Prof. Dr. Şenol uyardı: Yüksek olasılıkla bir varyantımız var

Yayın tarihi: 11 Temmuz 2021 Pazar 2:11 pm - Güncelleme: 11 Temmuz 2021 Pazar 2:11 pm

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, “Bizim de yüksek olasılıkla dünya literatürüne katabileceğimiz bir varyantımız var ama aramıyoruz, bulmuyoruz ve tanımlamıyoruz” dedi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, koronavirüs pandemisindeki gelişmelere dair yazısında Türkiye’de varyantlarla ilgili yeterli çalışma yapılmadığına dikkat çekti.

Prof. Dr. Şenol, Birgün’deki ‘Çıkan her yeni varyantta: Ara beni, bul beni, tanımla beni’ başlıklı yazısında şunları kaydetti:

Bir ülkenin, salgının geçmişi ve geleceğiyle ilgili, yani neyi nasıl yaptığı ve yapması gerektiğiyle ilgili, bir merakı olup olmadığını, böylece salgını yönetmekle, savuşturmak arasındaki seçimini anlamak çok kolay artık. Bunun için, fazladan ölümler ile bildirilen ölümler arasındaki fark ve hangi “varyant” hâkimiyetinde olduğunuza dair verinize bakmak yeterli. Geçmiş ve geleceği anlamaktaki merak derken neyi kastettiğim ise şu soruların cevabındadır; kayıt tuttun mu, iz sürdün mü, kayıtlarını düzenli analiz ettin mi, şeffaf olarak dünya ile bilim ile paylaştın mı, geleceği öngörmek için virüsteki değişimleri izliyor musun? Hani Çin bizden bilgi sakladı diye kıyamet koparanlar var ya, onlardan bazıları, eriştikleri bilgi ile yakala beni, bul beni, bulursan ustaca sakla beni adlı bir oyun kurdu.

Örneğin bizim de yüksek olasılıkla dünya literatürüne katabileceğimiz bir varyantımız var ama aramıyoruz, bulmuyoruz ve tanımlamıyoruz. İngiltere dünyada varyant analizini en iyi yapan ve raporlayan ülke. Düzenli olarak yayınladıkları varyant raporlarına bakınca, 11 Haziran tarihli raporunda, “delta plus” olarak tanımlanan varyantın izleri, bize ulaşıyor yani bizden giden yolcular ile temaslı kişilerde de bulunduğu anlaşılıyor. Şu anda delta varyantının hâkim olduğu ve sınır kontrolünü sıkı tutan İngiltere’de, delta varyantının izleri sürüldüğünde de, Türkiye’den transit giden yolcular ile bağlantılı olgular olduğu rapor edilmişti.

Salgının başında, tüm ülkelerde var ama bizde henüz vaka yok denilirken, Çin ve Tayvan bizden giden yolcularda hastalık buldu adlı “dejavu” durumu gibi. Sonuç olarak, anladığınız şey, salgın ile ilişkili ne geçmiş ne de geleceğe ait bir merakı olmayan o ülkelerden birinin vatandaşı olduğunuz ise, yapacağınız şey, aşınızı olmak, o da yetmez, saklanacak güvenli bazı alanlar bulup, sizinle ebelemece oynayan “yeni çeşit” (varyant) bir virüse yakalanmamayı ummak artık. Ne de olsa, hava ve deniz durumunu kontrol etmeden açık denizlerde uzun yola çıkan bir küçük yelkenliden farkınız yoktur artık. Çünkü dümende ve güvertede olanların çoğunluğunun açık denizdeki fırtınalara pek bir hazırlık yapmayanlar olacağı da göz ardı edilememelidir. Salgının felakette varabileceği zirveyi yaşayan, yarım milyarın üzerinde insanın öldüğü Hindistan’daki katastrofinin varyantı olan çeşidin adı “delta varyantı” artık. Yirmi dört harfli Yunan alfabesinin dördüncü harfi olan delta varyantının, salgını başlatan virüsün bulaşabilme potansiyelinden %60 daha bulaşıcı olduğu öngörülüyor. Salgının başında virüsün, bir kişiden kaç kişiye bulaştığını anlatan üreme katsayısı, 2.5 iken şimdi 6 oldu, aradaki büyük dalgaya yol açan “alfa” ya da “İngiliz varyantı” için ise 4 idi. O zaman deltanın bir “süper bulaştırıcı” olduğunu ve aşı bulunduktan sonraki, pandemi içinde pandemi potansiyeli olan ilk varyant olduğunu ama daha bulaşıcı varyantların gelişmeye devam edeceğini söyleyebiliriz.

Teknik olarak tam doğru bir hesaplama olmasa da, salgın bu yeni çeşit virüs, mesela delta ile başlamış olsa, 1918 grip pandemisinde olduğu gibi yani aşısı henüz bulunamadan, dünya nüfusunun yarısını hastalandırıp, güncel olandan yüz kat belki daha çok fazla ölüme ve ağır yıkıma yol açmış olabilirdi. Ama, bu salgın için, hem salgının evresi hem toplumsal dinamikler ve değişkenler nedeniyle, bulaşma (transmission) ile yayılmanın(spread ) birbirinin yerine geçebilecek terimler olduğunu söylemek doğru olmaz. Yalnızca bu çeşitlenmelere, Hindistan ve Latin Amerika’da tamamen kontrolsüz bırakılmış, solunum yolu ile ve çok bulaşan bir virüsün, evrimsel hareketliliğinden de daha yüksek olan moleküler hareketliliğinin ve kısmi bağışıklık basıncının yol açmakta olduğunu söylemek mümkün olacaktır. Delta varyantı, aşıdan önceki dönem ile aşıdan sonraki dönem arasındaki farkı o kadar net ortaya koyuyor ki.

Aşısızlar veya tek doz aşılılar arasında ve hatta iki doz aşısını da almış ama yeterince cevap oluşturamayan ileri yaş ya da bağışıklık sistemi yeterince cevap vermeyenler arasında hızla yayılıyor, daha kısa sürede ve daha uzun süre bulaşıyor ve hastaneye yatış ihtimalini iki kat artırıyor.