Semih Kaplanoğlu, bağlılık aslı ve örme kazağa geri dönüş

Hakkını verelim, film güçlü oyunculuğu, kadrajları ve akan kurgusuyla ve de imgeleriyle (kamera-gözetleme-panoptikon) izleyici için birçok cazip nokta taşıyor. Fakat yönetmenin açık ideolojik yatırımı filmin bütün kazanımlarını hızlıca harcayıveriyor. Yönetmen açıkça bunu istemiş zaten, üzülmek için bir neden yok bence. Bir tarafta eğitimli, seküler ama mutsuz orta sınıflar, diğer tarafta bütün otantikliği, muhafazakarlığı ile iyi köy kökenli yeni şehirliler. Bağlılık Aslı, 2013’den bu yana Resi’in ağzında ihbara dönüşen, 3 çocuk, kutsal annelik, boğazda viski için sekülerler gibi söyleme fazlasıya harç taşımak için çekilmiş. AKP’yi zayıflatan, Gezi gibi bir direnişin kendince önemli bir ayağı olmuş eğitimli YOS bir kez daha içinden çıktığı gelenekselliğe, muhafazakarlığa, örme kazağın sıcaklığına davet ediliyor. Semih Kaplanoğlu film boyunca devam eden bu ikilikle yetinmiyor. Filmin finalini kuran okunan bir şehit evine bağlayarak, kocası şehit olan bakıcının çocuğunu aynı anda emzirerek, bir uzlaşmaya çevirmeye uğraşsa da, aslında filmde kimin kazandığı çok ortada duruyor. Oysa unutuyor yönetmen, elbette ürkmüş orta sınıflar, yabancılaşma, sınıf düşme endişesi önemli olduğu kadar, idealize etmeye çalıştığı kesimin bu ülkede ırkçılığın, muhafazakarlığın, hatta Palu ailesinin de kökeni olduğunu unutuyor. Yıllardır YOS çalışmış biri olarak bitirirken şunu söyleyeyim. Bağlılık Aslı bence Saray sendromuna uğramadan, her iki tarafı da idealize etmeden, hatta işin içine neşe katan (ki YOS neşelidir aynı zamanda) bir dil tutturabilseydi belki de ülkemizdeki en güçlü YOS filmlerinden birine imza atmış olacaktı. Ama sonuç ortada ideolojik angajman da... Asıl Bağlılık bu! Yönetmene son bir önerim bir daha ki YOS filmini Başakşehir’de çeksin! İslami yeni orta sınıf ve burjuvazi orada duruyor bütün tipikliğiyle, çok malzeme çıkar. Bakarsın gerçekten de Oscar alır! (*) http://www.sanatatak.com/view/zeki-demirkubuz-duvara-toslamak