Erdoğan’a 1994 göndermesi: Belediye Meclisi’nde sizin de çoğunluğunuz yoktu

Yayın tarihi: 28 Mayıs 2020 Perşembe 7:44 pm - Güncelleme: 28 Mayıs 2020 Perşembe 9:12 pm

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP’li belediyelerin yardım kampanyalarının iktidar tarafından engellediğini söyleyerek AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslendi. Öztrak, “Sayın Erdoğan; 1994’te yüzde 25 ile belediye başkanı seçildiğinizde Belediye Meclisi’nde sizin de çoğunluğunuz yoktu. O Belediye Meclisi’nin üyeleri sizin elinizi kolunuzu bağlamadı. Aksine millet hizmet alsın diye size yardımcı oldu. Şimdi siz, size yapılmayanı, başkalarına neden yapıyorsunuz?” diye sordu.

Dün 27 Mayıs darbesinin 60’ıncı yılı olduğunu hatırlatan Öztrak, CHP olarak millet iradesi üzerinde askeri veya sivil hiçbir darbecinin vesayetini kabul etmeyeceklerini söyledi. Öztrak, “”Darbe mi arıyorsunuz? O zaman yaptıklarınıza bakacaksınız. Darbeciler ne yaptıysa siz daniskasını yapıyorsunuz. Sarayın İletişim Başkanı demokrasi masalları anlatırken sayenizde Türkiye ilk kez uluslararası demokrasi endekslerinde ‘fiili diktatörlük’ olarak anılmaya başlandı.” dedi.

Öztrak’tan Albayrak’a jet yanıt: Çok şükür babam bana evdeki paraları sıfırlama talimatı vermedi

CHP Parti Sözcüsü Öztrak’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

MİLLETİMİZİ DESTEKSİZ BIRAKTILAR”

“Bu zor günlerde milletimizi bir başına ve desteksiz bıraktılar. Milletimiz tertemiz dayanışma duygularını bizim belediyelerimizde gördü, buldu. Sosyal destek açığını bizim belediyelerimiz kapatmaya uğraşıyor. Ama beyefendi bunu da hazmedemiyor. Belediyelerimizin elini, kolunu bağlamak için çalışıyor. İstanbul’da Belediyemiz, sosyal yardım taleplerine hızlı cevap verebilmek için ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın beyanı esas kabul edilsin diyerek, Büyükşehir Belediye Meclisi’ne bir teklif getiriyor. Bu teklife AK Parti ve MHP hayır diyor. Şu salgında bile belediyemizin vatandaşlara yardım yapmasını engellemek için olmayacak işler çıkarıyorlar. “Millete hizmetkâr olmaya geldik” diyenler, şimdi milletin sözüne güvenmiyor. “İllaki belediyeden yardım isteyen her eve incelemeye gidilsin” diyor.

“BELEDİYE MECLİSİ’NDE SİZİNDE ÇOĞUNLUĞUNUZ YOKTU”

“Sayın Erdoğan; 1994’te yüzde 25 ile belediye başkanı seçildiğinizde Belediye Meclisi’nde sizin de çoğunluğunuz yoktu. O Belediye Meclisi’nin üyeleri sizin elinizi kolunuzu bağlamadı. Aksine millet hizmet alsın diye size yardımcı oldu. Şimdi siz, size yapılmayanı, başkalarına neden yapıyorsunuz? Şimdi “belediyelerin yatırım kararlarında da son sözü ben söyleyeceğim” diyorsunuz. Oldu olacak bütün belediye başkanlıklarını da kaldırın. Bütün Türkiye’nin belediye başkanı da ben oldum deyin. Olsun bitsin. Bu nasıl bir kibirdir? Hep ben, hep ben…

“Millet, “kısa çalışma ödeneğinin süresini uzat” diyor. “Kiraları daha da ötele” diyor. Kahvehaneler hala kapalı. Kahveci, “bana hiç olmazsa bir asgari ücret verin” diyor. Kira yardımı istiyor. Kapalıyken “Bağ-Kur ve SGK primini devlet ödesin” diyor. “Doğalgaz, su, elektrik faturalarımı yılsonuna kadar faizsiz erteleyin” diyor. “Kapalı işyerimde, DIGITURK’e nasıl ödeme yapacağım” diye soruyor. “Bu yıl ödeyeceğim vergiyi, harcı, rüsumu ertele” diyor. “Kredilerin faizini yılsonuna kadar devlet ödesin” diyor. “Bunlar olmazsa bitiyorum” diyor. Çiftçilerimizin mahsulleri bu yıl, don, sel, dolu, ani sıcaklık artışları afetleriyle karşı karşıya kaldı. Ürünleri zarar gördü. TARSİM bu haliyle derde derman olmuyor, Çiftçilerimiz, bu zararların giderilmesini devletten bekliyor. Siz bu feryatları duymuyor musunuz? Onun için mi ekonomiyi bıraktınız da, bizim gençlerimizle uğraşıyorsunuz?”

“VATANDAŞA ŞİDDET UYGULANMASINI KABUL EDEMEYİZ”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak Ramazan bayramı boyunca sokağa çıkma yasağında, çeşitli illerde güvenlik güçleri tarafından vatandaşlara yönelik uygulanan şiddete tepki gösterdi.

“Tekirdağ Çorlu’dan, Edirne’den, İstanbul’dan, Adana’dan, kamu görevlilerinin vatandaşa uyguladığı şiddete ilişkin kabul edilemez görüntüler de geldi. Kuşkusuz polislerimiz, güvenlik güçlerimiz bu salgın döneminde, çok zor şartlarda fedakarca görev yapıyorlar. Hepsine minnet borcumuz var. Ancak, vatandaşa sebepsiz yere şiddet uygulanmasını kabul edemeyiz. Görevleri milletimizi korumaktır, dövmek değildir. Emniyet güçlerimizi yöneten Saray, bu görüntüleri ciddi bir değerlendirmeden geçirmelidir. Bu değerlendirme sonucunda, tüm bunların arkasındaki gerçek sebebin, Sarayın milleti ayrıştıran, kutuplaştıran dili olduğu ortaya çıkacaktır.”

“DARBE ARIYORSANIZ YAPTIKLARINIZA BAKACAKSINIZ”

Öztrak, iktidarın basını susturmak için RTÜK’ü ve Basın İlan Kurumunu sopa gibi kullandığını söyledi. İktidarın darbe hukukunu tahkim etmeye devam etiğini de savunan Öztrak, şunları söyledi:

“Darbe mi arıyorsunuz? O zaman yaptıklarınıza bakacaksınız. Darbeciler ne yaptıysa siz daniskasını yapıyorsunuz. Sarayın İletişim Başkanı demokrasi masalları anlatırken sayenizde Türkiye ilk kez uluslararası demokrasi endekslerinde ‘fiili diktatörlük’ olarak anılmaya başlandı. Tarihi ve olayları çarpıtarak yeni bir tarih yazamazsınız. 60 yıl öncesine gitmeye gerek yok. 15 Temmuz’a gelin ve şu soruya cevap verin, darbe girişiminin kilit adamı Mehmet Dişli’yi, dönemin Başbakanı ve Milli İstihbarat Teşkilatının talep etmesine rağmen, neden ordudan emekliye sevk etmediniz? Bizim demokrasi anlayışımız ortada. Bizim, 20 Temmuz sivil darbesini yapanlardan alacağımız herhangi bir demokrasi dersi yoktur. Tehditle, şantajla herkesi sindirebileceğinizi sanıyorsunuz ama biz bu siyaset tarzına pabuç bırakmayız. Biz akılla, fikirle, azimle özgürlük mücadelemizi demokratik zeminde sonuna kadar sürdüreceğiz. Ve milletimizle beraber, Cumhuriyetimizi yepyeni ve güçlü bir demokratik parlamenter rejimle mutlaka taçlandıracağız.”

“KAYGILARIMIZDA HAKLI ÇIKMAYA BAŞLADIK”

Korona salgını Türkiye’nin kapısını çaldığında belirsizlikleri ortadan kaldıracak, ufuk verecek yeni bir ekonomik program ihtiyacına hemen dikkati çektiklerini söyleyen Öztrak, hem Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun hem de kendilerinin böyle bir program için öneri üstüne öneri getirdiklerini aktardı. Öztrak, şöyle devam etti:

“Şimdi kaygılarımızda maalesef haklı çıkmaya başladık. Ülkenin iki yıldır içinde olduğu ekonomik kriz, bir ekonomik buhrana dönüştü. 252 bin 690 işletme salgında durdu. Salgının sadece 15 günlük etkisiyle 2 milyon 120 bin yurttaşımız iş gücü piyasasının dışına çıktı. Kaybettiğimiz iş gücü ise 1 milyon 100 bine ulaştı. Gerçek işsizlerimizin sayısı 9 milyonu aşarak yeni bir rekor kırdı. Boğaziçi Üniversitesinden değerli bilim insanlarımız, uluslararası bir çalışma için, Salgında Ekonomik Teşvik Endeksi hazırladı. Buna göre Türkiye, verdiği ekonomik teşviklerle 168 ülke içinde 127. sırada yer alabildi. Yine verilen mali teşviklerde, milli gelire oranla G-20 ekonomileri içinde sondan beşinci olabildik. Tulumbadaki suyu yandaşları için tükettiler, vatandaşlarına diğer ülkeler kadar destek veremediler. Aspirinle, pansumanla durumu idare etmeye çalıştılar. Sorunların önünden değil arkasından koştular.”

“BİRİ POZİTİF BÜYÜYECEĞİZ DİYOR, BİRİ DARALACAĞIZ”

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un ekonomide daralma açıklaması yaparken, Albayrak’ın pozitif büyüme açıklaması yapması da sorulan Öztrak, “Damat bakan önce kendi partisini ikna etmeli, kendi aralarında oturup anlaşmaları lazım. Biri pozitif büyüyeceğiz diyor, biri daralacağız diyor. Hangi tedbirlere istinaden damat bakan pozitif bir büyüme bekliyor. Buhrandan çıkıp büyümeyi sağlayacak doğru düzgün hiçbir tedbir yok.” diye konuştu.

Siyasi Partiler Yasası’nda yapılması düşünülen değişikliklere ilişkin bir soruyu Öztrak, “Nasıl bir düzenleme geldiğini henüz görmedik ama Genel Başkanımız bunu açık, net bir şekilde ifade etti, ‘Demokrasiye kurulacak her kumpası boşa çıkarırız.’ Darbe rejimlerinin, hangi partinin ya da milletvekili adayının seçime gireceğine icazet verme yaklaşımını, icazet demokrasisini tümüyle reddederiz.” diye yanıtladı.

“DAMADIN HAZİNE TARİHİNİ BİLMEMESİNİ YADIRGAMADIM”

Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 2002’de Öztrak’ın Hazine müsteşarlığı yaptığı sözlerine de yanıt verdi. Öztrak 2002’de Hazine Müsteşarı görevini yapmadığını söyleyerek, “Damadın hazine tarihini bilmemesini açıkçası hiç yadırgamadım. Bakanlıkta liyakat değil, damatlık esas olunca böyle saçmalamakta doğal oluyor” dedi.

“SOSYETE DAMADA BAKACAKSINIZ”

“Benim Hazine Müsteşarlığı dönemimde 30 yıl vadeli dış borçlanma yoktur. Benim faizler konusunda ne yaptığımı merak ediyorsa kendisine söyleyeyim. Göreve geldiğimde Mart 2001’de yüzde 194 olan iç borçlanma faizini görevden ayrıldığım Nisan 2003’e kadar yüzde 50’ye kadar düşürdük. Yani görev süremizde iç borçlanma faizi 137 puan geriledi. Benim tüm müsteşarlığım döneminde yapılan dış borçlanma 6,4 milyar dolardır. Madem soruyor, bir de sosyete damadın yaptıklarına bakacaksın. Kendisi 2018 Temmuz ayında göreve geldi. O günden bugüne faiz lobilerine 33,6 milyar dolar para ödedi. Sadece ödedikleri faiz benim dönemimde yapılan dış borçlanmanın 5 katı. Yani kayınpeder ve damadın birlikte yönettikleri dönemde vatandaşlarımızın alın teriyle toplanan vergilerden her gün 50 milyon dolar her saat 2.1 milyon dolar faiz lobilerine verilmiş.”