İstanbul Sarıyer Poligon Mahallesi’nde yurttaşlar isyan ediyor. Konutlarının bulunduğu bölgenin ‘rezerv alan’ ilan edildiğini söyleyen mahalleli, yaklaşık 2 milyon dolarlık yapılar inşa edilecek olan bölgede, kendilerine yaklaşık 40 bin dolar teklif edildiğini söyledi.

İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı Poligon Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar, rezerv alan ilan edilen bölgedeki konutlarını kaybetme tehdidiyle karşı karşıya. 10 yıldır devam eden bir mahkeme süreci olduğunu belirten mahalle sakinleri, bölgede 3 müteahhit firmasının parsel topladığını ancak Boğaz manzaralı konutlara bedelinin çok altında teklifler yapıldığını belirtiyor.

2 bine yakın hanenin mağduriyet yaşadığını belirten mahalleli, 2 katlı villa tipi yapıların 2 milyon dolardan satışa sunulduğunu ancak kendilerine teklif edilen miktarın 40 bin dolar civarında kaldığını ifade ediyor.

TELE1’e konuşan yurttaşlar, konutlarına herhangi bir bedel biçmediklerini ifade ederek, müteahhitler ile ‘kat karşılığı’ bir anlaşma sağlamak istediklerini belirtti.

KOPUZ: KAT KARŞILIĞINDA ANLAŞABİLİRİZ

Bölgede, babasından kalan bir konutun tapu ortağı olan Bülent Kopuz, müteahhitlerden arsa ve konutları karşılığında para istemediklerini ve kat karşılığı bir anlaşma beklediklerini vurguladı.

Bölgede, kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilen yapıların 2 milyon dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulduğunu kaydeden Kopuz, kendilerine teklif edilen miktarın ise 40 bin dolar civarında olduğunu belirtti.

Kopuz şunları söyledi:

“Buranın 10 küsur yıllık davalar zinciri var. Devlet pek çok işe karışmıyor. Müteaahhitler işin içinde. Yaptıkları yerleri de 2 milyon dolardan itibaren satıyorlar. Buralara da 20’de 1, 40’ta 1 fiyatlarla çökmeye çalışıyorlar. Bu mülke çökme durumu moda zaten Türkiye’de. Üstüne üstlük bir de Ankara’ya gidip kanun çıkartıyorlar. Rezerv alan diye çöküyorlar. Türlü bahanelerle imar olmayan yerlere gelip çöküp, binaları yıkıp bizi buradan süpürüp, kendileri bina yapıyorlar. Her şey tezat burada. Buranın başka bir özelliği var. Buradaki halk 40-50 yıldır burada. Biz buraya bedel biçmek istemiyoruz. Buradan ayrılmak istemiyoruz. Kat karşılığı yaparsa anlaşırız. Ancak kat karşılığı mevzu bahis bile değil. İrtifa da kaldıran bir yer, uçuş bölgesi değil. İstediği kadar çıkabilir gökyüzüne. Ama 2 katla bizi baskı altına alıp, ‘çekin gidin’ diyorlar. 2 kat villa yapıyorlar, burada 2 milyon dolardan başlıyor. Bize teklif edilen 40 bin dolar, 1 milyon TL yani. Şaka gibi yani. Biz para da istemiyoruz. Buradan ayrılmak istemiyoruz, bedel de biçmiyoruz.”

“ANKARA’DAN BİRİLERİ İŞARETLİYOR, BİRİLERİ DE GELİP ÇÖKÜYOR”

Kopuz, açıklamasının devamında ise, “Mahkeme üzerinden çözemediler müteahhitler. Ankara’ya gidip kanun üstüne kanun çıkardılar. Birileri yukarıdan işaretliyor, birileri gelip çöküyor. Bizim rızamız yok, imzamız yok. Resmi tapumuz var, yapı kayıt belgemiz var. Ama bakanlık tanımak istemiyor. Ama bakanlığın bir şekilde müteaahitle ilişkisi var” iddiasını dile getirdi.

CHP MAHALLE SORUMLUSU SANATÇI: VERDİKLERİ RAKAMLA ANADOLUDA BİLE DAİRE ALINMAZ

CHP Mahalle Sorumlusu Bülent Sanatçı, bölgede 2 bine yakın hanenin yaşanan durum nedeniyle mağdur olduğunu belirtti.

Sanatçı, şu ifadeleri kullandı:

“Poligon Mahallesi’nde ‘kensel dönüşüm’ adı altında, parsel toplamalar var. Bu parsel toplamalarının mahalle halkıyla bir alakası yok. 3 müteahhit firması kentsel dönüşüm için arsa topluyor. Buralard adaha sonra, çoğunluk ele geçirilse de geçirilmese de dava açılıyor. Belirlenen fiyatlar, yarısı kadar değil. Buraları toplayıp, Boğaz’a nazı bu yeri kendilerine iyi bir rant haline dönüştürecekler. Buraya anadoludan gelip, asgari ücretle çalışmış mahalle sakinleri faydalanamayacak. Kentsel dönüşümü kendi imkanlarımızla sağlayamayacağız belki ama gelen firmaların da insanları mağdur etmeden, bir imkan sağlama olanağı olursa anlaşma sağlanır. Verdikleri rakam, İstanbul’un dışında, anadoluda alınabilecek bir daire parası bile değil.”

Bülent Sanatçı

“BURADA 2 BİN HANE MAĞDUR”

“Müteaahit alıyor, yıkıyor. Çok kötü harabe bir şekilde yığıntı bırakıp çekip gidiyor. Bu kaç sene sürecek belli değil. Burada yaşayan insanlar, geçmişte mahallenin çamurunu, yağmurunu, asfaltsızlığını, susuzluğunu çeken insanlar. Geçmişte kimsenin tenezzül etmediği Boğaz’a nazır bu yer şimdi çok kıymetli oldu. Bu kıymete binen yerlerde bu insanları oturtmak istemiyorlar. Aşağı yukarı Poligon Mahallesi’nin tamamı mağdur. İstanbul’un en ufak mahallesi ama yine de 2 bin haneden aşağı değil. Hepsi mağdur. Burada bir parsel gittiğinde diğerinin gitmemesi mümkün değil. Bugün mağdur değilse yarın mutlaka mağdur olacak”

“ÜÇ AİLE YAŞIYORUZ BURADA, NEREYE GİDELİM, KİRAYI NASIL ÖDEYELİM?”

Mahalleye 1976 yılında yerleştiğini belirten bir başka mahalle sakini ise evlerini güçlükle satın aldıklarını ve kiraya çıkabilecek durumda olmadıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Ben 1976’dan beri buradayım. Ne elektriğimiz, ne suyumuz, ne doğal gazımız vardı. Biz bunları yıllar içinde kendimiz sağladık. Bizim günahımız ne? Biz burayı bırakıp nereye gidelim? Bir kiralık daireye 30 bin lira istiyorlar? Nasıl ödeyelim? Kendi paramızla, çabamızla aldık burayı. Bizim suçumuz ne? Buradaki bir bina giderse, benimki de gidecek. Üç aile yaşıyoruz biz. Kat karşılığı bir teklif istiyoruz. Durup dururken evimiz neden gitsin. Nelerle aldık biz orayı. Altınlarımızı bozduk, bileziklerimizi bozduk.”

“FİKİRTEPE GİBİ YAPACAKLAR BURAYI”

Mahallede yaşayan Gazi isimli bir başka yurttaş da yaşadıkları mağduriyet nedeniyle depresyona girdiğini belirterek, müteahhit firmalarına şu sözlerle tepki gösterdi:

“Camimiz, okulumuz, yolumuz, suyumuz, asfaltımız yoktu. Hepsini cebimizdeki parayla biz getirdik. Her şey bitmiş, şimdi evlerinizi yıkın diyorlar. Yahu yıkalım da o kadar paramız da yok, imkanımız da yok, yaşımız da yok. Devlet bir şey yapacaksa plan proje yapsın. Ben size yapacağım desin. Ama müteaahit getireceksin, Fikirtepe gibi yapacaksın burayı. Ee ne oldu? 10 senedir bekliyorlar. Devletimiz, imkanı varsa gelsin plan proje yapsın, kat karşılığında biz razıyız. Ama mahallemizi 2-3 müteaahit firmasına feda etmek istemiyoruz”

“BİZ DEPRESYONDAYIZ”

“Bize vadedilen şu: Gizli gizli gelip, sana 3 lira, sana 5 lira diye milleti birbirine takıyorlar. Hele gençler, gelip bize kızıyor. ‘Biz satıp şuraya buraya gideceğiz’ diyorlar, ‘Araba alacağız’ diyorlar, ama evin var mı yok. Biz para karşılığı istemiyoruz. O parayla hiçbir yerde bir şey alamazsın. Ben ne yapacağım? Biz depresyondayız. Her gün müteaahitler geliyor buraya. Bir de taşeronları var. Soruyoruz ne yapacaksınız diye, ‘hele arsayı verin biz gerekeni yapacağız’ diyorlar.”