Haber

Petrol istasyonu sahipleri CHP Genel Merkezi'nde toplandı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, dağıtım şirketlerinin sahte faturaları nedeniyle iş yerlerinin mühürlendiği gerekçesiyle 48 gündür Ankara’da eylem yapan petrol istasyonu sahipleri ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Genel Merkezi önünde akaryakıt istasyonu mühürlenen petrol istasyonu sahiplerinin de katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi. Ağbaba, "Dağıtım şirketlerini borçları ya da onların yaptığı usulsüzlüğün faturasını benzin istasyonu sahipleri ödüyor. Maalesef yukardaki zenginlere büyük sermaye sahiplerine ulaşamıyorlar. Bedelini fakir fukaranın sırtına vurmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. İstasyon sahiplerinden Nuray Korkmazoğlu ise, “Bütün tüketiciler tarafından kaçakçı gözüyle bakılıyoruz. Kendi evimizdeki çocuklarımızın yüzüne bakamaz hale geldik. Sayın yetkililerimiz, sizlere sesleniyorum. Bir durum varsa, lütfen incelemelerimiz yapıldıktan sonra bu mühürlemeler yapılsın” dedi. Dört bine yakın petrol istasyonu sahibinin ekmek teknesinin elinden alınmaya çalışıldığını kaydeden Ağbaba, şunları söyledi: "EPDK’nın denetlediği, şirketlerin yaptığı usulsüzlüklerin bedelinin kendilerine ödetilmesine karşı çıkan ve dişini, aşını, ekmeğini korumaya çalışan, Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen akaryakıt istasyonu sahipleri ile birlikteyiz. Bu insanlar kuş uçmaz kervan geçmez bölgelerde, ilçelerde, kimisi bir tane kimisi iki tane petrolcü; kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde hizmet sunmaya çalışan aslında fakir ve fukara insanlar. Petrol istasyonu sahipleri dağıtım şirketlerinin düzenlediği sahte faturalar nedeniyle kendilerine ceza kesildiğini söylüyor. Bu işyeri sahipleri haklarını aramak ve suçlarının ne olduğunu sormak için 48 günden bu yana EPDK’nın önündeler. EPDK’nın sayın başkanı daha önce yaptığı açıklamada, ucuz satan enerji şirketlerinden alım yapın diyordu, Edirne’den Kars’a kadar nereden ucuzsa oradan alın, hepsini ben denetlerim diyordu. Bu insanlar da o söze inanarak alım yaptılar. Bu enerji şirketlerinin lisanslarını Gelir İdaresi Başkanlığı verdiğine ve denetimini EPDK’nın yaptığına göre faturanın sahte olmasının cezası neden bu işyeri sahiplerine ve onların çalışanlarına kesiliyor. Hakikaten insanın aklının alacağı bir şey değil. Nasrettin Hoca fıkrası gibi. Ruhsatı sen veriyorsun, denetimi sen yapıyorsun, cezayı bunlara kesiyorsun. Hakikaten tam Türkiye’ye yakışan bir uygulama.

120 BİN KİŞİ İŞSİZ KALMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA

Bugün dört bin istasyonun kapanması, 120 bin kişinin işsiz kalması riskiyle karşı karşıya kalan petrol istasyonu sahipleri mağdur durumda. Mahkeme sonucu beklenmeden kesilen bu cezalar sebebiyle 120 bin insanımız işsiz kalmakla karşı karşıya. Dağıtım şirketlerini borçları ya da onların yaptığı usulsüzlüğün faturasını benzin istasyonu sahipleri ödüyor. Maalesef yukarıdaki zenginlere, sermaye sahiplerine ulaşamıyorlar, bedeli fakir ve fukaranın sırtına vurmaya çalışıyorlar. EPDK’nın lisans verdiği dağıtım şirketlerinin verdiği faturaların sahte olmasının sebebiyle EPDK’nın ve Gelir İdaresi Başkanlığı petrol istasyonlarına ceza kesiyor. Bu istasyon sahipleri kendilerine kesilen faturanın gerçek olup olmadığını anlayamaz. Bu insanların hepsi devletine güveniyor. Devleti denetim yapıyor, bu insanlar da oradan alım yapıyor. Sorumlularsa, bu denetimi yapan bu insanları sahtekarların önüne atanlardır. Bu dağıtım firmalarına lisansı veren EPDK’nın kendisi, faturayı kestiren Gelir İdaresi’nin kendisi, her ay dağıtım firmaları EPDK’ya bildirim yaparken incelemeyen kendisi, işyeri başına 3-4 milyon para cezası kesiliyor, üstüne istasyonları mühürleniyor. Mühürlü istasyonlar varken işyeri sahipleri bu parayı nasıl ödesinler? CHP olarak hukukun üstünlüğü ilkesi gereği yargı kararı kesinleşmeden işyerlerinin kapatılmasına karşıyız. Burada mağdur olan 120 bin çalışanı, aileleriyle birlikte 500 bin kişinin gelirinden olmasına karşıyız. CHP olarak daima mağdurun yanında yer aldık. Daima emeğin ve emekçinin yanındayız.

"VARSA BİR SUÇUMUZ MAHKEMELER BİZİ YARGILASIN"

Mağdur Petrolcüler Sözcüsü Mehmet Ali Öztürk ise 48 gündür Ankara’da seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu: “Bizleri önce itibar kaybına uğratıyorlar. Çünkü işlemediğimiz suçtan, gasp edilir şekilde petrollerimiz mühürleniyor. İşçilerimiz işsiz kalıyor. Bizler insanlar içinde itibarsız bırakılıyor. Bizler diyoruz ki ‘işlemediğimiz bir suç var. Ancak Türkiye’de mahkemeler var. Bizler mahkemelerin verdiği tüm kararlara saygılı olan insanlarız. Varsa bir suçumuz mahkemeler bizi yargılasın. Mahkemelerin verdiği kararlardan sonra işyerlerimiz kapatılsın’. Ancak bugün bir dünya insan mağdur. Petrolcü mağdur, petrolcüye işyerini kiraya veren mülk sahibi de mağdur. Peki bu mülk sahibinin suçu ne?”