Şenol Güneş’in sisteme bakışı ve sorunlu cevapları

Yayın tarihi: 23 Haziran 2021 Çarşamba 11:37 am - Güncelleme: 23 Haziran 2021 Çarşamba 11:37 am

Hülya Coşkun

Hatırlayın, Şenol Güneş hocanın takımları yener yenilir ama hep iyi futbol oynardı. İlk defa bu şampiyonada oynan üç maçta etkisiz, beklentilerin çok altında kötü oyunla karşımıza çıktı.

Yenilgilerin ötesinde “karşılaşmada bir oyunun sisteminin sahada olmadığı” ve özellikle de sporcuların mücadele dahi göstermemelerinin nedenine ilişkin tepki büyüktü. Elbette bu, Milli Takımlar Teknik Direktörü Sayın Güneş’e soruldu.
Futbolcularımızın genç ve tecrübesiz olduğuna vurgu yapan Güneş ,“zaman zaman tecrübeyi kullanırken fizik gücünü kullanamama sıkıntısını da katabilirsiniz çünkü teknik taktik kadar fizik gücü de önemlidir. Veya yetenek kadar güçlü olmak ayakta kalmak, birebirde boğuşmak. Bunları kesik kesik kullandık” sözleriyle yanıtladı.

Hocanın tespitlerine bakıldığında ister istemez zihinlerde birçok soru peş peşe diziliyor.
Örneğin, Milli takım kadrolarına genç ve tecrübesiz futbolcu olduğunu düşündüğünüz sporcuları neden çağırdınız? Milli takım kadrosuna davet edilen futbolcularımız gerçekten tecrübesiz mi? “Turnuva oynamama tecrübesizliği” tespiti akla yatkın mı? Acaba futbolcularımız ne oldu da fizik gücü yetersiz bir görüntü çizdi ve mücadele edemez hale geldi? Yeni zamanlar futbolu nedir? Savunmada ve hücumda hangi oyun diziliş(ler)ini istiyor?

İlk sorudan başlayalım.

Merih Demiral Juventus, Zeki Çelik Lille, Çağlar Söyüncü Leicester City, Hakan Çalhanoğlu Milan, Cengiz Ünder Leicester City’de oynuyor. Sadece bu futbolcular değil, bildiğiniz gibi milli takıma seçilen 26 kişilik kadronun 15 futbolcusu Avrupa’nın iyi takımlarında görev alıyor, üst düzey oyuncularla aynı seviyede antrenman yapıyor, maça çıkıyor, başarılı antrenörlerle çalışıyor.

Avrupa futbol kültürünü içselleştirmiş, dünya futbolunu yakından tanıyan bir değil, birkaç turnuvayı oynayabilecek profesyonel futbolculardan bahsediyoruz.

Bu açıdan değerlendirildiğinde, Avrupa futbolunun Şenol Güneş’ten daha iyi tanıdığı, zamanın futbolunu oynayan bu futbolcuları, tecrübesiz, fizik kondisyonlarını ve becerilerini iyi kullanamıyorlar diyerek tek suçlu olarak göstermek akılcı değil.

“Genç ve deneyimsiz” tespiti ise bir başka soruyu daha sorduruyor. 2022 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri maçlarında Norveç’i 3-0, Hollanda’yı 4-2 yenerek grubu 7 puanla birinci bitiren bu takımın futbolcuları değil miydi?

Acaba asıl sorun, sezon sonu ligi biten, dinlenmeye ihtiyacı olan oyuncuları kampa alıp onlara güç yüklemesi yapmak olabilir mi? Yani antrenman bilimi alanında bilgi eksiliği?
Ya da bu genç ve yeni futbol anlayışıyla yetişmiş jenerasyona uygun olan oyunu Euro 2020 turnuvasında oynatmayı düşünememek, bildiğini okumak. Mesele oyuncuları maç içerisinde fizik güçlerini efektif kullanabilecekleri ve tecrübelerini yansıtabilmelerini sağlayacak, aynı zamanda onları heyecanlandıracak bir sistemle buluşturmamaktı. Bir başka mesele Burak Yılmaz üzerinden gol beklentisiyle oynama ısrarıydı. Bu oyun sistemi stratejisinin İtalya maçında işe yaramadığını ve yaramayacağını görememek turnuva hezimetinin en önemli nedenidir.

Sistem anlayışını “topu rakibe kolay verip zor aldığınızda, bütün sistemler çöker” diyerek çürütmeye çalışan Sayın Güneş’in topun kolay kaybedilmesi ve zor kazanılmasının sistemsizliğin bir nedeni olduğunu düşünememiş olması bir başka ciddi sorunlu yaklaşımıydı. Oysa sistem plana uygun bir amacı gerçekleştirmek üzere tasarlanmış çeşitli bileşenlerin oluşturduğu bütündür ve alt sistemlerden meydana gelir. Tüm alt sistemler arası tanımlı ilişkiler söz konudur. Sistemin girdileri, işleyişi, çıktıları, dengesi ve denetimi turnuva başlamadan önce hem kendi takımımız hem de rakip takımlar için detaylı planlanmış olmalıydı.

Planlanmadığı, rakiplerimizin “Türkiye’nin ne oynayacağını biliyorduk” açıklamasında nettir.

Şenol hocanın Euro 2020 Şampiyonası hayal kırıklığına neden olan tespitlerini daha doğru, daha gerçekçi bir bakışla yeniden ele alması gerektiği açıktır.

Her şeyden önce kadro içerisinde yer alan oyuncu kişiliklerinin fizik güç, bilgi, deneyim ve zekâlarını zor zamanlarda dirençle ortaya koymayı seven, bunu da takım bütünlüğü içerisinde kompakt oyunla gerçekleştirecek karakterler olduğunu kabul etmekle işe başlamak gerekir.

Bu tespit bağlamında sorunun neler olabileceğine dair bir düşünme pratiği yapıldığında; bu tarz oyuncular Burak topla buluşsun ve golü atsın diye 90 dakika arı gibi ona çalışmayı gerektiren oyun setini güdüsel olarak reddeder. Avrupa’da oynayan futbolcuların bu oyun anlayışını ilkel bir oyun seti olarak görmüş olma ihtimalleri yüksek. Bu nedenle fizik mücadele, istek ve arzuda düşüş yaşanmış olabilir.

Çünkü karşılaşma üst düzey futbolcular için en üst noktada hedonik (hazcı) bir anlam ifade eder ki Sayın Güneş’in bunu hatırlaması için basın toplantısında yanında konuşan Çağlar Söyüncü’yü izlemesi ve dinlemesi yeterliydi. Müthiş bir özgüven, işini bilen, ne dediğini bilen, ne dememesi gerektiğini bilen, duygularını yönetebilen, başardıkça başarmayı isteyen güçlü bir profesyoneldi basın toplantısında konuşan. Bu tarz oyuncular, Avrupa futbolcuları adeta kurulmuş oyuncular gibi sistem odaklı profesyonellerdir. Bakın İtalya takımına, Roberto Mancini oyuncu kadrosunun tamamını turnuvada oynattı. Oyunda, oyuncularda aksama, motivasyon düşüklüğü yaşanmadı. Oyun ezber ve tekrardır. Sistem/ler ve sistemin mantığı ezberletildiğinde her oyuncunun maç içerisinde fizik gücünü de akılcı kullanarak başarılı olma ihtimali yükselir.

Sonuç olarak oyuncularımız tecrübesiz, turnuva oynama deneyiminden uzak profesyoneller değildir. Artık Avrupa’da oynanan yeni zamanlar futbolu bir masa tenisi maçı hızında, kaleye bir basketbol maçı gibi çok perdelemeli gidilen, devrilmeli, dikine oynanan ve birçok oyun setini içinde barındıran bir işleyişte oynanıyor. Golün neredeyse kale sahası çizgisi üzerinde oyuncular tarafından arandığı dikkate alındığında, rakibin mümkün olduğunca kaleden aynı hızda uzak tutulması gerekliliği savunma sistemi belirlenirken önemli tespittir. Bu nedenle sistemler yaratma ve oluşturma bölgesinde, yani orta sahanın önü ve arkasında çoğalan baskıcı bir kurgu Şenol Güneş hocanın sisteme ve oyun içinde geçişlere daha çok kafa yormasını gerektiriyor. Saha içerisinde setler, rakiplerin oyun analizleri ciddiyet istiyor. Küçülen ego, yaratıcı olmayı ve sorumluluğu almayı, futbolcuların oyun bilgilerinin daha üst düzeyde olabileceğini kavramayı sağlayacaktır.

Twitter: @Hulya__Coskun

Instagram:  hulyacoskun