Türkiye'nin sahilleri alarm veriyor. Plastik fabrikalarında kullanılan milimetrik boyutlardaki boncuğa benzer 'pelet' isimli ham maddenin, su ortamına karışarak denizlere ve sahil kumlarına kadar ulaştığını bildirdi.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, milimetrik boyutlardaki boncuğa benzer 'pelet' isimli ham maddenin, su ortamına karışarak denizlere ve sahil kumlarına kadar ulaştığını bildirdi. Gündoğdu, "Bir avuç sahil kumunda 200'e yakın plastik ham maddesi bulunuyor" dedi. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) projesi kapsamında Doğu Akdeniz sahillerinde araştırma yapan ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, 'pelet' adı verilen 5 milimetreden küçük boncuğa benzer plastik ham maddelerin, fabrikalardan taşınma ve işlenme esnasında su ortamına karışıp oradan da denizlere ve sahil kumlarına kadar ulaştığını ortaya koydu.

1 METREKAREYE 1200 PELET DÜŞÜYOR

Ham plastiklerin ham petrol kadar tehlikeli olduğunu belirten Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, "Akyatan, Ağyatan, Karataş, Yumurtalık, Arsuz, Dörtyol bölgelerinde bir metrekarede yaklaşık 1200 adete kadar bu plastik ham maddelerden bulmak mümkün. Yani siz çocuğunuz ile tatile gittiğinizde, çocuğunuzla beraber kumsalda oynadığınızda, 1 avuç kumda yaklaşık 200 adet bu plastik ham maddelerle karşılaşmak durumunda kalabilirsiniz. Ham plastikler de ham petrol kadar tehlikeli ve zararlıdır" diye konuştu.

TOKSİK ZEHİRLİ BOMBAYA DÖNÜŞÜYOR

Doç. Dr. Gündoğdu, denizde bulunan diğer kirleticileri de bünyesine alan ham plastiklerin, Turuva atı etkisi yaratarak adeta toksik zehirli bir bombaya dönüştüğünü kaydetti. Bunların denizlere karışması engellenemezse sahil kumlarında kum tanelerinin yerini alabilecek düzeye ulaşma ihtimali olduğunun altını çizen Doç. Dr. Gündoğdu, şöyle konuştu: "Pelet dediğimiz plastik ham maddeler etraftaki ağır metal, petrol türevli kirleticiler, antibiyotikler, pestisitler ve benzeri kirleticileri, doğaya salınmış kirleticileri bünyesinde toplayarak adeta bir Truva atı etkisiyle sahillere kadar taşıyor. Bunu balıklar, kuşlar, besin zannedip yiyebiliyor. Bu durumda zehirli kimyasalların balıklara geçme riski var. Biliyorsunuz plastik, petrolden üretiliyor. Petrol, içerdiği çeşitli kalıcı organik kirleticiler ve diğer kirleticilerden kaynaklı olarak ciddi olarak kanserojen risk yaratıyor. Dolayısıyla balıklardan beslenen insanlar ve diğer canlıların da bunlardan etkilenmesi söz konusu."

'ARITMA YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİLMELİ'

Doğu Akdeniz sahillerinde oluşan bu plastik zehrin insan sağlığında yaratacağı olumsuzluklarla ilgili araştırmalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Gündoğdu, "Özellikle pelet ismindeki ham maddelerin kontrolünün iyi sağlanması gerekiyor. Bunların atık su arıtma tesislerine ulaşmadan engellenmesi, bir şekilde plastik atık yapan fabrikaların yoğunlaştığı alanlarda bunların tutulmasına yardımcı olacak çeşitli arıtma yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması gerekmektedir" dedi.
Muhabir: Barış Önal