Özlediğim Dünya

Savaş Çığlığı
Savaş çığlıkları arasında İnsacıl’a giderken, düşünüyorum, biz niye böyle olduk... Bu düşünce, şu düşünceyi getiriyor, nasıl olmalıydık ki böyle olduk. Türkiye Cumhuriyeti, emperyalistlere karşı bir savaşla kuruldu. Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918’de İstanbul’a geldi. Boğaz’da emperyalistlerin 55 zırhlı gemisi dolaşıyordu. Yaveri Cevat Abbas ağlamaklı bir sesle, “Ne olacak Paşam” dedikte, Mustafa Kemal “Geldikleri gibi giderler” dedi. Biz bunu unuttuk . Şimdi, Selçukluların... Osmanlı’nın savaşlarını kutluyoruz, mehter takımıyla.


Nasıl Unutuldu
Şevket Süreyya Aydemir, bu konuda şöyle der, “Mesela 2000. Yılda, Türk Milli Hareketinin fikir yapısını ve mahiyetini isteyecek araştırıcılar, herhalde, derin görüş ayrılıkları içinde kalacaklardı. O kadar ki bu araştırıcılar, Türkiye bir inkılap hareketi yaşadı mı, yoksa olup bitenler, gelip geçenler, mücahit bir önderin müdahaleleri ile, onun mizacına ve günün icaplarına göre gelişen olağan işler midir diye kararsızlık içinde bocalayabileceklerdir.”(1)
Şevket Süreyya Aydemir’in yarım yüzyıl önceki bu saptaması son derece doğru. Bugün yarım yüzyıl öncesine göre daha fazla unutkanız. Aydemir, unutkanlığımızın nedenini açıklıyor, şöyle , “Çünkü bu hareket, yani Türk inkılabı kendi devrinde, hem kendi tarihi şartları, hem kendi gelişmelerinin atışı için de kendi nazariyecilerini, endi yorumcularını  vermiştir.”(2)


Bu, çok doğru. Felsefi kavrayıştan yoksun... gündelik bilinçle yaşayanların, devrimleri çarçur etmişlerdir. Söz gelimi, “Yurtta barış dünyada barış.” 
Prof. Dr. Sara Çelik, bu ilke için şöyle der, “Tüm insanların eşit insansal koşullar içerisinde ve birbirlerine karşı kardeşlik duyguları içinde özgür ve mutlu yaşamalrını öngörür.  Bunun birinci koşulu ise devletler arası savaşların, düşmanlıkların ve yine toplumlarının kendi içindeki anlaşmazlık ve huzursuzlukların artık son bulmasıdır. Bu nedenle Atatürk, bu ilkeyi şu önemli ilke ile tamamlamıştır. Yurtta barış, dünyada barış...


Özlediğim Dünya
Taze bir çayın çevresinde dostlarla söyleşi... yağmurlu... yelli bir tolda yürümek... sevdiğim kadının gülümsemesi... adil bir ülke... savaş çığırtkanların ... savaş demogagların olmadığı bir ülke. 
-Şevket Süreyya Aydemir, İnkılap ve Kadro, Bilgi Yayınevi, Ankara 1968, y-11
-Aydemir, age Y-11
-Prof. Dr. Sara Çelik, Atatürkçülüğün Aydınlanmacı Dinamikleri Işığında Türkiye’yi Düşünmek- Aydınlamalar-Demokrasi-Günümüz Üzerine Düşünceler, Editörler: H. Nur Beyazerkızan- Mustafa Günay, Sentez yayıncılık, Bursa 2023, Y-129