Seçim öncesi faiz artışı gelir mi? Alaattin Aktaş’tan dikkat çeken iddia

Yayın tarihi: 19 Mart 2024 Salı 10:51 am - Güncelleme: 19 Mart 2024 Salı 10:52 am

Yerel seçimler öncesi son faiz toplantısından çıkacak karar merak konusu olurken ekonomi yazarı Alaattin Aktaş bugünkü yazısında yabancı bankaların Türkiye’de yurttaşların dövize yönelmesi için kamuoyu oluşturduğunu bunun sonucunda yurttaşların dövizi tasarruf aracı olarak kullandığını ileri sürerek faiz artırımının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Merkez Bankası yerel seçimler öncesi son faiz kararını Perşembe günü açıklayacak. Geçen ay sabit tutulan faizin seçim öncesi düşürülüp AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Nas’ inadına geri dönülüp dönülmeyeceği merak edilirken Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş merak edilen konuyu bugünkü yazısına taşıdı. “AKP seçmeni için faiz indirmek de önemli ve doğru bir karar, tam aksini yapıp faiz artırmak da” diyen Aktaş, ” seçime şunun şurasında on gün kalmışken siyasetçi faizi artırmak istemez ama diğer tarafta dövizin artmasını önleyecekse bundan da kaçınmaz” ifadelerini kullandı.

Ekonomistlerden 8 ay sonra sabit tutulan faiz kararına tepki! “İlk fırsatta indirecek”

Yabancıların Türk lirası üzerinde kamuoyu oluşturmaya çalıştığını belirten Aktaş yazısında, “Yabancılar kamuoyu oluşturmada kendi açılarından çok başarılı oldu; vatandaşın Türk parasından uzaklaşıp döviz ve altına yönelmesini sağladı” ifadelerine yer verdi.

Aktaş’ın yazısından ilgili kısım şöyle:

Yabancı istediğini elde etti!

Yabancı bankaların Türkiye’de piyasayı etkileme ve yönlendirmede nasıl bir güce sahip olduklarına bir kez daha tanıklık ettik.

Piyasada ne ocak ayı enflasyonu yüzde 6.70 olarak açıklandığında böylesine bir panik havası hakimdi, ne şubat ayı oranının yüzde 4.53 olarak açıklandığı günlerin hemen ertesinde.

Piyasa yavaş yavaş bir panik havasına sokuldu.

Yani yabancı istediğini elde etti, kendi açısından çok başarılı oldu.

Eksik olmasınlar yurt içindeki çok sayıda isim de yabancıların ekmeğine yağ sürercesine yorum yaptı, yapmaya da devam ediyor. Ağız birliği edilmişçesine Türk parasının çok değerli olduğu, bu yüzden de dövizin hızla artması gerektiği görüşünü ileri sürülüyor. Kur tahminleri havada uçuşuyor da, kim tahminini neye dayandırıyor, o pek belli değil.

Piyasa böyle de ekonomi yönetimi ne yapıyor ki? “Türkiye’nin rasyonel zemine dönme dışında seçeneği kalmamıştır” görüşünü dile getirerek görevi devralan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimi yavaş yavaş yine o eski zemine doğru kaymaya başladı.

Merkez Bankası sadeleşme uygulamalarından yavaş yavaş uzaklaşmak durumunda kaldı.

Vatandaş çaresiz; bir konuşulanlara bakıyor, bir yapılanlara, sonra gidip elinde avucunda ne varsa döviz ve altın alıyor.

Şimdi seyrediyorlar!

Kabul edelim; yabancılar kamuoyu oluşturmada kendi açılarından çok başarılı oldu; vatandaşın Türk parasından uzaklaşıp döviz ve altına yönelmesini sağladı.

Şimdi yangını çıkarmış kundakçı gibi bir köşeye çekilip itfaiyenin ne yapacağını seyredebilirler.

Öyle de yapıyorlar.

Biliyorlar ki yangının hemen söndürülebilmesi için yapılacaklar sınırlı:

“Merkez Bankası’nın politika faizini artırmak kaçınılmaz.”

Bu yapılmazsa yangın büyüyecek.

Şimdi birkaç itfaiye aracıyla söndürülebilecek yangın için gecikildiği takdirde onlarca araç gerekecek.

Yabancı açısından üç beş raporla bunu sağlamaktan daha büyük başarı olabilir mi?

Seçim öncesi izin çıkar mı?

Peki seçime giderken faiz artırmak iktidar için siyaseten bir kayba yol açar mı? Hiç sanmıyorum.
Çünkü AKP seçmeni için faiz indirmek de önemli ve doğru bir karar, tam aksini yapıp faiz artırmak da!

Tabii ki seçime şunun şurasında on gün kalmışken siyasetçi faizi artırmak istemez ama diğer tarafta dövizin artmasını önleyecekse bundan da kaçınmaz.

Türk halkı için ekonominin iyiye mi, kötüye mi gittiğine ilişkin en önemli gösterge dövizdir çünkü.

Dolayısıyla seçime doğru dövizin artışını birden durdurabilecek, hatta bir miktar da geri çekilmesini sağlayacak bir adım atılması sürpriz olmaz. Ancak şöyle bir gerçek de var; döviz artık öylesine yaygın bir tasarruf aracı haline geldi ki kim bilir belki de dövizdeki artışı durduracak bir adım geniş kitleleri rahatsız edecektir.

Bu da çift paralı bir ekonomi olmanın kaçınılmaz sonucu…

 

Kaynak: Ekonomim