Putin özellikle mi denk getirdi? İşte görüşme tarihinin Rusya için önemi

Yayın tarihi: 29 Eylül 2021 Çarşamba 12:08 pm - Güncelleme: 29 Eylül 2021 Çarşamba 12:08 pm

Gazeteci-yazar Murat Yetkin, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında bugün Soçi’de gerçekleştirilecek görüşmeyi yazdı.

YetkinReport’taki ‘Putin-Erdoğan görüşmesi Babi Yar gününe denk geldi’ başlıklı son yazısında, Kremlin’in görüşme için seçtiği 29 Eylül tarihinin olası nedenlerini ele alan Yetkin, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a randevu verdiği 29 Eylül günü herhangi bir gün değil. İkinci Dünya Savaşının en büyük katliamlarından Babi Yar Katliamının 80’inci yıldönümü” ifadelerini kullandı.

“Belki tesadüftür. Putin’in bu aralar Erdoğan’a Kırım’ın ilhakına karşı çıktığı için bozuk atmasıyla bir alakası yoktur belki de” diyen Murat Yetkin, şunları kaydetti:

Türkiye ve Rusya’dan Soçi’de kritik zirve

“Putin’in derdinin sadece Türkiye’nin, diğer NATO üyesi ülkeler ve Avrupa Birliği gibi Kırım’ın ilhakını tanımaması değildir. Sadece Türkiye’nin Ukrayna’ya TB-2 pilotsuz uçak satışı ve iki ülke arasında savunma iş birliğinin gelişiyor olması da değildir. Tek başına Soçi görüşmelerinin en önemli konusu diye ilan edilen Suriye ve İdlib meselesi de değildir. Putin’in hazır Erdoğan, ABD ile köprüleri, özellikle savunma alanında atmayı göze almış ve Joe Biden’den duyduğu hayal kırıklığını alenen ifade etmişken, S-400 başta olmak üzere bir NATO ülkesini Rus savaş sektörüyle donatmak istemesi de değildir sadece.

Putin’in doğrudan Kırım meselesini açar mı? O konuya oldu bitti gözüyle baktığı için muhtemelen açmaz. Ama Rus diplomasisi sembolizmi iyi kullanır. O yüzden Babi Yar gününün seçilmesinin tesadüf olup olmadığını sormak anlamsız sayılmamalı.

Görüşmenin baş başa olacağını, “üçüncü bir şahıs” bulunmayacağını Erdoğan özellikle vurguladı. Herhalde çevirmenler dışında demek istedi. Ama daha önce bazı kritik görüşmelerde olduğu gibi Güvenlik ve Dış Politikalar Danışmanı İbrahim Kalın’ı çevirmen olarak alırsa o başka.

Neyse ki artık diplomaside, Amerikalıların öncülük ettiği bir kural yayılıyor. Bizim Cumhurbaşkanlığı da zaman zaman açıklamaya başladı neler konuşulduğunu. Moskova da açıklıyor. Böylece biz gazetecilere de kimin neyi öne çıkardığını ve hangi konudan hiç bahsetmek istemediğini karşılaştırma imkânı doğuyor.

Görmek isteyenlere tabii.”

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ