Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) şirketlerin ticari kredi kullanımında döviz varlığı sınırı getirdi. Karar sonrasında dolar düşse de ekonomistler bunun rezerv satışlarından kaynaklandığını düşünüyor. Ayrıca kararın uzun vadede daralan ekonomiye sebep olabileceği de aktarıldı.
BDDK finansal istikrarın güçlendirilmesine ve kaynakların daha verimli kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması hedefiyle makro ihtiyati adımlar atılmasına karar verdi. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, döviz varlıklarının TL karşılığı 15 milyon TL’yi aşmayan şirketlere kredi kullanım durumunda döviz varlıklarını 15 milyon TL üzerine çıkarmama şartı getirildi. 15 milyon TL üzeri döviz nakdi varlığı bulunan şirketler ise bu varlığı aktifinin ya da satış hasılatının yüzde 10’unu aşması durumunda yeni nakdi TL ticari kredi kullanamayacak. Uygulama karar tarihinden sonra uygulanmak üzere, aksi yönde bir Kurul kararı alıncaya kadar geçerli olacak. BDDK'nin açıklaması öncesinde 17,36 lira olan dolar kuru, 16,50 liraya kadar geriledi. https://tele1.com.tr/bddk-karari-sonrasi-dolarda-dusus-649471/"SONUCUNDA DARALAN EKONOMİ OLACAK"
Ekonomist Murat Kubilay kendisine ait sosyal medya hesabından BDDK'nın kararı hakkında açıklamalarda bulundu. Kubilay, "bunun sonucu da muhtemelen daralan ekonomi olacak fakat bunu yaşayıp görecekler." ifadelerini kullandı.Murat Kubilay şu ifadeleri kullandı:
1)Bugünķü BDDK kararıyla, yani ticari şirketlerin TL cinsi kredi kullanımlarına fiili döviz bozma kuralı gelince, yarı Arjantin diye ifade ettiğim kısmi sermaye kontrollerine iyice geçilmiş oldu. Tabii bunun sonucu da muhtemelen daralan ekonomi olacak fakat bunu yaşayıp görecekler. 2.TCMB’nin kanuni bağlayıcılığı olan %5 oranındaki enflasyon hedefini önemsemediği aşikâr ve artık bunu amaçlamıyorlar. Örtülü döviz rezervi satışları ve kur korumalı mevduatla (KKM) sağlanmak istenen döviz kuru istikrarından da zoraki biçimde vazgeçiliyor. 3.Yani dolar kurunda daha önce 6,85 veya 13,95 düzeyinde olduğu gibi set çekme, bu uğurda ulusal rezervleri heba etme gibi bir imkanları olmadığını idrak ettiler. Bundan sonra asıl amaçlanan döviz kuru artış hızını yavaşlatmak ve böylece finansal istikrarı geçici korumak."EKONOMİ YÖNETİMİN KONTROL ŞANSI YOK"
4.Ukrayna Savaşının sonucu enerji ithalatının hızla patlaması oldu. 2021’de 3-4 milyar dolar olan aylık ithalat faturası 2022’de 7-8 milyar dolara fırladı. Bu artış üzerinde ekonomi yönetiminin kontrol şansı yok, yani büyümek isteyen ekonomide rekor enerji ithalatı keyfi değil. 5.Öyle ki sadece Mayıs 2022’de 10,7 milyar dolar rekor dış ticaret açığı verdik. Büyük umutla beklenen turizm gelirleri pandemi öncesi rekor kıran 2019 yılının hala altında. Doğalgaz ve elektrik maliyetini tüketicilere hissettirmek için verilen 12 aylık bütçe açığı rekor seviyede"KAŞIKÇI DAVASINDAKİ DÖNÜŞ BU SEBEPLE"
6.Böyle anlarda akla ilk gelen Merkez Bankası rezervleri. TCMB’nin swaplar hariç net rezervi -53,8 milyar dolar. Satılabilir rezerv 10 milyar doların altında. Tabii bir de Suudi Arabistan’la yapılan swap görüşmeleri var. Cemal Kaşıkçı davasındaki 180 derece dönüş işte bu nedenle. 7.Mesele şu ki böyle bir dış ticaret açığını tek seferlik kaynakla örtmek mümkün değil. Üstelik turizm gelirlerinin de çoğu ön ödemeyle tahsil oldu, fakat BOTAŞ’ın Rusya’ya yaptığı doğalgaz ödemeleri geriden takip ediyor. Önümüzde yıllar değil aylar var, belki sadece haftalar."AKILLARA EK BÜTÇE GELİYOR"
8.Kısmen ve gecikmeli olarak iktidar bunu anlamış vaziyette. Ek bütçe buna dair ipuçlarını veriyor. Hatta ek bütçenin büyüklüğü açığı örtmek kadar erken ve belki baskın bir seçim ihtimalini akıllara getiriyor. Bunu ekonomik göstergelerle desteklemek kolay değil ama mümkün. 9.Kesin olansa şu saatten sonra faiz politikasında geri adım atılmadıkça veya sermaye serbestisinin kısıtlanmasında ileri adım atılmadıkça döviz kurunda artışları durdurmanın imkânsız olduğu. Dahası bunu engellemek dahi istemiyorlar, çünkü döviz kurunda bir köpük yok. 10.Yani Aralık 2021’de olduğu gibi irrasyonel para politikaları ile şişirilmiş bir döviz kuru ve onu bütçeyi feda etmek kaydıyla söndürecek yeni bir araç yok. 17,35 dolar kuru seviyesinden dahi dış denge sağlanamıyor. Gelire endeksli senede de ciddi bir talep yok. 11.Zaten döviz kurunu durdurmayı başaramayacaklarını artık fark ettiklerini, bunu durdurmak yerine şoksuz bir şekilde yükselmesine gayret ettiklerini yineleyelim. Gelire endeksli senedin nedeni; Aralık 2021’deki gibi dolar kurunu düşürmek değil, rekor bütçe açığını finanse etmek.12.Bu nedenlerden ötürü önümüzdeki dönemde döviz kurunda kalıcı ve ciddi düzeyde düşüş beklemek; az önce belirttiğim faiz politikasında geri adım veya sermaye serbestisinde yeni kısıtlama veya siyasi değişim olmadan mümkün değil.
— Dr. M. Murat Kubilay (@mmkubilay) June 23, 2022
" DOLARDAKİ DÜŞÜŞÜN NEDENİ REZERV SATIŞI"
BDDK'nın kararı sonrası dolardaki düşüşü değerlendiren ekonomist Mahfi Eğilmez "BDDK'nin kararı: 15 milyon TL'nin üzerinde döviz mevduatı olana kredi yok. Ama piyasa kapandığı için bu tamamen rezervden satışla sağlanan düşüş gibi görünüyor." dedi. https://tele1.com.tr/bddkdan-tl-ticari-kredilere-yeni-sart-649469/
Muhabir: Oğuzhan Poyrazoğlu