Saray’daki Taht Kavgası’ndan yeni kulis: Erdoğan, Özal‘ın iflas eden politikasını deniyor

Yayın tarihi: 18 Kasım 2019 Pazartesi 3:03 pm - Güncelleme: 18 Kasım 2019 Pazartesi 3:24 pm

Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ABD dönüşü Erdoğan – Trump görüşmesini değerlendirirken “Lider Diplomasisiyle” ciddi bir merhale kaydedildiğini söyledi.

Lider Diplomasisini hatırlatalım o zaman. Yaşı 35’in altındakilere olayı anlatmak, üstündekilere de hatırlatmak için 1991 yılına bir gidelim. Bakalım Lider Diplomasisi veya 1991’de ilk kez duyduğumuz asıl ve tam adıyla Liderden Lidere Politikası neymiş, ilk kim uygulamış bu diplomasiyi.

“BİR KOYUP 3 ALACAĞIZ”
Turgut Özal Cumhurbaşkanı.
Meşhur “1 koyup üç alacağız” dönemi…
Saddam Hüseyin Irak lideri.
Baba George Bush ABD Başkanı.
Türkiye sınır kapılarını açmış, Saddam zulmünden kaçan Peşmergeler gelmişti.
1990 yılında Körfez Savaşı çıkmış, Özal ısrarla Türkiye’nin savaşa girmesini istemişti.


TORUMTAY: LİDERDER LİDERE POLİTİKASI YÜZÜNDEN AYRILDIM
Özal’ın savaş ısrarı, dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay istifaya zorlamış, görevi süresi dolmadan 3 Aralık 1990’da istifa etmişti.
Torumtay istifa nedenini yıllar sonra Güneri Civaoğlu’nun programında tek cümleyle özetlemişti.“Liderden Lidere Politikasının batacağını o zaman söylemiştim”.
Altını çizelim.

Liderden Lidere Politikası.
Özal, Körfez Savaşı başlarken, politikayı kendisinin belirlediğini şöyle ifade etmişti.
“Musul ve Kerkük’ü alacağız, Basra’dan çıkacağız. Bu senaryoyu ben yazdım”
Torumtay da Özal’a şu yanıtı verdi: Hayır, Sayın Cumhurbaşkanım. O senaryoyu siz değil başkaları yazdı. Siz o senaryoda sadece bir satırsınız”
Bu görüşmeden sonra Torumtay istifa etti. Türkiye savaşa girmedi, destek verdi.
Torumtay’ın istifasından üç buçuk ay sonra…
Özal, bir koyup üç alacağız deyip ABD’ye gitti.


Tarih : 23 Mart 1991
Yer : Camp David
İlk kez Türkiye’den bir cumhurbaşkanı Camp David’de ağırlanıyor.
Üç talebi var Turgut Özal’ın.
1. Savaş tazminatı: Özal savaş sırasında George Bush ile yaptığı görüşme sonrası Türkiye’den geçen Irak boru hattını kapattı. Bu karar alırken Meclis ve kurmaylarına danışmadı. Tahmini 2 milyar dolar zarar meydana geldi o yıl.
2. Özal, “Musul ve Kerkük’ü alsak ne olur” diye Bush’a sormuş, “sorun yok” yanıtını almıştı.
3. Türkiye’nin savaş uçaklarının modernizasyonu yapılacaktı.
Hiç birini alamadı Özal.
Hatta Türkiye, Körfez Savaşı’nda 40 milyar dolar zarar etti. (Kemal Derviş’in verdiği rakamlar)
İki ülkenin lideri Camp David’deki görüşmede birbirlerine iltifat yağdırdılar.
Özal – Bush ilişkisine Liderden Lidere Politikası deniliyordu.
Battı.
Şimdi gelelim, Fahrettin Altun’un iflas eden o politikayı yeniden canlandırmasına.
Yakın tarih de gösteriyor ki, ülkelerin liderleri arasında samimi, iltifatlı cümleler kullanılıyor.
Peki sonuç?
Yok.


Fahrettin Altun’un ısıtıp tekrar gündeme getirdiği “Liderden Lidere Politikası” 1991’de denendi ve sonu hüsran oldu.
Biz her ne kadar lider üzerine politika yapsak da, bu sürdürülebilir değil.
Devlet ve hükümet ile liderler politikaları arasındaki farkın faturasını 1991 yılında ödedik.

DAMAT VE EVLAT ARASINDAKİ TAHT KAVGASI

Saray’da Pelikancılardan haz etmeyenlerin sayısı yüksek.
Bu son fiyasko buna vesile oldu. Sarayda yaşanan taht kavgasında yeni cepheyi yine Altun açtı.
Evlat Bilal Erdoğan’a yakın olanlar, damat Berat Albayrak’ın cephesindeki Fahrettin Altun’un iflas eden bu politikasını duyurmaya başlamış bile.

ALTUN’UN İLK FİYASKOSU DEĞİL
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un ABD’deki ilk fiyaskosu değil bu.
İlki Eylül ayında BM zirvesi sırasında yaşanmıştı.
Onu da hatırlatalım: https://tele1.com.tr/serkut-bozkurt-erdogan-ve-oglu-bilal-bu-fotografin-hesabini-damat-berata-soracak-87652/

PELİKAN’IN KAPLAN’I
Bir kulis daha paylaşalım:
Acaba, Pelikan Kraliçesi Hilal Kaplan’a soru sordurmak kimin fikri?
Pelikancıların en büyük rakibinin olmasın….