Silahlı saldırıda öldürülen Sinan Ateş’in faillerinin yargılandığı davanın ilk  duruşması 4’üncü günde görülmeye devam edildi. Duruşma öncesi Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş açıklamalarda bulundu.  Ateş, ‘Mahkeme kovuşturma ilerlemesin diye irade gösteriyor” dedi. Ayşe Ateş mahkemede yaptığı konuşmada, “Sinan tehditler başladığında bana ‘İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın beni öldürmek için talimat verdi” ifadelerini kullandı. Duruşmanın ilk gününden beri müştekilere ve gazetecilere tehditler savuran azmettirici Doğukan Çep hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulundu.  Duruşma yarın saat 09.00’da devam edecek.

Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş davasının ilk duruşması dördüncü günde görüldü. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki 32’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın ilk gününde 8 ikinci gününde 13 tutuklu sanığın ifadesi alındı. Davanın son tutuklu sanığı Umut Ersoy’un duruşmanın 3’üncü gününde ifade verdi. 3’üncü gün sanık avukatlarının savunmalarının ardından tamamlandı. Duruşma’nın 4’üncü gününde sanık avukatlarının savunmalarını tamamlamaları ve şikâyetçilerinin ifadelerine alındı. Bu kapsamda şikayetçi Ayşe Ateş konuştu. Sinan Ateş davasının ilk duruşmasının 4’üncü günü tamamlandı. Yarın devam edecek duruşmada tanıkların dinlenmesi bekleniyor.

 

Sinan Ateş duruşmasında 3’üncü celse bitti! Sanıklardan sonra avukatlarda senaryo değişti

İFADE DEĞİŞTİLER

Duruşmanın ilk üç gününde sanıklar daha önceki ifadelerini değiştirerek farklı ifadelerde bulundu. Tetikçi Eray Özyağcı duruşmanın ilk gününde yaptığı savunmasında, “Ben sadece Sinan Ateş’in sağlı sollu ayaklarına ateş ettim. En son şöyle bir ses duydum, ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diyorlardı” ifadelerinde bulunmuştu.

Azmettirici olarak yargılanan Doğukan Çep ise ifadesinde, “Ben azmettirdim baş aktör benim. Dosyamı çözmesi için para verdim çözemedi. ‘Olmuyorsa paramızı geri alalım’ dedi. Arıyorum arıyorum açmıyor, açan adam açmamaya başladı. Ben de bir iki gün daha bekledim. ‘Ben bunu ayaklarından vuracağım, Ankara’ya gidiyorum’ dedim. Eray da yanımda. ‘Abi ben gider vururum’ dedi.” diye konuştu.

AVUKALARDA SENARYO DEĞİŞTİ

Sanıkların savunmalarında ifadelerini yaralama üzerine kurmasının ardından avukatlarda duruşmanın 3’üncü gününde senaryoyu değişti. Sanık avukatları yargılamanın öldürme suçundan değil de yaralama suçundan devam edilmesi talebinde bulundu.

ÖZGÜR ÖZEL DURUŞMAYI TAKİP EDİYOR

Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan, Gül Çiftçi, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez takip etti.

“MAHKEME KOVUŞTURMA GENİŞLEMESİN DİYE İRADE GÖSTERİYOR”

Ankara’da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş duruşma öncesi yaptığı açıklamada, ” Mahkeme heyetinin mükellefiyeti buradakileri dinlemektir. Beyanlardan yola çıkarak kovuşturmanın genişletilip genişletilmeyeceğidir. Gidişat hiç öyle değil. Kovuşturma genişlemesin diye irade gösteriliyor” dedi.

Ateş’in yaptığı açıklama şöyle:

“Duruşma salonunda yaşananları sessizce izliyorum. Avukatımız dışarı atılıyor. Mahkeme heyetinin mükellefiyeti buradakileri dinlemektir. Beyanlardan yola çıkarak kovuşturmanın genişletilip genişletilmeyeceğidir. Gidişat hiç öyle değil. Kovuşturma genişlemesin diye irade gösteriliyor. Ne sorsak soruşturmayla ilgisi yok deniyor. Nasıl yok? İfadem orada açın bakın isim isim anlattım. tutuklanan şahıs  1 saat boyunca hayat hikayesini anlattı. Biri mermi dedi, öbürü alttan girdi üstten çıktı dedi. Diğeri unuttum şifremi unuttum dedi. Diğeri şifremi vermek istemiyorum dedi. Daha önceki savcılar hedef tahtasına konuldu. Mahkeme heyetini etki altına almak için yoğun bir çaba sarf edildi. Sabırla dinledik sayın başkan da büyük bir suhuletle dinledi. Mevcut savcı hakkında sosyal medyada bu nasıl iddianame bu savcı ne yapmak isteniyor diye yazılmaya başlandı. İddianame ilk ortaya çıktığında bize seslenerek alın size iddianame diye paylaşımlar yaptı. Sonuncu da Raporlar ortada olmasına rağmen ‘Ben öldürmedim. Yanındaki Selman öldürdü dedi. Sayın başkan da bunu dinledi. Hatta dosyadaki hiç bir belgeyle uyuşmayan katil beyanlarını kanun kabul edilip televizyonda aklama mahkemeleri kuranlar oldu. Görüntüleri izlediğinizde Sinan’ın kimi öldürdüğü ortada. Kayıtta kiralık katil arabanın arkasından çıkıp Sinan’ın üst kısmına ateş ediyor. Sinan ne ayağından vurulan bir insanın tepkisini veriyor ne de başka bir reflekste bulunuyor. Sadece bilinci kapanıp yere düşüyor hareketsiz kalıyor. Yere düşen bir insan eğer ayağından vurulduysa hareket etmez mi? Saçma sapan zırvaları bize 3 gündür dinletiyorlar. Kiralık katil Eray Selman’ı da vuruyor. Kaçarken eli silahına gidiyor. Silah elinde değil elini Silahına atıyor. Katil tekrar Sinan’a ateş ediyor. İlk ifadesinde de belirttiği gibi etkisiz hale getirip kaçıyor.”

“BİLDİKLERİMİ HERKES BİLSİN”

“Aziz milletim bugün duruşmada vereceğim ifadede katillerden kahraman karton çıkartma hikayeleri değil. Sinan hayattayken yaşadıklarımızı anlatacağım. Hiç bir ismi pas geçmeden. Tıpkı ilk günkü ifademde yaptığım gibi. O günden sonra yakın arkadaşlarım bana ‘bu isimleri söyleme seni de yaşatmazlar. Sinan’ın söylediği alt kademedeki isimleri ver, diğerlerini devlet ortaya çıkartır” ölmekten  çocuklarımı annesiz bırakmaktan korktum. Burada karanlığı gördükten sonra yargıda emniyette medyada bu kadar güce sahip bu karanlığın konuşsam da konuşmasam da beni öldüreceğine ikna oldum. Bildiklerimi herkes her şeyi bilsin istiyorum. Sinan Ateş’e MHP ve Ülkü Ocakları tarafından yapılan tehditler ortada dururken arkadaşları saldırılara maruz kalmışken ben kocamın katilini nerede arasaydım?”

MAHKEMEYE SESLENDİ

“Eğer sayın başkan ifademi böler bunların duruşmayla ilgisi yok derse ifademi siz basın mensupları önünde milletime seslenerek vereceğim”

Siyasi parti ve STK’lere seslenen Ayşe Ateş, “Gözünüzü bu davadan ayırmayın. Bu dosya karartılırsa namlunun size ve çocuğunuza dönmemesi için hiçbir sebep yoktur” dedi.

 

DURUŞMA YARIN DEVAM EDECEK

Duruşmanın 4’üncü günü tamamlandı. 5’inci günde tanık ifadeleriyle devam edecek.

TANAL SALONDAN ÇIKARTILDI

Duruşmayı bitiren Mahkeme Başkanı sanıkları çağırarak duruşmayı yeniden açtı. O sırada duruşma salonunda bulunan CHP Milletvekili Mahmut Tanal, ‘yeniden açamazsınız’ diye seslendi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Tanal’ın salondan çıkartılmasını istedi. Güvenlik güçleri Tanal’ı salondan çıkarttı.

DOĞUKAN ÇEP HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Duruşmanın ilk gününden beri müştekilere ve gazetecilere tehditler savuran azmettirici Doğukan Çep hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulundu.

“ANA BENİM KALEMİMİ KIRDILAR”

Sanık avukatlarının ardından Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ifade verdi. Saniye Ateş ifadesinde şu ifadeleri kullandı:

“Çok şükür demek isterdim. 18 aydır öldüm öldüm dirildim. 4 gündür 22 kez daha öldüm. ‘Ana benim kalemimi kırdılar, bana suikast düzenleyecekler’ dedi. Bir gün sırtında çelik yelekle geldi. “Benim ipimi çektiler ana’ dedi. 10 yıl İsmet Büyükataman’ın danışmanlığını yaptı. İsmet Büyükataman benim evime gelmiş gitmiş birisi…Ben ne kadar dayanırım bilmiyorum. Bu kadar mı zalim bu insanlar. Cezaevinde olanların çocukları babalarının yüzüne hasretmiş, benim torumlarım hiç göremeyecekler babalarını… Ölen çocuğun abisi (Mersin’de Çağrı Ünel’e yapılan saldırı) benim oğlumu tehdit etti, O da ‘Sorumlu ben değilim. Olcay Kılavuz’a, Semih Yalçın’a İzzet Ulvi yönter’e soracaksın’ dedi. Ana ben ne yapayım şimdi ne diyeyim bunlara. Dedim ki ‘Git Bahçeli’ye söyle’. Defalarca ona ulaşmaya çalıştı hiçbir şekilde ulaştırmadılar. Benim oğlumu öldürmek için Ülkü Ocakları başkanı yaptılar. Devlet Bahçeli’den habersiz bir çay içilmiyordu. Bu kadar basit mi insan öldürmek. Devletin üstünde devlet mi bunlar? Ben 18 ayda iki tane cenaze kaldırdım. Babası dayanamadığı için vefat ettim. Torunlarım kapıları, pencereleri kapatıyorlar bir şey olmasın diye. O zaman ben de kısasa kısas isterim. Madem ki bu kadar basit.”

“BEN  BUNLARIN İNANDIĞI ÜLKÜCÜLÜKTEN DEĞİLİM”

“Avukat bey diyor ki ‘ipi çekilmek.’ Defalarca benim oğlumu takip ettiler. Hala benim kapıma gelebiliyorlar. Bizi öldürmekle mi korkutuyorlar. 18 ay bekledim yavrumun katilleri ortaya çıksın diye. Ankara’nın göbeğinde kime gözdağı veriyorlar. Vicdanları kabul ediyorsa ben onların vicdanına bırakıyorum” dedi. O sıra Ayşe Ateş, “Olmayan bir vicdana hiçbir şeye bırakılmaz” dedi. Saniye Ateş şöyle devam etti: “Bir tanesi diyor ki para…Zerre kadar çocuğuma haram yedirmedim. Ben öyle bir evlat yetiştirdim. Zalimlere yem oldu çocuğum. Gelinimi tehdit ediyorlar, benim gelinim çelik yelekle dolaşıyor. Bu devletin üstünde devlet mi var ben nereye gideyim kime gideyim. Ben Türk’üm, Müslümanım, ülkücüyüm ama bunların inandığı ülkücülükten değilim ben. Benim yavrumun kimseye hiçbir zararı olmadı hakim bey? Ben onu öğretmen yapabilmek için dişimi tırnağıma taktım. Ben kenar bir mahallede yetiştirdim o çocuğu. Oğlumu öldürenlerden hesap istiyorum. Bunlar maşa. Oğlumu öldürenler çıkacak hesap verecek”

“KIZIMI DA MI ÖLDÜRECEK”

“Hala Doğukan Çep kızıma bakıp işaretler yapıyor. Kızımı da mı öldürmeye çalışıyor? Arkalarında birileri var ki bize tehditli bakışları atabiliyorlar. Tekrarlıyorum ‘İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım bunların hakkında suç duyurusunda bulunmak istiyorum bunlardan davacıyım bunlara dava açılmasını istiyorum. Çocuğumun hakkını helal etmiyorum onlara. Devlet Bahçeli benim oğlumun katilini bulmalı. Oğlum FETÖ’cüyse neden 12 yıl danışmanlık yaptı partide?”

SANİYE ATEŞ FENALAŞTI

Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ifadesinden sonra fenalaştı. Ayşe Ateş “Bu kadın burada ölürse hesabını hepinize sorarım” dedi Saniye Ateş duruşma salonundan çıkarıldı.

“ÜÇ GÜNDÜR BURADA TİYATRO OYNUYORSUNUZ”

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ifade vermeye başladı:

“Bugüne kadar anlattığınız yalanları dinledik şimdi de mahkeme heyeti bir insan nasıl katledildi onu dinleyin. Günlerce sanıklar hadsiz savunmalar yaptı. Sinan’ı kimin vurduğunu kimin vurdurduğunu çok iyi bildikleri halde Sinan’ı koruyan insanı öldürdüğünü söylediler.  Eray Özyağcı Sinan’a ateş ediyor. Bilinci kapalı yere düşüyor. Ayaklarına sıksalar böyle olmaz. 3 gündür burada tiyatro oynuyorsunuz. Siz kimsiniz(sanıklar seslendi). Eray Özyağcı Doğukan Çep kiralık katillerdir.  Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım beni öldürtmek için katil arıyorlarmış kapı kapı geziyorlarmış dedi Sinan bana.  Benim eşim de Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptı Ülkü ocakları başkanının haberi olmadan tuvalete bile gitmezler.  Bu işi tetikleyen Mersin olayıdır. Tehditler daha da arttı.  Çağrı Ünel ile konuştu. Çağrı sen benim kardeşimsin merak etme dedi. Sonra öldürülen çocuğun sorumlusu Ahmet Yiğit Yıldırım ve dahli olan kişilerdir.  Sinan’a ikimiz de memuruz bırak bu işleri dedim “devletim beni korur” dedi.  Cumhurbaşkanı bana sen merak etme her şey açığa çıkacak dedi. Cumhurbaşkanımızın da üzerinde karanlık güçler var.  Sinan’a Ahmet Yiğit Yıldırım talimatlarıyla hakaretler devam etti. (Gazetecileri dövdürdü iddialarına) Evet Sinan zamanında birilerini dövdürdü. Ben ‘Akademisyensin sana bunlar yakışmıyor’ dedim. Sinan bana “Ayşe ben MHP’den gelen talimatları yerine getirtiyorum eğer yapmazsam bana da ceza keserler” dedi. Sonra Sinan apar topar Ülkü ocakları başkanlığından alındı. Belki istenilenleri yerine getirmedi. Neden olduğunu bilmiyoruz. Devlet Bahçeli’ye 18 aydır soruyorum yanıt alamıyorum bildiği ne varsa anlatsın. Biz bekledik bekledik ama umudumuzu kaybettik. Bugün buradaki tablodan ben görüyorum ki bazıları tahliye olacak ve biz elimiz böğrümüzde kalacağız”

AYŞE ATEŞ İSİM VERDİ

“Son sözlerimi söyleyeceğim bunlar yapacaklarından geri kalamayacaklar bildiklerim benimle birlikte mezara gitmesin. Sinan tehditler başladığında bana ‘İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın beni öldürmek için talimat verdi” dedi.

Buradaki bazı şahıslar gözaltına defalarca alındılar bırakılınca delil kararttılar. Asıl failler dışarıda. Dışarıda olmasa devlet bana koruma verir miydi? Bu mahkemeden ne sonuç çıkar bilmiyorum ama bu söylediklerim zapta geçsin. Burası muz cumhuriyeti değil. Bu ifadelerimin dosyaya eklenmesini istiyorum. Eksik ifadelerin dosyaya eklenip iddianamenin yeniden yazıl asını istiyorum. Bu ülkede adalet istiyorum”

“FETÖ’CÜYSEM SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUN”

“Ben FETÖ’cüysem Sinan FETÖ’cüyse hakkımızda suç duyurusunda bulunun. Sinan hırsızmış şuymuş. Bu karanlık suç örgütü çarşaf çarşaf paylaştı. Hediye ediyorum gelsinler alsınlar o saatleri. Kim istiyorsa gelsin vereceğim bu saatleri ona. Sinan’ı Ülkü Ocakları mensupları Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatıyla tehditler gitti gitti. Benim kocam da başkanlık yaptı. Ben de biliyorum. Sinan Ateş birilerini dövdürdü. Evet. O zaman ben Sinan’a dedim ki, neden yapıyorsun sen akademisyensin yakışmıyor.
Eşim dedi ki ben MHP genel merkezinin talimatlarını yerine getiriyorum. Sonra zaten Bahçeli tarafından görevden alındı. Sebebini bilmiyorum. Bildiğim bir şey var diyen beyefendi cevap versin.
Bundan sonra söyleyeceklerim, sizin araştırmalarınızla açığa çıkacak. Bugüne kadar söylemedim. Öldürürler diye söylemedim. Çocuğum anasız kalmasın diye. Şimdi söyleyeceğin.
Bugün bunları söylemezsem bir daha söyleyemem. Bunlar bana yapacaklarından geri kalmayacaklar. Benle birlikte mezara gitmesin bu isimleri de şimdi söylüyorum.
Sinan bu tehditler başladığında bana Ayşe İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın beni öldürtmek için talimat vermişler. Ahmet Yiğit Yıldırım katil Arıyormuş.
Burada benim kocamı öldürüp katledip sanki tesadüf eseri öldürülmüş gibi yapıyorlar. Ya ben kocamın katilini nerede arayacağım? CHP’liler mi öldürdü? Ne yapayım kafamı kuma mı gömeyim?
Şimdi sayın savcı için de konuşuyorlar. Kendilerini devletin üstünde görüyorlar. Suça dahil olan kimsenin bırakılmaması gerek. Daha önce bırakılanlar delil kararttılar. Kiralık katilleri, suçluları hedef alıyorum. Çantacılar, torbacılar burada oturmuş asıl failler dışarıda Kime anlatacaksınız anlattığınız masalları. Bu devlet namusunu temizler. Bu devlet kimsenin babasının malı değil. Hepiniz yüzleşeceksiniz.”

AYŞE ATEŞ’İN MAHKEMEDEN TALEPLERİ

-Söylediğim ekstra bilgilerin ifademe eklenmesini istiyorum.
-Ayrılan 17 kişilik dosyanın dosyamızla birleştirilmesini istiyorum.
-İsmini verdiğim kişilerin sorgulanmasının ve dosyaya dahil edilmesini, eksik ifadelerin hızlı bir şekilde dosyaya ekletilmesini istiyorum.
-Bu iki dosya birleştirildikten sonra dosyanın yeniden yazılmasını ve adil yargılanma istiyorum.

“ÇOCUKLARIM MAHKEMEYE GELMEK ZORUNDA KALDI”

Sinan Ateş’in kardeşi Selma Ateş Kazancı:

“Buradaki sanık ve yakınları beni ısrarla takip ediyor, beyanlarımı ayakta vereceğim beni iyice görsünler. Benim çocuklarım bile kardeşimden değerli değil. Önemli olan adaletin sağlanması. Benim çocuklarım bu mahkemeye gelmek zorunda kaldılar. Dayılarının nasıl katledildiğini izlediler. Sinan bizim en küçük kardeşimiz. Bursa’da kenar mahallede büyüdü. Biz kardeşimi okutmak için kendi hayatımızdan vazgeçtik. Kenar bir mahalleden doçent doktor çıktı. Ülkü Ocakları Genel Başkanı oldu. Biz ülkücü aileye doğmak zorunda kaldık. Kimse bize solcu olur musunuz demedi. Bu camianın içinde büyüdük. Sinan da ben de ortaokulda görev aldık. MHP’nin birçok kurumunda görev aldık. İçine sızmış insanların bizim olduğumuz dönemlerle alakası yok. Ben MHP’ye de Ülkü Ocaklarına da iftira atmam. Alparslan Türkeş’in izinde yetişmiş çocuklarız. Sinan Ateş Ülkü Ocakları Başkanlığı’na apar topar getirildi. Devlet Bey, Sinan’ı aradı, ‘oğlum seninle konuşmam gerekiyor’ dedi. Bizim ailemizin içinde hiçbir şey gizli değildir. Benim kardeşim her şeyi anlatırdı. Devlet Bey aradı, Sinan’a söylediği bir söz var. Devlet Bey kendisi söylesin. Sinan sonra istifa etti. İstifa eden ilk kişi. Sinan ateşe itibar suikastları başladı.”

“İsmet Büyükataman milletvekili olduğu dönemde yoğun çalışma yaptık. Serkan Akın diyor ki Ataman’a “abi el at Sinan’ı sıkıştırıyorlar” diyor. Ataman da hiçbir şey olmaz en fazla iki tokat atarlar diyor. Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz’un Sinan Ateş göreve gelince zaten karın ağrıları vardı. İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz… Sanıkların yakınları benim arabamı çizdiler ben iki üç gündür buradayım. Benim derdim yukarıda kardeşimin katilini ve diğer çocukların katilini hazırlayan insanlarla. Yeri geliyor namaz kılıyorsunuz yeri geliyor içki alıyorsunuz ortama göre davranıyorsunuz. Benim kardeşim kameraların önünde öldürtüldü. Daha o koltuklarda kaç yıl oturacaklar ben hiçbirine hakkımı helal etmiyorum. Bu dünya sultan Süleyman’a kalmadı. Onlara da kalmaz. Biz 3 kadınız annem Ayşe ablam ben.. Biz adalet mücadelesi veriyoruz.”

“SİNAN’IN YANI KALABALIK OLDUĞU İÇİN PUSU ATAMIYORLAR”

“Ahmet Yiğit Yıldırım, Tolgahan Demirbaş’ı Haluk Türk’ün çiftliğine gönderiyor ve “Sinan’ın yanında durma Sinan’ın kalemini kırdılar” diyor. Haluk da ben Sinan’ın yanındayım o benim kardeşim diyor.

Sinan, ocak başkanlığını bıraktığı tarihten itibaren sürekli tehdit alıyor. Makedonya’ya gidip döndükten sonra uçakta Ahmet Yiğit Yıldırım’ın bir tanıdığı var. Ahmet yiğit Yıldırım’ı arıyor ve ‘Sinan uçakta’ diyor. Sinan’ın yanı kalabalık olduğu için çıkışta pusu atamıyorlar. Sonrasında tehditler devam ediyor.”

“DOĞUKAN SADECE AZMETTİRİCİ ERAY SADECE TETİĞİ ÇEKTİ”

Sinan Ateş’in büyük ablası Sevda Ateş Yörükoğlu:

“İsmet Büyükataman milletvekili olduğu dönemde yoğun çalışma yaptık. Serkan Akın diyor ki Ataman’a ‘abi el at Sinan’ı sıkıştırıyorlar’ diyor. Ataman da hiçbir şey olmaz en fazla iki tokat atarlar diyor. Sinan defalarca tehdit edildi. Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım tarafından Çağrı Ünel saldırısının yapıldığını kardeşimin ağzından duydum. Onların istediği Sinan’ı yalnızlaştırmaktı. Sinan bir gün geldi ve ben de ‘Sinan neden görevi bıraktın?’ dedim. ‘Abla Olcay ve Ahmet hala benimle uğraşıyorlar. Planlı organize bir şekilde kardeşimi katlettiler. Bu da Ahmet ve Olcay’ın talimatıylaydı.

Çocuklarım bile şahit bu durumlara. İsterseniz çocuklarımı da pedagog eşliğinde dinleyebilirsiniz. Sinan’ı öldürdük diye sevinmesinler çünkü farkında olmadan Sinan’ı ölümsüzleştirdiler. Çelik yelekle geldiği gün Sinan bize ‘siz de dikkat edin’ dedi. Sinan’a bir çok kez suikast yapılmaya çalışıldı. Hepimiz ailecek hatta sülalecek tehdit aldığını ve bu tehditlerin bizzat Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, İzzet Ulvi Yönter tarafından tehdit edildiğini biliyoruz. Sinan’ı Eray öldürmüş olabilir ama Eray sadece tetiği çekti, Doğukan da sadece azmettirici. Sinan’ın katilleri ne Doğukan ne de Eray’dır. MHP’nin içindeki insanlardır Sinan’ın katilleri. Kardeşimin katilleri MHP’nin içinde. Huzurunuzda saydığım isimler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum: Olcay Kılavuz, İzzet Ulvi Yönter, Ahmet Yiğit Yıldırım”

 

“ARABALARIN ARASINDAN ÇIKIP ABİME ATEŞ ETTİ”

Sinan Ateş vurulduğu sırada yanın bulunan akrabası, Selman Bozkurt da duruşmada dinlendi.

Bozkurt şunları söyledi:

“Rahmetli abim Sinan Ateş benim halamın oğlu öz kardeşim gibidir. Oğlumun ismi Mustafa Sinan’dır. Olay gününe gelecek olursak 30 Aralık sabahı 11.00-11.30 civarında kendisini evinden aldım. Daha sonra Çukurambar’daki ofise gittik. Yarım saat sonra Ahmet Keçik kardeşimiz ofise geldi. Sonrasında vakit daraldığı için abim odasından çıkıp ‘Abdestimizi alıp namaza gidelim’ dedi.

‘Bunlar yine sosyal medyadan tehditlere başladı, bana saldırabilirler, uyanık olun’ diye bizi uyardı. Sonrasında camiye gittik. Namaz kılarken beni çağırıp ‘Beni rahatsız ediyor namaz kılarken’ diyerek silahını verdi.

Sonrasında camiden çıkarak ofise doğru yola çıktık yürüyerek. Arabaların arasından şahıs çömelir vaziyette abimin karşısına çıktı ve ateş etti. Sonrasında bana ateş etti, göğsümdeki acı nedeniyle siper aldım. Sonrasında abimin verdiği silahı hatırladım ve çıkarıp havaya bir iki el ateş ettim. Sonrasında abimi o vaziyette görünce ben de dizlerimin üzerine yığıldım. Olayın şokundaydım. Ahmet sonra silahı aldı. Etrafımıza çok fazla insan geldi ve bizi ambulansla hastaneye götürdüler. Ağır yaralandım, şahıs hedef gözetmeden en az 10 sefer abime de bana da ateş etti. Bir hafta yoğun bakımda kalıp taburcu oldum. Kendisi yoğun bir tehdit ve hakarete uğruyordu son 1 senedir. Bu durumdan çok musdaripti. Bizi de etkilememek için çok fazla dinlendirmiyordu.”

AVUKATLARIN SAVUNMASINA GEÇİLDİ

Sinan Ateş’in avukatı Kürşat Ergün aralarında Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz’un da bulunduğu 17 kişi için açılan soruşturmanın davayla birleştirilmesini talep etti. Bu kişilerle ilgili soru sormak istediğinde ‘iddianamede isimleri yok’ denilerek engel olunduğunu ifade eden Ergün şunları söyledi:

“Biz soru sormak istiyoruz ama soramıyoruz. Ceza yargılama tekniğine aykırı olarak aynı cinayet davasıyla ilgili 2 ayrı dosya bulunmakta. Ceza yargılamasının tekliği gereğince tek bir olayla alakalı 2 ayrı yargılama yapamazsınız. Biz dosya içerisindeki delillerden hareketle sormamız gereken soruları soramıyoruz. Kamera kayıtlarından gördüğümüz şekilde Bolu’da giden aracın ve ona eskortluk eden aracın kime ait olduğunu dahi soramıyoruz.

Birtakım konum bilgileri talep ediliyor gerekçe pankart asmak. Pankart asmak amacıyla kişinin yeri sorgulatıyor. Bunun talep edildiği kişiler emniyette hali hazırda görevli ve MİT mensubu olduğunu iddia eden kişi. Bu mercilerde kişiler tanıyor iseniz MERNİS (Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi) kaydını isterseniz. Bunu isteyen yok çünkü zaten biliniyor. Buradaki mesele Sinan Ateş’in evinin konumunu değil nerede olduğunu öğrenmek. Yurtdışında mı, İstanbul’da mı… Bu bilgileri talep eden kişiye (Ahmet Yiğit Yıldırım kast ediliyor) bu bilgileri neden talep ettin diye soramıyoruz çünkü başka dosyanın sorusu. Öbür dosyanın yargılamasını bu sanıklar olmadan nasıl yapacaksınız? Tek bir cinayet ile alakalı iken hepsi nasıl yargılama yapacaksınız?”

 ŞEYDA ŞAHİN DOSYALARI AYRILANLARIN ADINI SAYDI

Sinan Ateş’in avukatı Şeyda Şahin 17 ismin ayrıldığı dosyada yer alan isimlerin bazılarını açıkladı:

MHP eski milletvekili Olcay Kılavuz, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Talha Atalay, Burak Kılıç, Gürsel Horat, Suat Yılmaz Zobu.

Şahin’in ifadelerinin tamamı şöyle:

“İftiralar, itibarsızlaştırma girişimleri katran girişimleri bazı isimlere yetmemiş olacak ki karanlık planlarla öldürülmüştür. Sinan Ateş elbette ki siyasi bir kişiliktir ve bu dosyanın da adli bir suç olacağını kabul etmek mümkün değildir. Soruşturmada ifadesine başvurulmayan Sinan Ateş’in babası Musa Ateş bu dosyada dinlenmemiş ve bu süreçte hayatını kaybettiği için davada telafisi giderilmeyecek bir sonuç doğmuştur

Çubukları tutanların gölgede kaldığı bir gölge oyunu var, oyunun adı ‘Kanlı Cuma’ Biz de bu işin asıl faillerinin bulunmasının amacı içindeyiz. Çubukları ellerinde tutanları, gölgedeki karanlık adamların ortaya çıkarılmasını ve asıl faillerin sanık koltuklarında oturtulmasını istiyoruz. Milyonda bir tesadüfle telefon görüşmelerinin art arda yapıldığı, 600 km’lik yolun bagajda gidilmesi gibi konular tesadüfi değildir. Kimse aklımızla oynamasın.”

“PINAR GÜLTEKİN DAVASINI ESAS OLARAK SUNACAĞIZ”

“Etkili yürütülmeyen bir soruşturma sonucunda böyle bir iddianame vardır. Eski Cinayet Büro Amiri bu soruşturmanın başındaki isim ve bugünse sanık koltuğunda oturmaktadır. Dün bize ‘GB’nin ne anlama geldiğini anlatmıştır. Bu beyhude çabaları tebessümle yine de fikirlerine saygı duyarak dinledik. Sanığın sıfatının şu an zaten hiçbirimiz açısından hükmü yok. Ancak 8 aydır yaptığı ya da yapmadığı, eklediği ya da eklemediği, gizlediği ya da gizlemediği belgelerin ne olduğunu öğrenmemizin çok önemi vardır. Sanık yaptığı tüm işlemlere şüphe düşürmüştür. Sanık zaten dün bilgi aktarımı yaptığını ikrar etmiştir. Kendisi ‘GB’nin ne olduğunu önceden bilmediğini söylemiştir. Bu soruşturmadan çekilmemiş olması mutlak şüphe noktalarımızdan biridir.

Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal her ne kadar şifrelerini vermek istemeseler de vermesinler. Ama biz Pınar Gültekin vakasındaki kararı emsal olarak sayın heyete sunacağız. Ancak biz bu konuda kilit isimler olmaları nedeniyle sanık telefonlarının mahkemenin Apple’a yazılacak yazıyla şifrelerinin çözülmesini istiyorum tabi atı alan Üsküdar’ı geçmediyse. Biz öte yandan Doğukan Çep ile birlikte hareket ettiklerinin örgütsel olarak hareket ettiklerini düşünmekteyiz.”

“DİĞER İSİMLERİ KISITLIK KARARI NEDENİYLE AÇIKLAYAMIYORUZ”

Sinan Ateş ailesinin avukatlarından Şeyda Şahin 17 ismin ayrıldığı dosyada yer alan isimlerin de bazılarını açıkladı ve şunları söyledi:

”Bizler ana amiral dosyayı inceleyemiyoruz. Oysa dosyanın içerisinde yer alan isimleri teker teker sıralayacağım. Olcay Kılavuz bu dosyanın şüphelileri arasındadır, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Talha Atalay, Burak Kılıç, Gürsel Horat, Suat Yılmaz Zobu. Bu isimler hakkında adli kontrol işlemleri uygulanmıştır. Bu kişiler ana dosyada yer alan isimlerdir. Diğer isimleri de sıralayamıyoruz kısıtlılık kararı olduğu için. Bu isimleri açıkladık çünkü önümüzde bu isimlerle alakalı yapılan işlemlerin belgesi var.

Olcay Kılavuz bu dosyanın içinde yer almalıydı. Mehmet Akgül’e ait olduğu evraklarda kayıtlı olan plakayı sormamıza neden izin verilmedi. Zaten dosyada bu isim vardı. Bizim sorularımız adeta ablukaya alındı. Dosya içine giren 2 tane araç var. Korkmayalım biz korkmuyoruz. Sinan Ateş’in yazışmalarını basında çarşaf çarşaf paylaşıyorsunuz. Bu araçlar MHP adına Ülkü Ocaklarına tahsis edildi. Makamlarla, partilerle bizim bir husumetimiz yok. Bizler bu partiye yıllarca hizmet verdik. Partiler ya da Ülkü Ocakları ile bir derdimiz yok. Bu eylemi yapan, yaptıran her kimse onlar gelsin ve sanık kürsüsünde yargılanmaları yapılsın.”

“SANIKLARIN BELLİ YERLER TARAFINDAN HAZIRLANAN OYUNU OYNADIKLARINI DÜŞÜNÜYORUZ”

Sinan Ateş ailesinin avukatlarından Onur Altuntaş, ”Belli yerler tarafından hazırlanan ve ellerine verilen bir oyunu oynadıklarını düşünüyoruz sanıkların” diyerek, şunları kaydetti:

”Tolgahan Demirbaş ile alakalı en önemli husus Mersin olayı. Rapora göre, Mersin olayı 15 Mart 2022’de gerçekleşiyor. 15 Mart’ta gerçekleşmiş bir olayda Mustafa Ensar Aykal’a Tolgahan Demirbaş’ın konum sorduğu ilk tarih 10 Mart’ta. Yani gerçekleşmemiş olayla alakalı pankart asma olayının konumunu mu istedi. Bunlar bilirkişi raporunda sabit. Bu beyanları gerçek değil. Tolgahan Demirbaş’ın düşerek kendi aracının lastiğinin altında kaldığını iddia ettiği konum hususu ve belki kim bilir daha neler vardır bilerek ve istenerek parçalanan telefonu incelenmedi.”

“ÇÜRÜKLERDEN KURTULUN”

Davayı takip eden Özel duruşmaya verilen arada AKP ve MHP ittifakına seslenerek, “Partinizi ve ittifakınızı bu çürüklerden kurtarın” dedi.

Özgür Özel’in açıklamaları şöyle:

“Saniye Ateş konuştu ve orada söylenebilecek bir kelime kalmadı. Oğlunu nasıl yetiştirdiğini anlattı. Kalemini kıranların kim olduğunu öğrenmek istedi. Oğlum öldü babasının kalbi dayanmadı öldü dedi. Ben zaten ölüyüm bana bunu nasıl yaparsınız dedi. Siyasilerin isimlerini öğrenmek istediğini söyledi. Sinan  Ateş’in kendisine kaleminin kırıldığını söylediğini belirtti.  Sözlerini bitiremeden de baygınlık geçirerek çıkartıldı. Bu salonda mızrak çuvala sığmıyor. Eski ifadelerinin hiç birini hatırlamıyorlar. Suçu üstüne alan ve meseleyi adi cinayet olarak göstermeye çalışanların kimi korumaya çalıştıklarını hep birlikte görüyoruz. Sinan Ateş’in dava arkadaşları cenazesinde isyan eden arkadaşları göz yaşları içinde Ateş’in annesini dinliyorlar. Bir siyasi partinin iyi niyetli takipçileriyle o yapının bir takım suça bulaşmış yapılarıyla nasıl ayrıştıklarını görüyoruz. Ülkeyi yönetenlere ittifak ortaklarına tek söz söylenir. Çürükleri ayırmazsanız bu çürümüşlük hepinize sirayet ediyor. Partininiz ve ittifakınızı bunlardan kurtarmak için bu çürüklerden ayırmak. Yok biz sarı öküzü vermeyiz derseniz Ayşe ve Saniye Ateş’in göz yaşlarında boğulacaksınız. Milletin vicdanında çok olumsuz bir yere doğru gidiyorsunuz. Meselenin siyaset çıkarı kalmadı. Vicdanı olanlara olmayanlar ayrışacak. Millet de vicdanın yanında konumlanır. Siyasi şantaj ve tehditlerin değil Saniye Ateş’in yanında durur millet. Sinan Ateş ve bizim nasıl ayrı olduğumuzu herkes bilir. Ateş’in ailesi diyor ki dost bildiklerimiz düşman düşman bildiklerimiz dostmuş. Sis perdesi indirmeye çalışanların tam karşısında olacak. Saniye hanımı Ayşe Hanımı dinleyin başka da bir şey söylemeye gerek yok.

“SELÇUK ÖZDAĞ DAVASINA DOĞRU MÜDAHALE EDİLSEYDİ BELKİ SİNAN ATEŞ YAŞARDI”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu duruşmaya verilen arada açıklamalarda bulundu. Davutoğlu’nun ifadeleri şöyle:

“3 gündür devam eden tiyatronun ortaya koyduğu gibi bir alacak verecek davasında yaşanan şahsi husumet midir? Yoksa devlete çeteler olarak sızmış olan hem yargıyı istihbaratı zan altında bırakan bir yapılanma mıdır? Türkiye bir hukuk devletidir. Geçmişte devlet içinde çeteleşen yapıların ne kadar zarar verdiği ortadadır. 39 sanık varı 17’sinin dosyası ayrıldı. Nasıl şahsi husumet ki 39 kişiyi birden davaya soktu.

Ben isimleri zikretmek istemiyorum Ayşe hanımın bahsettiği isimler, MHP’li üst düzey isimler gelip ifade vermelidir. Aksi takdirde bu işin önü alınamaz MHP kendisini arındırmakla mesuldür. Selçuk Özdağ’ın davasında takipsizlik verilen kişi, Ayşe ateşin evini takip eden kişi çıktı. Orada doğru müdahale edilseydi belki de Sinan ateş bugün yaşıyor olacaktı.”

SANIK AVUKATLARININ İFADELERİ

Tutuklu Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın avukatı Aziz Bingöl, gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Bingöl, “Hedeflenen sahte gerçeğin sonu nereye giderse gitsin hangi haberlerin nerede yapıldığını vereceğiz ve hepsine suç duyurusunda bulunacağız tüm gazetecilere.”