Rusya’nın Ukrayna sınavı… Kardeşlikten dinmeyen düşmanlık sahasına…

Yayın tarihi: 23 Şubat 2022 Çarşamba 7:50 pm - Güncelleme: 23 Şubat 2022 Çarşamba 7:50 pm

Rusya ile Batı bloğu arasında yaşanan rekabeti yükseldiği, zaman zaman savaşın aşiğine geldiği Ukrayna sahasında yaşanan gelişmeler, bir süredir dünyanın gündeminde… Yıllarca aynı çatı altında varlık gösteren iki coğrafyanın düşmanlaşması sürecinin nasıl geliştiği ise “Uzman”ların gündemlerinde pek de yer bulamıyor… Bölgede yaşananları anlamayabilmek adına iki ülkenin kısa tarihine göz atmakta büyük fayda var…

Sovyetler birliğinin çözülmesi süreci, birliğe dahil her ülkenin kendini yeniden tanımlaması, bu süreçte de yeni ideolojik argumanların yaratılması anlamına geldi…
İki ülkede de milliyetçilik yükselirken, bu durum Ukrayna’da daha fazla yakın geçmişin izlerini taşıdı…
İki ülke arasında Sovyetler Birliği’nin çözülmesinin ardından ilk kriz Karadeniz Donanmasının bölüşülmesi başlığında ortaya çıktı… İki ülke de donanmanın kendisine ait olduğunı iddia ederken, bu başlıkta resmi kararnameler yayınladı..

Moskova ve Kiev’in bu başlıkta yaptığı görüşmeler krizi 3 yıllık ortak yönetim anlaşması ile öteledi. Ancak öteleme bir çözüm olmadı ve iki ülke Odessa açıklarında çatışmanın eşiğine kadar geldi…
Bu gerilimin ardından yapılan görüşmeler, donanmanın ortak idaresi sürecinin uzatılması ve Karadeniz’deki en büyük liman olan Kırım’ın ortak işletilmesi kararı ile sonuçlandı. Bu anlaşma daha sonra yenilerek 2017’ye dek uzatıldı ve sonrası için 10 yıllık aralıklarla yenilenme kararın ile sonuçlandı…
İki ülke arasındaki ilişkiler 2001’e kadar sorunsuz ilerlerken, Ukrayna’nın bir Rus yolcu uçağını yanlışlıkla vurması ile yeniden gerilse de yeniden uzlaşı sağlanabildi…

“TURUNCU DEVRİM” VE KIRILMA

2004 yılı ise ilişkilerde bir kırılma dönemi oldu… 2004 seçimlerine Rusya ile güçlü ilişkileri olan Viktor Yanukoviç ile Batı ile güçlü ilişkilere sahip Viktor Yuşçenko’nu rekabeti damgasını vurdu. Seçimleri Yanukoviç kazansa da, Yuşçenko sonuçlara itiraz etti.
Yuşçenko’nun taraftarlarını Kiev’de toplanmaya çağırması ile gerilim yükseldi. Yuşçenko’nun partisinin renginin turuncu olması ve dönem olarak da Batı’nın eski Sovyet cumhuriyetlerinde yönetim değişikliklerini desteklediği sürece dahil olması sebebi ile “Turuncu Devrim” olarak isimlendirildi…

Yuşçenko taraftarlarının girişimi başarılı oldu ve seçimlerin yenilenmesi kararı aldın… Yenilenen seçimlerde Yuşçenko galip çıktı, Yanukoviç’in bu sonuçlara itirazı ise karşılıksız kaldı…
Böylece Ukrayna’da Batı yanlısı dönem başladı… Hızlanan özelleştirmeler, piyasa egemenliğinin arması ülkede yoksullaşmayı hızlandırırken, 2010 seçimlerinde yeniden aday olan Yanukoviç bu sefer itiraza yer vermeyecek bir biçimde seçimlerden galip çıktı…

Yanukoviç’in Başkanlı döneminin ilk yılları sükunet içinde geçse, ekonomide bir takım toparlanmalar yaşansa da, 2013’te Avrupa Birliği ile daha önce hazırlanmış ortaklık anlaşmasını imzalamaması ve İMF’nin ekonomik programını uygulamayacağını açıklamasının ardından sokaklar yeniden hareketlendi…
Bu sefer sokağın egemenliği Neo Nazilerin elindeydi. Eylemlere başlangıç döneminde destek veren toplumsal kesimlerin hızla evlerine dönmelerinin ardından silahlı Neo Nazi örgütler ile güvenlik güçleri arasında sert çatışmalar yaşandı… Artık Maidan eylemleri tüm dünyanın gündemindeydi… Bu süreçte yaşanan iki gelişme yeni bir kırılma yarattı…

MAİDAN’DA DARBE KIYIMI

İlki, Maidan eylemcilerinin üzerine ateş açılması, ikincisi de aynı dönemde Devlet Başkanı Yanukoviç’in konvoyuna yapılan silahlı saldırıydı…
Maidan saldırısını Yanukoviç’in organize ettiğine olan inanç ve 106 kişinin bu saldırılarda hayatını kaybetmesi, Başkan’ın ülkeyi terk etmesine sebep olacak bir öfkeye yol açtı…
Yanukoviç Rusya’ya sığınırken, Kiev’de ymnetim artık Neo Nazilerdeydi… Parlamentoya, Hitler’in Ukrayna’daki müttefiki Bandera’nın dev posterlernin asılması, bugün Ukrayna Ordusuna dahil edilen Neo Nazi örgütlerin sokaklarda yaptıkları kutlamalar, Rusya kökenlilere yönelen şiddet….
Bu dönemde Rusça konuşmak yasaklanırken, sokaklardan ve caddelerden Rusça isimler kaldırıldı, hatta Tolstoy gibi Dostayevski gibi dünyaca ünlü yazarların kitapları Rus kökenli oldukları gerekçesi ile eğitim müfredatından çıkartıldı, fiilen de okunmaları yasaklandı…
Maidan’da yapılan saldırıların sebebi de bu dönemde ortaya çıktı… 106 kişinin öldüğü keskin nişancı saldırılarında yer alan Gürcü bir saldırgan, infaz edilmek istenirken kaçtı ve Belarus’a sığınarak itirafçı oldu… Saldırıların ABD ve AB tarafından desteklenen Neo Naziler tarafından organize edildiğini ve kendilerine bunun için yüklü ödemeler yapıldığını itiraf etti.

KIRILMA YARATAN KATLİAM

Rusya kökenlilere yönelen şiddet, bu nüfusun ağırlıkta olduğu doğu bölgelerinde geniş tepki ve korku yarattı. Saldırıların doruk noktası ise Odessa’da Neo Nazilerin saldırılarından kurtulmak için bir sendika binasına sığınan 48 kişinin diri diri yakılarak öldürülmesi oldu…

Donbass ve Kırım yarım adasında başlayan eylemler bağımsızlık talebine dönüştü… İç çatışma alevlendi…. 3 Mayıs 2014’te Odessa katliamı yaşanırken, 12 Mayıs’ta Donbass bölgesinden bağımsızlık ilanı geldi… Bu esnada Kırım da referandumla Rusya’ya bağlanma kararı aldı… BBC gibi batılı medya kuruluşlarının yakından takip ettiği refandum sürecinde insanların dilinde “Faşistleri istemiyoruz” sloganı vardı… Sivastopol’un da sonradan eklenmiş olduğu referandum sürecinde yüzde 97’ye yakın bir oranla Rusya’ya bağlanma kararı alındı…

Böylece 1954 yılında Sovyetler Birliği Devlet Başkaın Kruşçev’in kararı ile Rusya’dan ayrılarak Ukrayna’ya bağlanan Kırım, Putin’in onayı ile yeniden Rusya’ya bağlandı.

UZLAŞI ARAYIŞLARI

Bugün tartışılan Donbass sorunu ise ilk Minsk Anlaşmasına götürüldü. Doğu’da baskının artması üzerine Donbass bölgesi hareketlendi. Neo Nazi birlikler bölgeden çekilirken, valilik binaları halkın eline geçti… Kiev’in saldırıya geçmesi üzerine çatışmalar başladı, şimdiye dek 14 binden fazla insan öldü.

İlk Minsk Anlaşması ile çatışmalar hafifledi… Şiddetin hükmünü yitirdiği ama tamamen sona ermediği ortamda, Kiev’in anlaşmaya uymaması üzerine bir yıl sonra 2. Minsk Anlaşması imzalandı. Çatışmalar tamamen durmasa da büyük oranda sessizlik sağlandı. ABD’de Joe Biden’ın iktidara gelmesi ve yeni Rusya stratejisi üzerine bölgede çatışmalar yeniden alevlendi…

Putin: Ukrayna’nın yapacağı en iyi şey NATO üyelik hedeflerinden vazgeçmek olur