Iğdırlı olan Sinan Oğan çok iyi bilir ki Abdülhamid döneminde (1887’de) Kars, Rusların işgaline uğrar ve 40 yıl Rus İmparatorluğu’nun yönetiminde Kars Oblastı olarak kalır.
1917’de Rus işgali biter ancak toprakların kaderiyle ilgili Rusya, Ermenistan, Gürcistan arasında pek çok antlaşma yapılıp sürekli bozulur. 1918 yılında Kars Cumhuriyeti kurulur ve bir yıl sonra İngilizlerin işgali ile bu devlet de yıkılır.
TARİHİ KARAR
Mustafa Kemal 1919’da Samsun’a çıkıp bağımsızlık mücadelesinin ilk adımını attığında, Padişah Vahdettin onun hakkında tutuklanma kararı verdi. Daha sonra ölüm fermanını da imzalayacaktı. Doğu cephesi komutanı Kazım Karabekir, Erzurum’da Mustafa Kemal’in karşısına dikildiğinde “Paşam, dün olduğu gibi bugün de bütün kolordumla emrinizdeyim” dedi ve Kurtuluş Savaşı’nın kaderini değiştirdi.
1920’de, Kazım Karabekir’in orduları Kars’ı geri aldı ve 1921’de -ileride Türkiye Cumhuriyeti adını alacak- vatanımıza kattı.
Doğu, bağımsızlık mücadelesinde kapanan ilk cephe oldu ve batıya sevk edilen ordular sayesinde Kurtuluş Savaşı kazanıldı.
Sinan Oğan, akşamdan sabaha kimin işgal ettiği belli olmayan; Ruslarla, Ermenilerle, Gürcülerle yoğun çatışmaların yaşandığı topraklardan gelen bir isim. Tarihi kararların nasıl alındığını iyi bilen bir isim.
Şimdi onun karşısında da başka bir Kemal var.
KENDİNİ YOK ETMEK
Gören de Sinan Oğan’ın sanki ‘Sophie’nin Seçimi’ romanındaki gibi zor bir kararın eşiğinde olduğunu sanır. Hayır, öyle değil.
Oğan elbette demokratik hakkı olarak seçimlerde aday oldu ve yine haklarını sonuna kadar kullanarak ikinci turda destekleyeceği adayı seçecektir. Ancak “Biz olmasaydık seçim ikinci tura kalmayacaktı” argümanıyla haklı çıkmaya çalışan biri, ikinci turda muhalefetin yanında yer almazsa birinci turdaki varlık/adaylık nedenini boşa düşürmüş olur.
Madem Erdoğan’ın yanında duracaktınız veya nötr kalacaktınız bıraksaydınız da ‘adam ilk turda kazansaydı’.
Oğan, dilediği tarafta yer alabilir ancak bir seçim kendini yok etmek ve bütün değerlerinle çelişmek demek iken diğeri büyük bir risk almakla beraber daha büyük bir ‘ülkü’ barındırıyor.
RAKİP ERDOĞANİZM
Telefondaki ses bana “Ben bizim solun paramparça olduğunu bilirdim de sağın/milliyetçilerin de parça parça olduğunu bilmezdim” dedi.
Sahi 12-13 milyon yabancıyla sarmaş dolaş, önüne gelene bayram şekeri ikram eder gibi vatandaşlık dağıtan AKP ile Tuğrul Türkeş’in ne işi var? Ülkü? Hoş bir kadın ismi mi sadece? Müslüman olmayan Türkü de Kürdü de ‘hayvan’a eş tutanlar hangi ülkünün peşinde koşuyor?
Yüzde 3 oy alan solun üç yüz parçaya bölündüğü, milliyetçilikleri ‘ümmetçiliklerine’ yenilmiş sağın her şeyi kişiselleştirdiği bir ortamda yekpare durabilen tek grup Erdoğanistler.
Erdoğan’ı salt siyasi bir lider olarak gören herkes yenilgiye mahkumdur. Karşınızda bir insan kültü var. O sahnede hem siyasi lider, hem baba, hem Tarkan, hem Michael Jackson, hem Osho… Sokak röportajlarında görüyoruz ki peygambere, Allah’a eş tutulan bir ikon var karşınızda.
Erdoğan toplumu iyi tanımıyor-okumuyor; Erdoğan toplumun bir yansıması… Ortada bir dava filan da yok! Bir insana sevda var.
Dediler ki terör iftirasına halk inandı. Evet, AKP seçmeninin yarısı inandı ama diğer yarısı da bunun yalan ve iftira olduğunu biliyor. Duydukları sevda uğruna her şeyi mubah sayıyorlar.
Erdoğan Fan Kulübü üyeleri aynada kendilerini görüyorlar. Olmak istedikleri kişiyi görüyorlar. Sol detaylarda farklılıkları üzerinden romantik kavgalar ededursun, sağ kişiselleştirdiği davalarını kamusallaştıradursun… Atı alan Üsküdar’ı geçti geçiyor; evet!
FATURA SONRA ÖDENECEK
Neredeyse dokuz yıldır yaşadığım güzide site başından beri kozmopolit bir yapıya sahipti. Ancak son yıllarda Türk nüfusu sürekli olarak eridi. Artık Türklerin bu siteden ev alabilmesi hayal! Kiraları bırakın aidatları bile ödeyemiyorlar. Son temsilci (milletvekilliği gibi düşünülebilir) seçimlerinde İranlı ev sahiplerinden vekaletleri toplayan bir emlakçı sayesinde yönetim iş bilmezlerin eline geçti. Evet, aynen böyle oldu: Sitemizde yaşayan yabancıların oylarıyla yönetimi ele geçirdiler.
Körfez ve Ortadoğu’nun zengin Araplarına, önce İran ve Azerbaycan’dan eklenenler oldu şimdi de savaştan kaçan Rus ve Ukraynalılar. Türk lirası serbest düşüşle ilerlerken onlara ucuz gelen her şey bize pahalı… Ruslar ve Ukraynalılar birbirlerine çaya giderken Türkler nakliye kamyonlarına eşya taşıyor.
Seçim bir haftaya sonuçlanıyor. Ne olursa olsun bizim sitede nisandan kalan faturalarımız var. Gecikmeyle de olsa haziran ayında ödeyeceğiz. Ülkece ödeyeceğimiz faturaya dair net bir bilgisi olan?