Pırasa, sağlık üzerindeki etkileriyle yeniden gündemde. Kan damarlarındaki hasarı onarması, yaşlanmayı geciktirmesi ve kansere karşı koruma sağlaması, bu sebzeyi daha değerli kılıyor.
SAĞLIĞIN GİZLİ DESTEKÇİSİ
Soğangiller ailesinin az bilinen üyesi olan pırasa, içerdiği flavonoidler ve kamferol sayesinde kan damarlarını güçlendiriyor. Folat açısından zengin olması, kalp sağlığına önemli katkılar sunuyor. Bununla birlikte, gallik asit gibi antioksidanlar yaşlanma karşıtı etkileriyle dikkat çekiyor. Pırasanın sülfürlü bileşikleri ise özellikle kolon kanserine karşı koruyucu rol oynuyor.
PIRASAYI NASIL SAKLAMALI?
Pırasanın tazeliğini korumak için doğru saklama koşullarını bilmek gerekiyor. Yıkanmadan dolapta bir hafta, dondurucuda üç aya kadar muhafaza edilebiliyor. Pişmiş halde ise buzdolabında 48 saat içinde tüketilmesi öneriliyor. Besin değerleriyle de dikkat çeken pırasa, bir porsiyonunda K vitamini ihtiyacının yüzde 30’unu, manganez ihtiyacının yüzde 13’ünü ve C vitamini ihtiyacının yüzde 6’sını karşılıyor. Ancak, içerdiği oksalatlar nedeniyle aşırı tüketimi, vücutta kalsiyum kullanımını olumsuz etkileyebiliyor. Gaz yapıcı etkisi nedeniyle hassas bünyelerin dikkatli tüketmesi gerekiyor.
MUTFAKTA PIRASA DOKUNUŞU
Pırasa, farklı tariflerle sofralarda yer bulabiliyor. Salatalara soğan yerine eklenebiliyor, omlet ve menemene farklı bir lezzet katıyor. Patatesle birlikte pişirilerek püre halinde çorba hazırlanabiliyor. Keskin tadını azaltmak için az miktarda et suyu ile pişirmek de tercih edilebiliyor. Bu tariflerle hem pırasanın faydalarından yararlanabilir hem de sofralarınıza yeni bir lezzet katabilirsiniz.
Pırasa, lezzetinin ötesinde sağlık için önemli bir destekçi. Bu sebzeye mutfağınızda daha fazla yer açarak sağlıklı bir yaşam için adım atabilirsiniz!