İktidarın baskı ve sansür aracı RTÜK bir skandala daha imza atarak TELE1 ekranlarının 3 gün karartılmasına karar verdi. RTÜK'ün 'hukuksuz' kararına tepki geldi.
RTÜK üyesi İlhan Taşcı, dün sosyal medya hesabı üzerinden RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in TELE1 ekranının 10 gün kararması için rapor hazırlattığını duyurdu. RTÜK'ün bugünkü toplantısından TELE1 için ekran karartma kararı çıktı. Karara göre, TELE1 ekranları 3 gün karartılacak.
https://twitter.com/ilhantasci/status/1582702659047346176?s=20&t=26tomAoUXeK5HP1F87h0PA
RTÜK üyesi İlhan Taşçı kararı, "RTÜK, Tele1 kanalının 1 yıl içerisinde 2 kez 6112 sayılı yasanının 8/1/b bendindeki 'dil, din, ırk ayrımı gözeterek yayın yaptığı' gerekçesiyle 3 gün ekranının kapatılmasına oyçokluğuyla karar verdi. Bir sonraki aşama kanalın yayın hayatına son verilmesi! Katledilen demokrasidir" sözleriyle duyurdu.
RTÜK'ün bu hukuksuz kararına ise tepki geldi. TELE1'den Zeynel Lüle'nin sunduğu Habere Doğru programına katılan siyasiler ve gazeteciler şu ifadeleri kullandı:
ÖZGÜR ÖZEL: KONUYU MECLİS'E TAŞIYACAĞIZ
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Bu herhangi bir ceza değil. Siyasal islamcı bir gereçtir bu haliyle diyanet demek. Bu siyasi eleştiri değil de ne? Diyanet Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurum. Eskiden Başbakanlığa bağlı bir kurum. Her kurum gibi o da eleştirilebilir. Söyleyenin kendisini bağlayan bir ifadeden dolayı hem de canlı yayında söylenmiş bir ifadeden dolayı verdikleri ceza kabul edilebilir değil. Şubat ayına kadar aynı cezadan bir kez daha alırsanız lisans iptali olacak. Bu özgür bir kanalı susturma planı." dedi. Burada siyasi bedelleri çok ağır olur ama birileri gözü kararttı gibi görünüyor. Meclis Genel Kurulu'nda da bunu gündeme getireceğiz. Meclis'e bu konuda açık bir görev düşüyor. RTÜK Meclis'ten aldığı yetkiyi kullanıyor.
"RTÜK BAŞKANI GÖREVİNDEN ÇEKİLMELİDİR"
Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:
Şu anda bir yetki aşımı aşamasına gelmiş. RTÜK gazetecilere, 'Sarı kartım var ona göre oyna. İkinci de atarım dışarı diyor.' Böyle bir şey yok. 2022 yılında bir basın kuruluşuna böyle muamele edemezsiniz. Canlı yayında siyasetçi sözünü söyler. Varsa bir sorumluluğu kendi katlanır. Sizin göreviniz bunu aktarmak. Meclis kendi iradesine sahip olsa RTÜK Başkanı görevinden geri çekilmelidir. RTÜK'teki görevinden alınmalıdır. Bu konuda bir kanun teklifi Meclis'e getirebiliriz. Bunu düşünmek gerekiyor. Bu bir televizyon kanalını cezalandırmanın çok ötesinde. Padişahın hoşuna gitmeyen gazetecinin kafasını koparmasından başka bir şey değildir. Seçimlere doğru giderken iktidarın kendisine muhalefet ettiğini düşündüğü kanallara karşı açmış olduğu bu savaş dikensiz gül arayışıdır. Biz bu niyetlerini boşa çıkarmakta kararlıyız.
UĞUR DÜNDAR: TELE1 ASLA YALNIZ DEĞİL
Duayen gazeteci Uğur Dündar şunları söyledi:
Bu konuda söyleyeceklerimiz çok belli. Bu tür kararlar faşizan kararlar. Bu tür kararları alan iktidarlar genelde seçmenin desteğini kaybetmeye başladıklarında bu tür operasyonlara yönelirler. Bunun çok antidemokratik bir uygulama olduğunu söylemeye hiç gerek görmüyorum. TELE1'e eskiden beri yapılan haksızlıkların gelinen son nokta burası. Bana göre sözün bittiği yer. İktidarın bir taraftan sosyal medyayı baskı altına alması ve buna yönelik olarak yeni bir yasa çıkarması. Diğer taraftan TELE1'e verilen para cezaları, buna ilaveten ekran karartma, son derece antidemokratik. Dilerim yargı bu karar çok ağır sonuçlar vermeden engeller. TELE1 asla yalnız değil.
ENGİN ALTAY: TELE1'İN GERİ ADIM ATMAYACAĞINI BİLİYORUM
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da şu ifadeleri kullandı:
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Diktatörler; sandık yoluyla sonu geldikçe baskıyı, zulmü arttırırlar. Sindirerek toparlamaya çalışırlar. Korku iklimi yaratırlar. Hem medyaya hem muhalefete hem de AKP'ye oy vermeyecek vatandaşa bile baskı, sindirme, korkutma yıldırma politikasının şiddetlenerek arttığını görüyoruz. Bunun Erdoğan'a bir hayır getirmesi mümkün değil. TELE1'e yapılan bütün özgür basına, özgür gazetecilere ve bütün muhalefete baskılama operasyonudur. Bunun RTÜK eliyle yapılması da daha vahim bir durumdur. RTÜK'ün iktidarın giyotini olduğunu defalarca söyledim. Demokrasi el kaldıran iki ördeğin bir file üstünlük sağladığı rejimin adı değildir. TELE1'in yılmayacağını biliyorum. TELE1'in bu tür cezalarla geri adım atmayacağını biliyorum. TELE1 ve benzeri kanalların da özgür gazetecilik yapması tarihe ve topluma karşı bir görevdir. Mücadeleye devam.
ENGİN ÖZKOÇ: GERÇEKLERDEN BAHSEDİLMESİNİ ENGELLEMEK İSTEYEN BİR ANLAYIŞ SÖZ KONUSU
CHP Grupbaşkanvekili Engin Özkoç ise "Öngördüğümüz bir olay TELE1 vasıtasıyla Türkiye'de yaşanıyor. Bir ekran karartma ve susturulma olayı, gerçeklerden bahsedilmesini engellemek isteyen bir anlayışın müdahalesi söz konusu. Tam da dezenformasyon yasasıyla ilgili mücadele ettiğimiz bir olayı TELE1 üzerinden tekrar gündeme geldi. Seçimlere 8 ay kala gerçekleri konuşan, doğru haber yapan bir kanalın karartılıyor olması ancak demokrasiyle yönetilmeyen ülkelerde söz konusu olabilir. " dedi.
VELİ AĞBABA: SARAY'IN TALİMATLARI İLE HAREKET EDEN UCUBE KURUM TELE1'E CEZA VERİYOR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Burçin Atılgan'ın sunduğu ana haber bültenine bağlnarak şunları söyledi:
"Şimdi tabi uzunca bir süredir tarafsız haber yapan kanallar kimi zaman parayla kimi zaman sansürle kimi zaman ekran karartma ile karşı karşıya. Saray rejimi dediğimiz tam da bu. RTÜK denilen Saray'ın talimatları ile hareket eden ucube kurum, bağımsız bir kanala ceza veriyor.
Başka bir ülkede bunlar karşılaşamazsınız. Bir vekilin konuştuğu sözden dolayı bir kanalın kapatılması bu ucube sisteme mahsus bir şeydir.
Küfürün hakaretin olduğu yandaş kanallar. Bu ülkenin kurucusu Atatürk'e hakaret edenler. Vekillerimize genel başkanımıza her türlü hakaret edenler ödüllendiriliyor. Reklam yağdırılıyor.TELE1 gibi kurumlar cezalandırılıyor. AKP'nin istemediği hiçbir sözün ekrana yansımasına istemiyorlar.
Türkiye'de bugün yaşanan medya düzeni tek kişinin karar aldığı bir sistem ile karşı karşıya. TELE1'in yanında olduğumuz ifade edelim.
Sesi çıkmayanların, madende ölenlerin, tecavüze uğrayanların, yurtta yananların, haksızca ceza alanların sesi olmaya devam edecek. Her zaman TELE1'in yanındayız; yayın anlayışının yanındayız.
"
BİROL AYDIN: MEDYANIN EN BÜYÜK PATRONU İKTİDARSA BAŞKA SORUNDAN BAHSETMEYE GEREK YOK
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın da TELE1'e destek verdi. Atılgan'ın sunduğu ana haber bültenine bağlanan Aydın şunları dile getiri:
"Bir ülkede medyanın en büyük patronu iktidarsa başka sorundan bahsetmeye gerek yok. Seçime giderken iktidar her şeyi zapturapt altına alma çabası içinde. Muhalif sesleri sindirme çabası içinde. İktidar kendine muhalif olan tüm sesleri durdurmak istiyor.
İnsanlar fikirlerini söylerler bazen Meclis'te bazen basında. Bu tip uygulamalar çifte standardı gösteriyor. Aynı zamanda gidici olduğunu gösteriyor. Medyanın en büyük patronu iktidar ise o ülkede başka sorundan bahsetmeye gerek yok. Milletin doğru haber alma kanallarını tıkayan iktidar, kalamaz.
Sağlıklı bir ruh hali içinde değiller. Kendilerine yakın kanallara toplumu ve aileyi ifsat eden yayınlara ilişkin olarak kıllarını bile kıpırdatmıyoralar tek amaç nasıl olur da seçimlerde güçlü bir algı elde ederiz çabası."
TUNÇ SOYER: KAMU VİCDANINI YOK SAYIYORLAR, KORKUYORLAR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Burçin Atılgan'ın sunduğu TELE1 Ana Haber Bülteni'ne bağlanarak RTÜK'ün hukuksuz cezasına tepki gösterdi. Soyer şunları dile getirdi:
"Sizi izlerken aklımdan şunlar geçti. 40 sene önce Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiydim. En temel şey şuydu öğrettikleri; kanunlar hukuka ve kamu vicdanına aykırı olamaz.
Baktığımız zaman kanuni bir karar ile karşı karşıyayız. Ama bunun hukuki olmadığı ile çok net bir kamu vicdanı var.
Kamu vicdanını yok sayan kararın arkasında ne var? Korkuyorlar farklı sesler duyulsun istemiyorlar. Hiçbir iktidar korku ile ayakta duramaz. Susmamak gerekiyor. Korkuya karşı cesaret öne çıkarmak gerekiyor.
TELE1'den çok rahatsızlar anlaşılan o. Biz arkanızdayız. Gücümüz yettiğince yanındayız. Sonuna kadar da destekleyeceğiz"
AHAT ANDİCAN: TELE1'İN SESİNİ KISMALARI MÜMKÜN DEĞİL
İYİ Parti Milletvekili Ahat Andican, TELE1 ekranlarında şunları söyledi:
"Bu tabi artık Türkiye'de basın üzerine TV'ler üzerine yapılan baskının nerelere geldiğini gösteren bir örnek oldu. RTÜK, bir sansür kılıcı ve yargıç, infaz memuru olarak görev yapıyor. Muhalif medyanın sesini kısmak için gözünün üzerinde kaşın var silsilesi... Özellikle TELE1'de bu baskının önde gelen kurbanlarından birisi haline dönüştü. Son çıkan yasa da RTÜK'ün bu uygulamalarını güçlendirici. Bütün bunlar yapmalarının sebebi halkın bilgilendirilmesi iktidarın ülkeyi felakete sürükleyen konularda bilgi sahibi olmaması için yapıyorlar. Ama bunlar ters tepecek.
Muhalif TV'lere yapılan baskıları halk yakından takip ediyor. Gençler bu konuda çok hassas. Bu konuda iktidar istediğini elde edeyemecek. Bu iktidarı tarihin tozlu raflarına bu millet atacak.
Ondan sonra bu ülke hür bir basın hür siyasal ortam gelecek. Evet bugünler de geçecek. Bu tip kapatmalarla TELE!in sesini kısmaları mümkün değil. Daha önce yapılan cezalandırmalara da boyun eğmedi TELE1. Söylemlerini devam ettirdi. Yine benzer şey olacak. Bu iktidar istediğini elde edemeyecek."
RTÜK'ün TELE1 kararına sosyal medyada da te3pki yağdı. Siyasiler, gazeteciler ve yurttaşlardan TELE1'e destek geldi.