Sedef Kabaş hakkında tahliye kararı

Yayın tarihi: 11 Mart 2022 Cuma 10:31 am - Güncelleme: 11 Mart 2022 Cuma 2:28 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Kabaş hakkında tahliye kararı verildi.

‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla 49 gün önce tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme, Kabaş hakkında tahliye kararı verdi. “Kamu görevlisine hakaret” suçlamalarından beraat kararı veren mahkeme, Kabaş’ın “cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediği sabit olduğu gerekçesiyle 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.

Gazeteci Kabaş ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya salonun küçük olması sebebiyle sınırlı sayıda gazeteci alındı. Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Sedef Kabaş’ın savunması şöyle:

“Mevcut iktidarın bana ve bize yaşattıklarına rağmen gerçekleri söylemeye devam edeceğim. Yurtdışında aldığım eğitimlerden sonra kendi isteğiyle yurda dönmüş bir gazeteciyim. Hakkımda açılmış tek bir dava yok. Gazeteci olmak dışında bir eğitmen olarak öğrenciler yetiştirdim, konferanslar verdim, danışmanlık yaptım. Geçtiğimiz yıllarda başka bir konuşmam AKP’liler tarafından montajlanarak yayınlandı. Konuşmamın içeriği kasıtlı bir şekilde çarpıtılmış ve kamuoyuna izletildi.

Goebbels yöntemlerini eleştirdiğim konuşmam Goebbels yöntemleriyle hedef gösterildi. Merak ediyorum acaba hukuk karşısında hakkımı aramak bu husumetin sebebi midir? Bu kişiler şimdi de atasözünden hakaret çıkarıp cezalandırılmamı istiyorlar.

“FETÖ FOTOĞRAFI OLSA BAKAN OLACAKTIM”

Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım, uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım. Abdullah Öcalan’la görüşüp mektubunu okusaydım görüşleri referans alınan bir akademisyen olacaktım, Fetullah Gülen ile fotoğraf çektikseydim gözde bir bakan olacaktım. Otele çöküp, devlet ihalelerine çöküp millete ana avrat küfretseydim suçlu olmayacaktım.

“HAKARET ETMEDİM”

Cumhurbaşkanına hakaret etmedim, etmem, edilmesini de onaylamam. İktidarı gerekirse en ağır şekilde eleştiririm ve takdir edersiniz ki bunlar ifade özgürlüğü kapsamındadır ve bir gazetecinin görevidir.

“SÖZ BAŞKA EYLEM BAŞKA”

Malum atasözünü kendimce yumuşatarak örnek verdim. Hakaret kastım olsa sözün orijinalini kullanırdım. Uğur Dündar da tereddütsüz müdahale ederdi. İzleyicilerden de bu yorumda ikaz, uyarı, eleştiri yapan olmadı. Hatta 6 gün boyunca RTÜK’ten de ses çıkmadı. Takvim gazetesi manşetten beni açıkça hedef göstererek ilk kurşun atıldı.Polisler gözaltına aldı ama çağırsalardı giderdim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı insan hakları eylem bildirgesine göre insanlar artık gece yarısı gözaltına alınmayacaktı. Söz başka eylem başka.

“KORKMUYORUM”

Koro halinde bakanlar, RTÜK başkanı, AKP’liler beni suçlu ilan etti. Mahkeme kararını beklemeye gerek yoktu, hüküm çoktan verilmişti. Gencecik bir savcıya ifade verdikten sonra epey bekletildik. İnsan ister istemez düşünüyor acaba göklerden gelen bir emir mi var diye. Yargılanmaktan korkmuyorum yeter ki adalet tesis olsun. Bu suçu işleyen herkes eşit şekilde cezalandırılsın, suçtan zarar görenler eşit şekilde korunsun. Bizi kutuplaştırıcı bir dil kullanmaması gerektiğini söylediğim sözlerimden hakaret çıkarmak da ironidir.

“LİNÇ KAMPANYASI BAŞLATILDI”

Tweet meselesinde bir link kampanyası oluşturuldu, bu yüzden hiçbir yorum yazmadan bunun atasözü olduğunun bilinmesi için tweet attım. O sırada hakkımda ana avrat küfür ediliyordu.

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI

Savcı, Sedef Kabaş’ın tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu’nun avukatları Sedef Kabaş’ın üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

ÜNLÜER: OĞLUNA BAKMASI GEREKİYOR

Verilen aranın ardından Kabaş’ın avukatı Bahar Ünlüer savunma yaptı. Ünlüer, “Müvekkilin bakmakla yükümlü olduğu 12 yaşında bir oğlu var. 49 gündür tutuklu olması nedeniyle annesinin bakım ve şefkatinden uzak. Parkinson hastası büyük annesinin yanında kalıyor. Tahliyesini talep ediyoruz” diye konuştu.

AV. ALTIPARMAK: AİHM’E BAŞVURACAĞIZ

Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı avukat Kerem Altıparmak söz aldı.

Altıparmak şu savunmayı yaptı: Burada çok ciddi bir aile hayatına müdahale var. Tutukluluğun devam etmesi bunu etkileyecektir. AİHM’in Vedat Şorli kararı kesindir, Bakanlar Kuruluna yollanmıştır ve siz de buna uymak zorundasınız. Müştekilerin avukatları tehdit diyor AİHM’e başvurmaya. Müvekkilimizin hakkını ihlal ederseniz AİHM’e başvuracağız.

AV. POYRAZ: ERDOĞAN OLDUĞU SÜRECE KİMSE BERAAT VEREMEZ

Avukat Uğur Poyraz ise şunları söyledi: Kimse benim gözlerimin içine bakarak bunların hukuk devletinin uygulamaları olduğunu söyleyemez. Bu davada bir karar vereceksiniz. bu ülkede Erdoğan Beştepe’de oturduğu sürece kimse bu davada beraat veremez.

Avukatların savunmalarının ardından Sedef Kabaş’a son sözü soruldu. Kabaş, “Karar verirken o videoya bakarak karar vermenizi istiyorum” dedi.

Duruşmaya karar için yarım saat ara verildi.

TAHLİYE ÇIKTI

Kabaş hakkında 2 yıl 4 ay hapis cezası verilip, tahliyesine karar verildi. Kabaş’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na hakaret suçundan da beraatına karar verildi.

NE OLMUŞTU?

Kabaş, Demokrasi Arenası programında “Çok meşhur bir söz vardır. Taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz. O saray ahır olur” ifadelerini kullanmış ve 22 Ocak’ta ‘cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla tutuklanmıştı. RTÜK de o sözleri gerekçe göstererek, TELE1 hakkında inceleme başlatmış ve iki ayrı para cezası kesmişti. Demokrasi Arenası programına verilen 5 haftalık yayın yasağı da önümüzdeki hafta sona eriyor.