Rosenberg’lerin idamının üzerinden 67 yıl geçti… ‘Amerikan faşizminin ilk kurbanıyız’

Yayın tarihi: 19 Haziran 2020 Cuma 2:45 pm - Güncelleme: 19 Haziran 2020 Cuma 2:45 pm

Tarihe “Rosenbergler davası” olarak geçen Ethel ve Jullius Rosenberg’in idam edilişinin 67. yıl dönümü… Sovyetler Birliği’ne casusluk yaptıkları suçlamasıyla elektrikli sandalyede idam edilen Rosenberg çifti davasının tanığı yıllar sonra yalan söylediğini itiraf etti.

ABD’de Mc Carthy döneminde birçok insan siyasi görüşlerinden dolayı soruşturmaya uğradı, işlerinden ve bir kısmı da hayatlarından oldu. “Komünist avcılığı” yapılan bu dönemde ABD Komünist Partisi üyesi Ethel ve Jullius Rosenberg de Sovyetler Birliği’ne casusluk yapmakla suçlandı. Çiftin, Ethel’in kardeşi David Greenglass’ın çalıştığı New Mexico’daki araştırma merkezinden edindikleri nükleer silah sırlarını Sovyetler’e iletmeye başladıkları öne sürüldü.

Ethel ve Jullius Rosenberg çifti casusluk yaptıklarına dair herhangi bir delil bulunamasa da bu suçlamayla 19 Haziran 1953 tarihinde ABD’de idam edildi.

Rosenberg’lere, özür dileyip af talep etmeleri karşılığında, 6 ve 10 yaşındaki çocuklarına kavuşabilecekleri söylendi. Ethel ve Jullius Rosenberg, işbirliğini reddetti. Ethel Rosenberg, “Amerikan faşizminin ilk kurbanlarıyız” derken Julius avukatına son mektubunda, “Barış, ekmek ve gül için savaşta, celladı sakin bir onurla, güvenle ve geleceğe bakarak bekliyoruz. İnancımızı yitirmeyeceğiz” yazmıştır.

TANIK, YALAN SÖYLEDİĞİNİ İTİRAF ETTİ

Öte yandan, Rosenberg’ler davasının tanığı David Greenglas, mahkemede yalan söylediğini yıllar sonra itiraf etti. Greenglas, ABD’nin nükleer sırlarını Sovyetler Birliği’ne sattıkları gerekçesiyle 1953 yılında idam edilen Ethel ve Julius Rosenberg ölümünden dolayı kendini suçlu hissetmediğini de söyledi. CBS Televizyonu’nun ‘‘60 Dakika’’ adlı programında konuşan 79 yaşındaki Greenglass, ‘‘Ailesini sırtından vuran bir casus olabilirim ama, umurumda değil. Geceleri gayet rahat uyuyorum. Onlar kendi aptallıkları yüzünden idam edildi’’ dedi.

Soğuk savaş sonrası baskıcı dönemde,  soruşturmaya uğrayarak baskı altına alınmak istenen isimler arasında Bertolt Brecht, Charlie Chaplin, Arthur Miller, Orson Welles ve Pete Seeger gibi ünlü isimlerde vardı.

Şair Melih Cevdet Anday, Rosenberg’ler için yazdığı “Anı” isimli bir şiir yazdı:

“Bir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfil

Değil bu anılacak şey değil

Apansız geliyor aklıma __Neredeyse gün doğacaktı

Herkes gibi kalkacaktınız

Belki daha uykunuz da vardı

Geceniz geliyor aklıma __Sevdiğim çiçek adları gibi

Sevdiğim sokak adları gibi

Bütün sevdiklerimin adları gibi

Adınız geliyor aklıma __Rahat döşeklerin utanması bundan

Öpüşürken bu dalgınlık bundan

Tel örgünün deliğinde buluşan

Parmaklarınız geliyor aklıma __Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm

Kahramanlıklar okudum tarihte

Çağımıza yakışan vakur, sade

Davranışınız geliyor aklıma __Bir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfil

Değil unutulur şey değil

Çaresiz geliyor aklıma.”