PEN ve IFEX’ten Fikret Başkaya için dayanışma çağrısı

Yayın tarihi: 13 Kasım 2019 Çarşamba 5:14 pm - Güncelleme: 13 Kasım 2019 Çarşamba 5:25 pm

PEN International Yazar Fikret Başkaya hakkındaki suçlamaların düşürülmesini talep etti. Uluslararası İfade Özgürlüğü İletişimi ise imza kampanyası düzenledi.

Bugün Türk makamlarından, temelsiz suçlamalar nedeniyle uzun bir hapis cezasıyla karşı karşıya olan, önde gelen yazar ve akademisyen Fikret Başkaya’ya yönelik bütün suçlamaların düşürülmesini talep etti.
Açıklamada; On yıllardır Türkiye’de ifade özgürlüğü için mücadele veren, uluslararası üne sahip yazar, akademisyen ve insan hakları savunucusu Fikret Başkaya, 27 Kasım 2017’de kısa bir süre için gözaltına alınmış ve daha sonra 2019 Şubatında Terörle Mücadele Yasası’nın 7/2 maddesi uyarınca ‘bir terör örgütünün propagandasını yapmak’la suçlanmıştır. Bu suçlamanın nedenini, 2016 Kasımında kaleme aldığı ve Türkiye’deki Kürt nüfusun devlet tarafından mağdur edildiğini belirttiği Asıl Terör Devlet Terörüdür başlıklı makalesi oluşturmaktadır. Başkaya’nın 22 Kasım 2019 günü Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan bir sonraki duruşmasında kararın açıklanması beklenmektedir. Başkaya, suçlu bulunması halinde beş yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalacaktır” denildi.

PEN International’un Cezaevindeki Yazarlar Komitesi Başkanı Salil Tripathi açıklamasında, “Bir kez daha Türk makamları muhalif görüşleri cezalandırmak için kapsamlı terörle mücadele yasalarına başvuruyorlar. Fikret Başkaya’nın makalesi hiçbir şekilde terör propagandası olarak görülemez. Göstermelik dava sonuna yaklaşırken, Türk makamlarını Başkaya’ya yönelik bütün suçlamaları düşürmeye çağırıyoruz. Hiç kimse barışçıl bir şekilde görüşlerini dile getirdiği için cezaevine gönderilmemelidir” dedi.

IFEX’TEN İMZA KAMPANYASI

IFEX tarafından yapılan açıklamada ise Özgür Üniversitenin kurucusu ve başkanı, akademisyen ve yazar Fikret Başkaya’ya ve diğer tüm Türk vatandaşlarına karşı açılan haksız davalardan vazgeçilmesi konusunda Türk devletine yapılan çağrı metnine destek verme çağrısı yapıldı.

“Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, aşağıda imzası bulunan, dünya çapındaki ifade özgürlüğü ve insan hakları örgütleri, Özgür Üniversite kurucusu ve başkanı, yazar Fikret Başkaya’ya açılan davanın geri çekilmesi ve diğer Türk vatandaşlarına karşı yürütülen haksız davaların sonlandırılması çağrısı için yazıyor. Geçen yıl hükümetiniz olağanüstü hali kaldırdığı halde bağımsız kuruluşların tahminine göre 130’dan fazla gazeteci ve yazar hala cezaevinde ve şu anda yüzlercesi de, ‘terör propagandası’ yapmak suçlamasıyla yargılanıyor.  Oysa ki sözü edilen propaganda uluslararası standartlara göre  basit bir düşünce açıklamasından ibaret. Yargılananlardan biri de Fikret  Başkaya. Önümüzdeki ve muhtemelen de son olacak duruşma 22 Kasım 2019’da Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Kasım 2016’da yayımlanan bir eleştiri yazısından dolayı ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla yüz yüzedir ve şu an beş yıla kadar hapisle cezalandırılma durumuyla karşı karşıyadır. Bilindiği üzere Türkiye BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine imza atmış  ve  19. maddesinde ifade özgürlüğü hakkının garanti altına alındığı  Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesini de onaylamıştır. Türkiye ayrıca, 10. maddesinde bu hakkı benzer bir şekilde garanti eden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de taraf bir ülkedir.  Türkiye Cumhuriyeti anayasasının 90. maddesine göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmalar kanun hükmündedir. Sözü edilen maddeler bu hakkın yalnızca zorunlu hallerde kısıtlanabileceğini ifade ederken, devlet politikalarına yönelik barışçıl eleştirinin sert ve rahatsız edici olsa bile kısıtlanma kriterlerine uymadığı, aksine özgür tartışma ortamının ve demokratik toplumun normal ve hayati önemde bir parçası olduğu su götürmez bir gerçektir. Antiterör ve hakaret yasalarını uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmenin yanında, Fikret Başkaya davasının ve akademisyen ve yazarlara yönelik yürütülen benzer süreçlerin sonlandırılması, Türkiye’nin yükümlülüklerini ciddiye aldığının ve diğer üye devletlerle ilişkilerini normalleştirme konusunda çaba gösterdiğinin önemli bir işareti olacaktır.”