Rusya’daki saldırı

Peki Tacikistan vatandaşı oldukları söylenen bu teröristler İstanbul’da ne yapıyordu?

2011’de olayların başlamasıyla en az 250 bin ruh hastası katil dünyanın dört bir tarafından yola çakarak Suriye’ye gitti. Şimdiki Başkan Biden ve Katar’ın eski Başbakanı Hamed Bin Casim bunların ezici çoğunluğunun Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiğini ve onlara her türlü yardımın Arap ve Batılı ülkeler tarafından yapıldığını açıklamışlardı.

Ama ben bunları anlatıp olası tehlikelerinden Ankara’yı uyardığımda Silivri’ye kapatılmıştım.

Ankara yani Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘eski dostu’ Esad’ı devirmek isterken Putin stratejik müttefiği Esad’a sahip çıkıyordu. İlk gerginlik 24 Kasım 2015’de yaşandı. O gün Genel Kurmay’dan yapılan açıklamada ‘uyarıları dinlemeyen iki Rus uçağından biri 17 saniye süresince 1.36 mil (2.19 km) boyunca Türk hava sahasını ihlâl ettiği için düşürülmüştür’ deniliyordu. Pilotlardan biri Ankara destekli Türkmen Cephesi militanları tarafından hunharca öldürülmüştü. NATO üyesi Türkiye ilk kez bir Rus uçağını düşürmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu önce ‘talimatı ben verdim’ yarışına girdiler ama işler kötüye gidince uçağı düşüren pilotların Fetöcu oldukları söylendi ve tutuklandılar. 27 Haziran 2016’da Moskova’dan yapılan açıklamaya göre Erdoğan’ın Putin’den özür dilediği anlatıldı ve 11 Ağustos’ta Erdoğan atlayıp Petersburg’a gitti. İki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldı ve Türkiye Putin’in onayı ile ordusunu Suriye’ye soktu. 19 Aralık 2016’da ‘dış güçler’ Rusya’nın Ankara’daki büyükelçisi Karlov’u bir Fetöcu’ya öldürttü ama Putin-Erdoğan dostluğu tüm sıkıntılara rağmen bugüne kadar geldi. Putin; Erdoğan’ı kapıda bekletti, Rus uçakları 28 Şubat 2020’de İdlib civarında bulunan 34 Türk askerini öldürdü ve daha bir çok gerginlik yaşandı ve sonunda 12 Şubat’da Ankara’ya geleceği açıklanan Putin gelmedi.

Dönelim son Moskova saldırısını yapanların Türkiye ilişkisine..

Rus istihbaratı ile MİT bu konunun tüm detaylarını konuşuyorlardır. Ankara Gar saldırısı başta olmak üzere IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin Türkiye’deki saldırılarını hep birlikte yaşadık. Zaman zaman IŞİD’çilerin yakalanmasıyla ilgili haberleri görüyoruz.

Türkiye sınırında bulunan ve Türk ordusu tarafından çevrelenen İdlib’te on bin kadarı yabancı ( Uygur Türkü, Çeçen, Özbek, Tacik, Türkmenistan bazı Arap ve Avrupa ülkesi) 30-40 bin NUSRA teröristi bulunuyor. İdlib tüm gereksinimleri Türkiye tarafından karşılanıyor ve bu olay Rusya çok rahatsız ediyor çünkü o bölgede Rus askeri üsleri bulunuyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın son Washington ziyareti sonrasında Ankara’nın ABD’ye yanaşma ve Moskova ile olası gerginliklerinden söz edenler oldu.

Umarım bu son saldırı bu ‘olasılıkların’ bir parçası değildir.

Batıda ve özellikle ABD’de Erdoğan’ın Putin’le arasının bozulmasını isteyen ve Türkiye’nin bir çok yerde Rusya’ya kaşı kullanılmasını amaçlayan çok çevre vardır.

Bu çevrelerin elinde her zaman kullanabilecekleri aparat vardır. Son Moskova saldırısını gerçekleştirenler gibi. Afganistan’dan Türkiye’ye gelen ve aralarında neredeyse hiç bir kadının bulunmadığı yüz binlerce erkek gibi. Bir çok yabancı istihbarat örgütünün cirit attığı İdlib’te bulunan ve her zaman her yerde çok kolay kullanılabilen binlerce ruh hastası katiller gibi. Özetle çok bilinmeyenli Moskova saldırısı, çok karanlık, kirli ve çok boyutlu bir tezgahtır. Bana göre bu tezgahın amacı Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmektir. Bu işin içinde mutlaka CİA-MOSSAD ve Mİ-6 vardır. Hedef alınan konser salonunun sahibi Aras Agalarov bir Azerbeycan Yahudisi’dir ve Putin’in dostudur . Azerbaycan’ın İsrail’le olan ‘stratejik ittifakı’ bilinmektedir. İsrail ise Rusya’ya karşı Yahudi olan Ukrayna Başkanı Zelenski’yi desteklemektedir. Bir çok radikal İslamcı terörist ise Ukrayna’ya giderek Rus ordusuna karşı savaşmaktadır. Ama bir teki şimdiye kadar 35 bin ‘din kardeşi’ Filistinliyi öldüren, 100 binini yaralayan ya da sakat bırakan ve iki milyonunun evini yıkan İsrail askerlerine bir tek kurşun sıkmamıştır.

Lafa gelince gelince hepsi ‘Yahudi, Siyonist ve İsrail düşmanı’.

Oysa ezici çoğunluğu bilerek-bilmeyerek, dolaylı-dolaysız İsrail’in hizmetinde,

Tuhaf ama gerçek!