‘Rıza aranmadan’ tıbbi müdahalenin önü açılıyor

Yayın tarihi: 21 Kasım 2019 Perşembe 12:47 pm - Güncelleme: 21 Kasım 2019 Perşembe 12:47 pm

AKP’nin Meclis Başkanlığı’na sunduğu 95 maddelik yeni yasa teklifinde, Türk Medeni Yasası’nın 436. maddesinde (TMK) önemli bir değişiklik yapılması hedefleniyor.

Mevcut TMK’de, “akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalığı” olanlar hakkında ancak “resmi sağlık kurulu raporu alındıktan sonra” koruma amacıyla “özgürlük kısıtlaması” yoluna gidilebilirken, teklifle bu durumun şartları değiştiriliyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, “akıl sağlığı, alkol, uyuşturucu madde bağımlılığı ile toplum için tehlike oluşturan kişiler” ile ilgili “sağlık kurulu raporu” tanzimi için de “gerektiğinde koruma amacıyla” kısıtlama hükümleri uygulanabilecek.

Teklif, bu kişilerin eğitim ve ıslah için 20 gün süreyle “elverişli kuruma yerleştirmelerinin” de önünü açıyor. Bu süre içinde de “gerek görülmesi” halinde, tıbbi müdahale yapılabilecek ve kişilerin vücudundan “kan ve benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak örneği” alınabilecek. Aynı kişiler hakkında “alınan kararların icrası” için de teklifte “kişi hakkında zor kullanılabilmesinin” önü açılıyor. Düzenlemenin, anayasanın 17. maddesindeki “Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz” hükmüne “aykırı olabileceği” tartışılıyor. Eğer söz konusu kişinin “rızası aranamıyorsa”, bu duruma “hakim kararının gerektiğine” dikkat çekiliyor.

BİYOLOJİK ÖRNEK ALINACAK

TMK’ya göre; akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyusturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arzeden

bulaşıcı hastalığı olanlar hakkında, “koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması hali, ancak resmi sağlık kurulu raporu alındıktan sonra karar verilebiliyor. Vesayet makamının daha önceden bilirkişiye başvurmuş olması halinde denetim makamı bundan vazgeçebiliyor. Yeni düzenlemeye göre, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması hükümleri kapsamında resmi sağlık kurulu raporunun alınabilmesini temin amacıyla; söz konusu kişilerin vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilecek. Kişiye gerekli tibbi müdahaleler yapılabilecek ve gerektiğinde kişi, hekim ön raporu üzerine en fazla 20 gün süreyle sağlık kuruluşuna yerleştirilebilecek.

ZOR KULLANILABİLECEK

Alınan kararların icrası için gerektiğinde ilgili kişi hakkında zor kullanılabilecek ve sağlık görevlilerinden gerekli tibbi yardım alınacak. Yargılamada hakim, ilgili kişiyi dinleyecek ve gecikmeksizin kararını verecek.

NEDEN ZORUNLU HALE GELİYOR?

Madde bağımlılığıyla mücadele kapsamında bağımlı olar kişiler, madde bağımlılığı ile mücadele merkezlerine (AMATEM vb.) bırakılıyordu. Bu merkezlerde tedavi görenler, bir süre sonra kendi istekleri ile tedaviyi yarıda bırakıyordu. Bu konuda herhangi bir yasal zorunluluk olmadığı için yetkililer müdahale edemiyordu. Bu nedenle ailelerden bu konuda çokça şikayet geldiği belirtiyor.

“MÜDAHALE HAKİM KARARIYLA MÜMKÜN”

Haberde görüşlerine yer verilen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bilgehan Çetiner, müdahalenin hakim kararı ile olabileceğini söyledi. Çetiner, “Teklifin 55. maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Koruma Amacıyla Özgürlüğün Kısıtlanmasına ilişkin hükümleri arasında yer alan ve hakimin özgürlüğün kısıtlanmasına yönelik karar verirken tabi olacağı usul kurallarını belirleyen 436. maddesine iki yeni fikra eklenmekte. Bu yeni iki düzenleme ile resmi sağlık raporunun alınmasında kişinin gönüllü olarak vücudundan biyolojik örnekler alınmasına imkan sağlaması gerekmeksizin, gerektiğinde zor kullanılarak özgürlüğü kısıtlanacak kişinin vücuduna müdahalede bulunulabilmesine imkan tanınmakta. Önemle vurgulamak gerekir ki bu tür bir uygulama ancak ve ancak vesayet makamı hakimin kararı ile mümkün olabilecek. Ayrıca kişinin korunması amacıyla böyle bir tedbire başvurulduğu da unutulmamalı” dedi.

“KİŞİ BİR ŞİKAYETLE HASTANEYE YATIRILIR”

Avukat Mehmet Karabıyık da, düzenleme ile ilgili olarak kötü niyet uyarısında bulundu. Karabıyık, uygulamadaki bazı noktalara dikkati çekerek, “Kanun teklifi kötü niyetli insanlar tarafından kurban olarak seçilen, yani hasta olduğu düşünülen kişi için tehlikeli bir durum arz etmekte. Gerektiğinde kişi hekim ön raporu ile en fazla 20 gün sağlık kuruluşuna yerleştirilir. Cümle gereği sağlıklı bir insan basit bir psikolojik problemi nedeniyle kendisini 20 günlüğüne akıl hastanesinde ağır hastalar ile yan yana görebilir. Bu nedenle değişiklik neden yapılıyor, neye hizmet edecek, kimin işine yarayacak bu hususların iyi değerlendirilmesi gerekir. Görünen şudur bu değişiklik ile birçok kişi kendisini bir şikayet neticesi hastanede bulacaktır. Aile içi anlaşmazlıklarda birçok kişi değişiklik nedeniyle kurban olacak, isteği dışında basitçe hastaneye yatırılacak” dedi.