Sicil defteri

Roma’da Altın Çağ
Bir kitap... Doç. Dr. Ayşe Sarıgöllü, Roma Edebiyatında Tarih (1) kitabı okuduktan sonra, Roma’da Altın Çağla Gümüş Çağının bilinmesinin istedim. Başlıyorum.
Agustus(M.Ö. 31-M.S.14) Roma kargaşadan dolayı düşüş yaşarken işbaşına gelir. Sarıgöllü, Agustus’un yaptıklarını şöyle gösterir, Roma devletinin ve toplumun yükselmesinde artık sadece dinin yetmeyeceğini bildiği için kültüre önem verir. İki büyük kütüphane açar, yazarları korur ve onlara yön verir. Roma’da ilk defa onun devrinde yazarların toplum içinde önemli bir yeri olduğu kabul edilir.(2)
Agustus’un kavrayışı şöyle önemli. Dine sarılmakla gerileyişi durduramama... kargaşayı düzeltmez. Bundan sonra şunlar oluyor, “Yurtta sulh devri açan, bir düzen kuran, kendilerini kırmadan destekleyen hükümdarlarının dehasına inanan, Roma’nın güçlenmesinden, Romalı olmaktan gurur duyan yazarlar Roma’nın yüceliği için uğraşmanın coşkusuna kapılırlar. Kişiliklerinden fedakarlık etme zorunda bırakılmadıkları, huzur ve güven içinde çalışma imkanı bulduj-kları, bir şahsa değil de Roma’ya hizmet ettiklerine inandıkları için, zeka ve kabiliyetlerini benimsedikleri ülkü uğruna kullanırlar. Eserlerinin vatan sevgisi gibi yüce bir duyguyla ve kendilerinden öncekilerin yaptıklarından yararlanarak yaratan yazarlar Roma edebiyatında bir altın çağ meyadana getirirler. Bu çağa ışık saçan başlıca yazarlar şair Vergilius ve Horatius ile tarihçi Titus Livius’tur.”(3)
Bir yazar olarak bu altın çağda yaşamak isterdim.

Gümüş Çağı(M.S.14-17)
Roma’da Gümüş Çağ, “tam bir özgürlük kısıtlaması halini alır. Gerek rejimin özelliği, gerek imparatorların karakteri edebiyat türlerinin gelişmesini engeller, bu arada tarih türü de baltalanmış olur. Herhangi bir vatandaşı bir işaretle ölüme mahkum etmek yetkisine sahip olna imparatorlar karşısında tarih yazarlarının tutumu ya susmaki ya canlarını tehlikeye sokarak düşündüğünü söylemek ya da kişiliklerinden fedakarlık edip dalkavukluğa sapmak olur.”(4)
Bu çağda yazarlar ya öldürülürdü ya da sürülürüdü. İmparator Domitianus, başta Epiktetos bütün filozofları ülkeden kovdu.
Tarihçi Tacitus, “Onlar bu alevler içinde Roma milletinin sesini, Senatonun hürriyetini, beşerinin vicdanını yok edebileceklerini sanıyorlardı. Daha da ileri giderek sanki hiçbir yerde kültür izi bırakmamak istiyorlarmış gibi bütün filozofları kovdular, her türlü marifet erbabını sürgüne yolladılar. Gerçekten de dünyaya büyük bir sabır örneği olduk. Eski devriler nasıl hürriyetin son haddini görmüşse, biz de köleliğin en aşağı derecesine şahit olduk. Hafiyeler konuşmak ve duyma hakkını bile bizden aldılar. Susmak kadar unutmak da elimizde olsaydı sesimizle birlikte hafızamızı kaybedecektik.”(5)

Tarihin Sicil Defteri
Tarihin sicil defterine baktık da, Roma’da kültürel uğraşla Altın Çağ başlıyor. Daha sonra kültürel kırımın yaşandığı Gümüş Çağı’yla düşüş başlıyor Roma’da.
Bugün Türkiye’de Ak Parti erkinin yapıp ettiklerine üzüntüyle bakıyorum. Nerden başlasam...Laiklikten başlayalım...Laikliğin hangi tümcesinde “Laiklik camileri ahır yapmaktır” savı var. Bu nasıl söylenebiliyor. Kültürel kırımla Ayatürk’ün izleri silinmek isteniyor, yazarlar tutuklanıyor, belediye başkanları görevden alınıyor. Türkiye’de şu kadar milyon oy almış Ak Parti’ye “Tarihte sicil defterlerinin notu hiç de ak olmayacaktır” diyen bir dostu yok mu.
 

  • Doç. Dr. Ayşe Sarıgöllü, Roma Edebiyatında Tarih, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Fak. Yayınları,1971
  • Age.s36
  • Age.s36
  • Age.s36
  • C. Tatitus, Agricola’nın Hayatı veya Britanya Tarihi, çev. Hamit Dereli, Milli Eğitim Basımevi, Ankara 1998, y-4