Öztrak: Kayınpeder ve damat hesapsız kitapsız peşkeş çektiler

Yayın tarihi: 23 Mayıs 2022 Pazartesi 3:55 pm - Güncelleme: 23 Mayıs 2022 Pazartesi 4:29 pm

CHP Sözcüsü Faik Öztrak gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Öztrak, “Hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır, ne de masat. Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar döviz rezervini, kayınpeder ve damat hesapsız, kitapsız peşkeş çektiler.” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından gündeme yönelik açıklamada bulundu. Öztrak, “Maltepe’deki demokrasi meydanı, milletimizin saraydan ve beşli çetelerden, çok daha büyük olduğunu, tüm dünyaya, bir kez daha gösterdi. Demokrasimize zehirli dişlerini, kirli tırnaklarını geçirme niyet ve hevesinde olanlara, cevap, Maltepe’deki demokrasi meydanından verildi.” dedi.

“MİLLETİMİZ SARAY VE BEŞLİ ÇETELERDEN ÇOK DAHA BÜYÜK”

Öztrak, Milletin Sesi mitingine yönelik yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:

Hafta sonu İstanbul Maltepe’de, “Milletin Sesi” Mitingimizi, Büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Maltepe’deki demokrasi meydanında, umut vardı. Gülen, aydınlık yüzler vardı. Hak, hukuk ve adalet çağrıları vardı. Dostluk, kardeşlik ve özgürlük şarkıları vardı. Huzur ve bereket özlemi vardı. Haramilerin saltanatına son verme iradesi vardı. Ve o meydanda, ortak geleceğimizi beraberce inşa etme azmi ve kararlılığı vardı. Maltepe’deki demokrasi meydanı, milletimizin saraydan ve beşli çetelerden, çok daha büyük olduğunu, tüm dünyaya, bir kez daha gösterdi. Demokrasimize zehirli dişlerini, kirli tırnaklarını geçirme niyet ve hevesinde olanlara, cevap, Maltepe’deki demokrasi meydanından verildi.

Son 20 yılda, milletimiz çok yoruldu. Toplumumuz bölünüp, parçalandı. Milletimizin umutları çalındı. Aşı, işi küçültüldü. Sofralarımızın bereketi kaçtı. Türlü yalanlarla, Cambaza bak stratejileriyle, milletimizin gerçek sorunlarının üstü kapatıldı. Ülkemizin enerjisi ve kaynakları heba edildi. Türkiye’de, 1923 yılından 2002’ye kadar, 57 hükümet iş başında kaldı. 79 yılda 57 Hükümet, 713 milyar dolar kaynak kullandı.

Bu 713 milyar dolarla; Osmanlı’nın dış borçları ödendi. Üstüne; SÜMERBANK, TÜPRAŞ, TELEKOM, PETKİM, METAŞ, SİFAŞ, ÇESTAŞ, PETLAS kuruldu. Ereğli Demir-Çelik, İskenderun Demir-Çelik, Çimento Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Şeker Fabrikaları, Limanlar, Keban, Atatürk, Karakaya Barajları, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri Ve daha nice saymakla bitmeyecek eserler inşa edildi. Türkiye sıfırdan ciddi bir sanayi alt yapısına kavuşturuldu. Geçmiş hükümetler 713 milyar dolar harcayarak, ülkeyi 1990’da dünyanın en büyük, 20 ekonomisi arasına soktu. Türkiye 1999’da da G-20 ligine davet edildi.

İÇERİDEN DIŞARIDAN GIRTLAĞA KADAR BORÇLANDI

Ekonomi hakkında açıklamalarda bulunan Öztrak şunları söyledi:

Erdoğan 2002’de iş başı yaptı. Trilyonlarca dolar vergi topladı. İçeriden, dışarıdan gırtlağa kadar borçlandı. Atadan, deden kalan ne varsa sattı, savdı. Kendinden önceki 57 hükümetin kullandığı kaynağın, yaklaşık 4 katını harcadı. 2 trilyon 631 milyar doları bir güzel yedi, bitirdi. Erdoğan hükümetleri, kendinden önceki 57 Hükümetten, 4 kat fazla kaynak kullandı, ama ülkemizi 20 yılda ilk 20 ekonomi liginden düşürdü. Ülkemiz artık 23. sırada.

Oysa Erdoğan milletimize, Ülkeyi, “2023’de ilk 10 ekonomi arasına sokma” sözünü vermişti. Beceremedi. Sözünü tutamadı. Ama hala, Ülkeyi “vallahi de, billahi de ilk ona sokacağız” diye, milletten oy istiyor. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Millet bunların ne yaptığını görüyor. Sebep oldukları felaketi yaşıyor. Milletimiz bunların notunu vermiş. “Geçti Bor’un pazarı, Sür eşeği Niğde’ye” demeye hazırlanıyor.

HAYIRSIZ MİRASYEDİ

Erdoğan Hükümetleri milletten topladıkları kaynakları, atadan deden kalan varlıkları, hayırsız mirasyedi gibi har vurup, harman savurdu. Trilyonlarca dolar, Doğru dürüst kullanılsaydı, ranta, betona ve israfa değil de, rarıma, sanayiye, üretime, katma değerli işlere yönlendirilseydi, döviz kazandıracak, cari açığı kapatacak projelere harcansaydı, bugün Türkiye ilk 10 ekonomi arasına, rahat rahat girerdi. Ama beceriksizlik, israf ve talanla ilk 20’den düşürdüler. İtibardan tasarruf olmaz diyerek, ülkenin kaynaklarını yandaşlara peşkeş çektiler. Bir liraya çıkarılacak işleri olmayacak paralara yaptılar. Bunu biz söylemiyoruz. Türkiye’nin önemli araştırma kuruluşlarından TEPAV söylüyor.

Milletin cebinden tek kuruş çıkmayacak dedikleri, Kamu Özel İşbirliği yöntemiyle yapılan Bilkent Şehir Hastanesi… Geleneksel yöntemle 3 milyar 907 milyon liraya çıkabilecek bu hastane, bu yöntemle 6 milyar 776 milyon liraya çıkarıldı. İki hastane parasına bir hastane yapıldı. Peki, ikinci hastaneyi kim yuttu? 40 haramiler yuttu.

HÜKÜMETTEN HALA TIK YOK

Hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır, ne de masat. Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar döviz rezervini, kayınpeder ve damat hesapsız, kitapsız peşkeş çektiler. Hala arka kapıdan döviz satmaya devam ediyorlar. Bu yılın ilk dört ayında, Bu şekilde satılan emanet dövizlerin tutarı, 30 milyar dolara yaklaştı.

13 Mayıs itibariyle, Merkez Bankası’nın döviz kasasındaki açık, 52 milyar 199 milyon dolara ulaştı. Sadece döviz rezervlerini değil, Merkez Bankası’nın en önemli sermayesi olan, güveni de bitirdiler. Hem içeride hem de dışarıda olağan şüpheli olarak akıllara, TCMB geldi. TCMB’nın, İngiltere Merkez Bankası nezdinde tuttuğu, 4 milyar 638 milyon dolarlık altını olduğunu biliyoruz. Zorunlu karşılık olarak bankalardan emanet alınan altınların da, 2 milyar 312 milyon dolarlık kısmı, yine İngiltere Merkez bankası nezdinde tutuluyor. Bu altın satan merkez bankası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası mı? Merkez Bankasının altınları yerinde duruyor mu, durmuyor mu? Cuma günü bunları sorduk. Hükümetten hala tık yok. Merkez Bankası verileri açıklandığında, duruma bakacağız.

Hükümet olduğumuzda da, Merkez Bankası’nın tüm döviz ve altın hesaplarını, ciddi bir incelemeden geçireceğiz. 128 milyar dolar başta olmak üzere, hesapsız, kitapsız satılan her sentin, her gram altının hesabını soracağız.

Hep söylüyoruz; “Güven ruh gibidir. Terk ettiği bedene asla geri dönmez.” Bugün ülkeyi yönettiğini söyleyenlere güven hiç kalmadı. Bu nedenle de ülkemizin kredi temerrüt risk primi, 728 puanla tarihi zirvesine çıktı. Oysa 4 yıl önce bu zamanlar, Erdoğan Şahsım rejimi henüz işbaşı yapmamışken, aynı risk primi 290 idi. Türkiye’nin kredi risk primi 4 yılda iki buçuğa katlandı. Bunun bedelini de daha yüksek faiz olarak, hem devletin Hazinesi, hem de firmalar ödüyor. Faturası da her şekilde halkımıza çıkıyor.