karakteri AKP tarafından nasıl keşfedildi bilinmez ancak o Atatürkçü teğmen, Atatürk’ten zerre hazzetmeyen siyasal islamcıların arasına katılıverdi.
Tıpkı Sinan Oğan gibi.

Çelebi, Merdan Yanardağ’ın konuşması üzerinden kısa bir kesit kullanarak algı yaratan, hedef gösteren, halkı ve zayıf karakterli düşük profilli siyasileri provoke eden ilk kişi!

Yanardağ’ın aylarca sebepsiz yere cezaevinde yatmasına neden olan bir yetersiz bakiye.
Trollükte Alpay Özalan’ın tahtına göz diken Erdoğan’ın yeni prensi.

Ahh Çelebi! Neydin, ne oldun, ne olacaksın?

9- Bahadır Erdem, Kürşad Zorlu, Buğra Kavuncu üçlüsü:
Teğmen Çelebi’nin ardından yürüyen, akıl tutulması yaşayıp, farkında olmadan trolleşen siyasilerden biri de Bahadır Erdem.

İYİ Parti’nin aklı başında olduğu düşünülen vekiliyken bir anda o linç ve faşist güruha dahil oldu. Yanardağ’ı şuursuzca hedef göstermesinin ardından nelere sebep olduğunun farkına varmış olacak ki “Hiç kimse fikrinden dolayı tutuklanamaz” açıklamasında bulundu.

Ancak fikirlerin hapsedilmesine büyük katkı sağlayan Erdem, cezaevi çıkışı Yanardağ’dan özür dilese de bu aniden trolleştiği gerçeğini değiştirmiyor.

Trolleşen diğer isimlerse İYİ Partili vekil Buğra Kavuncu ve parti sözcüsü Kürşad Zorlu.

Yanardağ’a karşı başlatılan karalama, linç ve hedef gösterme operasyonuna katılan bu iki isim, Mehmet Ali Çelebi’nin montaj videosu üzerinden kabuk değiştirip birer AKP’li gibi hareket etmişlerdi.

Hatta Kürşad Zorlu hızını alamayıp, “Tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok” minvalinde Tele1’i boykot edeceği türden bir açıklama dahi yapmıştı.

Bu üç siyasetçinin bilerek ya da bilmeyerek aniden birer iktidar trolüne dönüşmelerinin altında yatan gerçek ise düşmanlaşma…

Düşmanlaşmanın en önemli sebebi ise İYİ Parti’nin 6’lı masadaki son hareketine istinaden getirilen eleştirilerdi.

10- Parsel Parsel İ.Melih Gökçek:
Siyaset arenasının en renkli, en araştırmadan paylaşım yapan, trolleyeyim derken en çok trollenen simasıdır kendisi.

Fışkıyesi ve jelibon madenleri meşhurdur.
Sahte fotoğraflar, montaj videolar üzerinden algı yaratmada üzerine yoktur.
Paylaşımlarının seviye ve niteliğine uzaktan baktığınızda bazen “kendini nasıl bu hale düşürüyor” diye acırsınız, bazen de kahkaha atarsınız.

Tollükteki amacı maddi değil, eş dost akraba için mevki ve mallarını korumak içindir.
Kolayca kandırılabilen Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı X’i en etkin kullanan, klavye başından kalkmayan komik bir karakterdir.

Esasen bu isimler öyle çok ki. Özellikle yazılı ve görsel medyada yazıda yer almayan onlarca isim mevcut, ancak tadında bırakmak gerek.

Kaynak: TELE1