Sansürün belgeseli: ‘Haberiniz olsun’

Yayın tarihi: 13 Eylül 2021 Pazartesi 5:44 pm - Güncelleme: 13 Eylül 2021 Pazartesi 5:44 pm

Türkiye internet haberciliğini sansürleme konusunda dünyada lider konumda ve basın ve ifade özgürlüğü sistematik bir tehdit altında. Bu tehditlerin başında, haber üreten internet sitelerine erişim engelleme kararları geliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü-Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde bu yıl 180 ülke arasında 154. sırada yer alan Türkiye’de internet üzerinden basına sansürün hızla arttığı vurgulandı.

Uygulanan erişim engelleri 2015 yılından bu yana özellikle muhalif yayın organlarının sayısız kez kapatılmaları sonucunu doğurdu. Bu kararlar kapsamında Jin News, Mezopotamya Haber Ajansı, Azadiya Welat, Özgür Gündem, ANF, Medyascope, Independent, Sendika.Org ve SiyasiHaber.org haber siteleri düzenli olarak defalarca kez erişime engellendi. Gelinen noktada sulh ceza hakimlikleri, bir günde sansür kararı alabiliyor, ancak kararı kaldırmak uzun bir hukuksal mücadele gerektiriyor.

Bunun en iyi örneği ise Sendika.Org haber sitesi. 25 Temmuz 2015’ten bu yana 63 kez erişime engellenen site, konuyu Ekim 2015’te Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, AİHM’e de başvuran Sendika.Org’un başvurusunu 5 yıl sonra görüştü ve “ifade ve basın özgürlüğü ihlali” kararı verdi. Karar Ekim 2020’de uygulandı ve tam 5 yıl süren hukuk mücadelesiyle site yeniden erişime açılabildi. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili verdiği “ifade ve basın özgürlüğü ihlali” kararlar emsal teşkil etmedi. Erişim yasakları haber sitelerine uygulanmaya devam ediyor. Hali hazırda iktidar internette dair rahatsızlığını sürekli dile getiriyor.

Bunula birlikte Türkiye’de erişim yasakları, gerek uygulanma biçimleri gerekse yayıncıların yeni isimler alarak yayın hayatını sürdürmesi nedeniyle yeterli kamuoyu tepkisiyle karşılaşmadı. Demokratik bir toplumda, basının özgürce haber yapma hakkı, halkın ise her konuda doğru, güvenilir bilgiye erişim hakkı var. Bu haklara sahip çıkmak için; engelli yayınlara Tor, VPN gibi geçici sansür aşma teknikleri üzerinden erişerek çözüm üretmek yerine, basın ve ifade özgürlüğüne ciddi bir tehdit olduğunu fark etmek gerekiyor.

Basın ve ifade özgürlüğüne bir müdahale olmasının yanında halkın bilgiye/habere erişme özgürlüğünü kısıtlayan bu engellerin geldiği noktayı ortaya koymak ve küçük de olsa bir farkındalık yaratmak bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturuyor.