Şairin, dünyayla, dış dünyayla kurduğu duygusal ilişkinin altını çizen Ortaylı, “Bunu, tarihi bir tez, tarihi kitap ya da monografi diye yazmıyor. Doğrudan doğruya şiir diye yazıyor, işte bu çok önemli, onun gibisi dünyada bile çok yok” dedi.
Ortaylı, örnek olarak da “Şeyh Bedrettin Destanı, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Taranta Babu’ya Mektuplar, Memleketimden İnsan Manzaraları, Kurtuluş Savaşı Destanı” gibi eserlerini gösterdi.
Şairin Türk dilinin müzikal yapısını, armonisini çok iyi kullandığını belirten İlber Ortaylı, “Eğer Nazım Hikmet sağ olsaydı ve bugün gençlerin kullandığı Türkçeyi duysaydı çıldırırdı.” İfadesini de kullandı.
Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Şişli Belediyesi iş birliğinde düzenlenen “Nazım’ı Tanımak ve Anlamak” söyleşilerinin bu yılki ilk konuğu, Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’ydı. Halka açık ve ücretsiz şekilde, Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleşen söyleşi, çok yoğun ilgi gördü. Programa; Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Oral, 2. Başkan Özcan Arca, Genel Sekreter Turgay Fişekçi başta olmak üzere vakıf üyeleri, çok sayıda akademisyen ve öğrencilerin yanı sıra yurttaşlar katıldı.
Programın açılış konuşmasını Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Oral yaptı. Oral, “Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, 1991 yılında, Nazım Hikmet’in kız kardeşi Samiye Yaltırım’ın isteği üzerine kuruldu. O gün bugündür tek bir amacımız var; Nazım Hikmet’in mirasını, genç kuşaklara aktarmak ve yaymak” dedi. Oral, vakfın etkinliklerini yıllardır her ay Nazım Hikmet üzerine uzman görüşlere yer verdiklerini vurguladı.
“O, MİLLETİN ŞAİRİ”
Prof. Dr. İlber Ortaylı, 1930’lu ve 40’lı yılların Türkiye’sini ve tarihsel süreçte dünyadaki yerini anlatarak konuşmasına başladı. Nazım Hikmet’in günümüzde yeteri kadar incelenmediği ve ele alınmadığından rahatsızlık duyduğunu dile getirerek, “Nazım’ı Sevenler arasında sadece solcular yok, onu söyleyeyim. Hiç aklınıza gelmeyecek edebiyat tarihçileri de çok severler. Çünkü şiirinde ayrı bir hava vardır. Ayrı bir armoni vardır. Türk dilinin müzikal yapısını çok iyi kullanır ve bunları okutur. Eğer Nazım Hikmet sağ olsaydı ve bugün gençlerin kullandığı Türkçeyi duysaydı çıldırırdı.” dedi. 1960’ların -70’lerin sonrasını ise “Nazım Hikmet’i herkes daha çok benimsedi. Böyle insanlar sağın solun değil, milletin şairi olurlar.” diye konuştu.
“GERÇEKTEN BİR ŞÖHRETİ VAR”
Nazım Hikmet’in dünyada kazandığı şöhrete değinen Ortaylı, “Rusya'ya adım attığı anda da zaten bütün eski dostları oradadır. Gerçekten bir şöhreti var. Rusya’da gördüklerini eleştirse bile, ona dokunamadılar. Dünyada böyle şöhreti olan insanları, hiçbir zaman kolay yiyemezler. Yani isimsiz değil. 1951'de Rusya’ya sığındı, 12 sene daha yaşadı. Bu arada dünyada da şöhret oldu. Eskiden bilindiğinden daha çok… Çünkü çok ülke dolaştı, çok davet edildi, çok çağrıldı. Hem Batı dünyasındaki sol gruplar hem yerli komünist partiler, her yere çağırdılar.” ifadelerini kullandı.
“TÜRK EDEBİYATINDA TARİH MOTİFİNİ EN ÇOK KULLANAN ŞAİRDİR”
İlber Ortaylı, şiirlerinde tarih motifini hem dünyada hem Türkiye’de en çok kullanan şairin Nazım Hikmet olduğunu vurgulayarak, sinema ve dünya edebiyatından da örnekler verdi. Ortaylı, “Bizim Türk Edebiyatı'nda, tarih motifini en çok kullanan, tarihten en çok yararlanan şairdir. Yani hiçbir şair, mesela Yahya Kemal'in tarih motivasyonu yoktur, başka bir yüzeydir. Bir konu ele almaz, Nazım Hikmet ele alır. Ve bunu tarihi bir tez, tarihi kitap ya da monografi diye yazmıyor. Doğrudan doğruya şiir diye yazıyor, işte bu çok önemli, onun gibisi dünyada bile çok yok.” şeklinde konuştu.
Bu söylediklerini de örneklerle dinleyicilere hatırlatan Ortaylı, “Şeyh Bedrettin Destanı, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Taranta Babu’ya Mektuplar, Memleketimden İnsan Manzaraları, Kurtuluş Savaşı Destanı” gibi eserlerini gösterdi. Onlar üzerinde açıklamalarda bulundu.
“YAŞAMADIĞI DÜNYAYI TARİF EDECEK BİR SANAT KABİLİYETİ VAR”
Ortaylı son olarak Nazım Hikmet’in sıra dışı bir sanat kabiliyeti olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Türk solcularında, liberallerinde, yahut milliyetçilerinde, muhafazakarlarda hiç olmadığı gibi dünyayla temas kurar Nazım Hikmet. Bu, böyle bizim yaptığımız gibi, kuru tarihçilik anlamında falan bir merak değil. Duygusal olarak bağ kurabiliyor. Enteresan bir biçimde, yaşamadığı Sovyet ihtilalini tarif ediyor. Görmediği, yaşamadığı dünyayı tarif edecek bir sanat kabiliyeti var.”
Söyleşinin ardından salondakiler, Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya sorularını yöneltti. Soru cevap kısmının ardından Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Oral ve Şişli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Taygun Demir tarafından Ortaylı’ya çiçek takdim edildi.