Saba Tümer gözyaşlarını tutamadı

Yayın tarihi: 19 Mart 2021 Cuma 2:46 pm - Güncelleme: 19 Mart 2021 Cuma 2:47 pm

Saba Tümer, ‘Exxen’de yayınlanan ‘Katarsis’ programında Gökhan Çınar’ın konuğu oldu. Tümer, gözyaşlarını tutamadı.

Çocukluk dönemini anlatan Saba Tümer, “Eğlenceli bir çocuktum. Küçücük yaşta annemin takılarını takar, topuklu ayakkabılarını giyerdim. Dans edip şarkılar söylerdim. Beni beş yaşında anaokuluna göndermek istemişlerdi. Hatırlıyorum, anaokulunda çocuk şarkıları söyleniyor diye oraya gitmek istememiştim. Düşünün ki ben o dönem Ajda Pekkan ve Füsun Önal gibi sanatçıların şarkılarını söylemeye çalışılıyordum. Güzel bir çocukluktu” diye konuştu.

Tümer şu ifadeleri kullandı:

“Babamın içinde olduğu bir uçak korsanlar tarafında kaçırıldı. Ben o zamanlar ortaokul birinci sınıftaydım. Annem, kardeşim herkes ağlıyordu. Bütün İzmir neredeyse bizim evde toplandı. Ben ‘kaçırıldı ama nasıl olsa bırakırlar’ diye düşünüyorum. Sonra bir telefon geldi. Hürriyet gazetesinden fotoğraf çekmeye birilerinin geleceğini söylediler. O yaz çok güzel yazlık kırmızı çizmeler alınmıştı bana. Ben beyaz pantolon, beyaz gömlek, kırmızı çizmeler giydim. ‘Ben hazırım’ diyerek salona gittim. Evdeki herkes şoke oldu beni grand tuvalet görünce. İyice süslenmiştim. Fotoğrafımız çekildi. Gazete ile ilk bu şekilde tanıştım. Annemi genellikle zırt pırt arardım. O gün annem Çeşme’deydi, ben de İzmir’de bir arkadaşımın düğünündeydim. Annemi aradım, ‘Herhalde ben bugün İzmir’de kalırım. Sen beni merak etme’ dedim. Ardından bir his doğdu içime ve bu telefon görüşmesinin üzerine ‘yine annemi aramam lazım’ diye dolandım durdum. Telefonda yine ‘Anne ben İzmir’de kalacağım’ dedim. O da bana ‘Biliyorum kızım, söyledin bunu’ dedi. Olsun anne ben yine söylemek istedim diye karşılık verdim. Sonra iyi olup olmadığını sordum. ‘İyiyim dedi ve telefonu kapattık. Meslek hayatımda şerefsizlerle uğraştım. Ciğeri beş para etmez insanlardı çoğu. Kötü olduklarının da farkında değillerdi. Sosyal medyada iyi insanlarmış gibi paylaşımlar yapıyorlar ama hiç değiller hâlbuki’’