Pervin Buldan: ‘Müjde’den sonra seçim var

Yayın tarihi: 22 Ağustos 2020 Cumartesi 4:58 pm - Güncelleme: 22 Ağustos 2020 Cumartesi 4:58 pm

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Muş’taki halkla buluşmasında, AKP’nin halka ‘müjde’ olarak duyurduğu doğal gaz keşfinin ardından ‘bir erken seçim kararının geleceğini düşündüklerini’ ifade etti.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 1 Haziran’da başlattıkları ‘Demokratik Mücadele Programı’nın 3’üncü aşaması kapsamında başladığı ziyaretlerine bugün Muş’la devam etti. Bulanık ilçesinde yaptığı esnaf ziyaretinin beraberindeki parti yöneticileri ile birlikte konvoy halinde kent merkezine gelen Buldan, partilerinin İl Örgütü binası önüne giderek burada halka seslendi.

‘MÜJDE’DEN SONRA ERKEN SEÇİM VAR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjde açıklamasına da değinen Buldan, “Mutlaka bir erken seçim kararının gelecek. Parti olarak erken seçime hazırız. Seçim bir yana bu iktidarın bir an önce istifa etmesi gereken bir zamanı yaşıyoruz. Bu iktidarın halklara vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Bunların verecekleri en büyük müjde istifa etmeleridir” ifadelerini kullandı.

’30 KEZ BULDULAR AMA ORTADA BİR ŞEY YOK’

“Bu ülkeyi yönetenler barıştan değil, çatışmalı süreçlerden besleniyorlar” diyen Buldan, “Bu nedenle topluma vaat veriyorlar. Karadeniz’de bulduklarını iddia ettikleri rezervlerin 2023 yılında devreye gireceğini söyledi. Bu müjdeyi 82 milyona mı verdi? Hayır! Çünkü bu müjdenin altında başka hesaplar var. Bu rezervlerin çıkarılması için haleye çıkacaklar. Bu ihale ile birlikte herkesin cebinden para alacaklar, gazın çıkarılmasının masrafını halka ödetecekler. Bu işin kârını da yandaş şirketler kendi ceplerine koyacaklar. Bu bir müjde midir? Bu müjdeyi sadece kendi yandaş şirketlerine verdi. Eğer bu müjde ise doğal gaz faturalarında indirim olacak mı? Halka bedava doğalgaz verecek misiniz? Hayır! Bakın insanların daha fazla ödemek zorunda kalacaklar. Tüm dünyada daha temiz enerji kullanmayı tercih ederken, Türkiye daha da geriye giderek ‘doğalgaz bulduk’ diye insanlara müjde vermeye çalışıyor. Herkes Mersin’e giderken siz tersine gidiyorsunuz. Karadeniz’de bulunan bu gazın halka nasıl bir etki yaratacağını, ekolojik sisteme nasıl bir etki edeceğini düşündüler mi? Türkiye halkların geleceğini düşünmeyen bir iktidarın halka verecek bir şey yok. Tam 30 kez ‘doğalgaz bulduk’ dediler ama ortada bir şey yok. Bu rezerv çıkarılsa bile bunun ne kadar zararlı olduğunu insanlar bilmelidir.” ifadelerini kullandı.

‘GEÇMİŞ OLSUN’ DİLEDİ

Kentte artış Koronavirüs vakaları ve son günlerde yaşanan gözaltılar nedeniyle halka ‘geçmiş olsun’ dileklerinde bulunan Buldan, “Biliyoruz hiçbir arkadaşımızın tutuklanma ve gözaltı gerekçesi ele avuca sığacak şeyler değil. Gerekçelerin tamamı uydurulmuş şeyler. Arkadaşlarımız barış ve demokrasi mücadelesi verirken gözaltına alınıyorlar. Bu bir konsept. AKP’nin, HDP’ye yönelik başlattığı ve sistematik bir hale dönüşen, sandıkta yenemediği yerlerde halkı korkutma ve sindirmeye çalışan bir anlayış içerisindeler. Tüm bu operasyonların yapıldığı yerlerde tutuklananların yerine onlarca, yüzlerce arkadaşımız görev almak için başvuruyor. Bu parti kapanmıyor, kapısına kilit vurulmuyor. Halkımız her türlü bedel ve emekle var ettiği bu değerlerden asla taviz vermiyor” dedi.

‘SADECE KÜRTLERİN SORUNU DEĞİL!’

HDP kongresinde halkın kendilerine verdiği mesajdan sonra büyük bir yürüyüş başlattıklarını ifade eden Buldan, “Halkımız kongrede bize; ‘sizin yanınızdayız’ mesajı verdi. Faşizm, tutuklama ve tecride karşı demokrasi, barış, özgürlüğü çoğaltmak için bu mücadeleyi yürütüyoruz. Biz AKP hükümetine; ‘bizi tutukladınız, kayyum atadınız ama biz bitmedik ve milyonlar olduk’ mesajı verdik. 1 Haziran’da yaptığımız açıklamayla ülkede yaşanan tüm sorunların çözüm kaynağını ortaya koyduk. Kürt sorunu, demokrasi, adalet, kadın, ekoloji ve ekonomik krizlerin nasıl çözüleceği konusunda çok geniş bir şekilde değerlendirmeler yaparak çözüm yolları ortaya koyduk. Bu kapsamda aşama aşama halkımıza ve tüm kesimlere gittik. Sorunların çözüm bulması için demokratik bir güç birliğine ihtiyaç olduğunu, bu meselenin sadece HDP’nin veya Kürtlerin sorunu olmadığını, yaşananlardan herkesin etkilendiğini söyledik. Bu meseleler Kürtlerin meselesi olmaktan çıkmalıdır, çünkü ekonomik sorunlar, yaşanan çatışmalar sadece bizi değil, Türkiye’yi etkiliyor. Bu ülkede milyonlarca işsiz ve yoksul var. Bu sorun hem Türkün hem Kürdün ama aynı zamanda kadının, gencin, Ermeni’nin, Arapların, Çerkezlerin sorunudur. Kürdistan’ı ne kadar etkiliyorsa tüm bölgeyi de aynı şekilde etkileyen bir sorundan söz ediyoruz. Bu ülkeyi yönetenler iktidara geldikleri günden beri bu sorunu katmerleştiren, sorun üzerine sorun üreten krizlerin ve kaosların yükselmesine neden oldular ve olmaya devam ediyorlar” diye konuştu.

‘RAPOR, KÜRTLERİN KENDİSİDİR’

Buldan her seçimde Kürtlerin, HDP’nin gücüne herkesin tanıklık ettiğini de ifade ederek, şöyle devam etti: “Türkiye’de bir erken seçim olasılığı üzerinden partiler Kürtlere yoğunlaşmışlar. Her biri bu ülkenin Kürt sorununu derinleştiren anlayış üzerinden çözüm yoluna gidiyor ve herkes aynı şeyi söylüyor. ‘Ben Diyarbakır’da, Şırnak’ta hazırladığımız raporu açıklayacağım’ açıklaması yaparak bu sorunu çözeceklerini söylüyorlar. Bu sorun raporla çözülseydi daha önce bu ülkenin yönetimine gelenler bu sorunu çoktan çözerlerdi. Bu sorunu gerçek anlamda adını koyamayanlar, Kürt sorunun adını koymaktan çekinenler bu sorunu çözemezler. Eğer bir rapor açıklayacaksanız. Rapor, Kürtlerin kendisidir, yaşadıklarıdır. Belediye eş başkanlarını, milletvekillerini cezaevine atacaksınız, seçme seçilme haklarını ellerinden alacaksanız, HDP’ye her türlü iftirayı atacaksınız, dava açacaksanız, siyaset yapma yollarını kapatacaksanız, bu ülkeyi tecritle yöneteceksiniz, Sayın Abdullah Öcalan’a tecrit uygulayacaksanız, aile görüşünü engelleyeceksiniz, keyfinize göre aile ve avukatları adaya göndereceksiniz sonra siz bu sorunu çözmek için yola çıktık diyeceksiniz. Kusura bakmayın… Herkese sesleniyorum; bu mesele o kadar basit ele alınacak bir mesele değil. Kürt halkının en hassas olduğu noktalarda adım atacaksınız, tecride son vereceksiniz, cezaevlerini boşaltacaksınız, gasp edilen belediyeleri iade edeceksiniz. Siz bu gerçekleri görmek zorundasınız.”

Buldan, sözlerini “1 Eylül Dünya Barış Günü gelirken insan zincirleri oluşturarak bir kez daha barış, demokrasi, adalet ve barışı savunduğumuzu her kentte oluşturacağımız insan zincirleriyle ortaya koyacağız” diyerek sonlandırdı.