Özgür Özel’den Kobani Davası öncesi Selahattin Demirtaş çağrısı

Yayın tarihi: 14 Mayıs 2024 Salı 1:35 pm - Güncelleme: 14 Mayıs 2024 Salı 3:12 pm

Haber: Ceren Ural

CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kobani Davası’da tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ için çağrıda bulunan Özel ” Bu davayı da güçlü bir heyetle takip edeceğiz. Bu davadan, adaletli bir karar çıkmasını bekliyoruz. AHİM kararlarının göz önüne alınmasını ümit ediyoruz. Perşembe günü bu siyasi davada da adalet bekliyoruz.” dedi.

CHP Genel Başkanı partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kamuda tasarrug genelgesi hakkında açıklamalarda bulunan Özel, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a da çağrıda bulunarak “Yürütmenin başının Meclis’e talimat vermemesi gerekir vermesi hadsizlik olur. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulunuyorum. TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırsın. Meclis tasarruf genelgesi dışında değildir. Kendi genelgemizi hızla hazırlamalıyız. Yürütmenin ortaya koyduğunda  çok daha kapsamlı bir genelge için CHP olarak bütün gruplara ve Meclis Başkanı’na çağrıda bulunuyoruz.” dedi.

Sözlerine devam eden Özel ” Şimdi CHP tasarruf ettiği paralarla ya da yurt dışı ve yurt içinden bulduğu ama sizin imzalamadığınız kaynaklarla yapacağımız yatırımlara ‘dur’ deyip CHP’li belediyeleri üretmeyen belediyeler diye göstermeye kalkarsanız biz orada yokuz.” dedi.

Özgür Özel’den bir ‘Arapça tabela’ açıklaması daha

Soma Maden Katliamının 10. yılı hakkında da konuşan Özgür Özel “Dün Soma’da tarihin en büyük kalabalığı vardı. Çünkü karar değişmedi ama atmosfer değişti. Oradaki anneler ‘ilk kez biz adaletin bir gün geleceğine inandık’ dedi. Getireceğiz ant olsun.” dedi.

Soma Davaları üzerinden MHP’ye tepki gösteren Özgür Özel “İlk günlerde muhalefet partisiyken orada bulunan MHP’li vekillerin Saray ile ittifak yapınca sorumlular değişmiş gibi adeta kamuoyu önünde taraf değiştirmeleri gözümüzden kaçmadı. ” ifadelerini kullandı.

Özgür Özel’in açıklamalarının satır başları şu şekilde:

Dün parti tarihinde ilk kez MYK bir ilçede toplandı. Hep birlikte, memleketim Manisa’daydık Soma’daydık. Soma maden katliamının tarihimizdeki en büyük işçi katliamlarından birinin 10. yılında Soma’daydık. Önce 301 maden şehidimizi daha sonra onların hakkını ararken hayatını kaybeden 2 maden şehidimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.

301 kişi hayatını kaybettiğinde Türkiye’de hayat durdu. Sadece medya mensupları değil dünyanın bütün televizyonları ilk bir hafta eksiksiz neredeyse bir aya yakın Soma’nın tepelerinden yayın yaptılar. 301 kişi birden hayatını kaybetti ve dün haber bültenlerinde izlediğiniz o 10 yıl önceki görüntüler. Anneleri yaralı sansın diye ağızlarında oksijen maskesiyle çıkarılıp soğuk hava deposuna kaldırılan, acı dört günü orada yaşadık. Unutursak yüreğimiz kurusun dedik.

MHP’YE SOMA TEPKİSİ

İlk duruşmada 4 kilometre kuyruk kapıda 10 bin kişi salon 400 kişi her aileden 1 kişi alındı. Son duruşmada salonda 200 kişiydik. CHP hiç yalnız bırakmadı. Salonun 87 duruşmada yaşadığı yavaş yavaş artan ilgisizlik. İlk günlerde muhalefet partisiyken orada bulunan MHP’li vekillerin Saray ile ittifak yapınca sorumlular değişmiş gibi adeta kamuoyu önünde taraf değiştirmeleri gözümüzden kaçmadı. Dürüst namuslu bir hakimin karardan önce değiştirilmesiyle, Adalet katletmek üzere Elbistan’dan Soma’ya sevkiyle önce birinci kademe mahkemesinde hepimizin yüreklerini sızlatan bir karar alındı. Yargıtay kararı bozdu. ‘yahu ne bilinçli taksiri, 301 kere müebbet istemelisin’ diyerek yolladı. Yolladım sandı yollayamadı. 5 günde gidecek karar 5,5 ay bekledi. Mahkeme heyetinin 3’ünü görevden alıp yerine 3 seyyar giyotin daha getirdiler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı karara itiraz etti. Yeni gelen 3’ü 3’e 2 kendi dairesinin kararını bozdu. Soma’daki mahkeme apar topar yeni karara uydu. Ölen işçi başına 5 gün yatanlar çıktılar dolaştılar dün de küstahlık yaptılar “Soma demeyin biz onu geride bıraktık” dediler.

Özgür Özel kendisine ‘Cumhurbaşkanım’ diye seslenen vatandaşı düzeltti

“ADALETİN GELECEĞİNE İNANDILAR”

Dün Soma’da tarihin en büyük kalabalığı vardı. Çünkü karar değişmedi ama atmosfer değişti. Oradaki anneler ‘ilk kez biz adaletin bir gün geleceğine inandık’ dedi. Getireceğiz ant olsun. Soma’da 301 kişi öldü bütün dünya durdu Türkiye’de hayat durdu. Soma’dan bugüne 649 madenci daha öldü. Soma’dan bugüne iki Soma daha oldu ama kimsenin haberi olmadı. Mesaj Türkiye İşçi Sınıfı’nadır. Sermaye medyaya hakim sermaye diyor ki örgütlenin. Birer birer ölürseniz biz sizi göremeyiz biz siz duymayız. Ölecekseniz bile hep birlikte ölün ki haberimiz olsun diyorlar. Bu mesajı alın ama ölmek için değil. Yaşamak için örgütlenin örgütlenin örgütlenin. Bütün işçileri sarı sendikalara değil, mücadele sendikalarına üye olmaya davet ediyorum.

ILO rakamları açıkladı, Türkiye ölümlü işçi kazalarında dünya birincisi. Bu ülkede yarın senin evladın, senin komşun en sevdikleriniz hayatını kaybederler çünkü dünyada işçi hayatının Türkiye kadar ucuz ve tehdit altında olduğu başka ülke yok.

ECZACILARIN SORUNLARI

Eczacılar çok kutsal bir mesleği çok büyük zorluklarla yapıyorlar. Gece gündüz çalışıyorlar. Sabahlara kadar herkes uyurken birimizin çocuğu ateşlenirse ‘ben buradayım’ diyerek çalışıyorlar. Çok sorunları var ama dinleyin kendilerinden çok hastaların sorunlarını dile getiriyorlar. 1 yıl önce tedbir alınmazsa her iki eczaneden birini kaybederiz dedik. Yeni mezunlar geleceklerini endişeyle takip ediyorlar. Eczacı odasının her kademesinde görev yapmış, birisi olarak 14 mayıs eczacılık günü kutluyorum sorunlarını biliyorum dile getirmeye devam edeceğiz.

ÇİFÇİLERİN SORUNLARI

Alın terini toprağa damlatan nasırlı elleriyle kah kızgın güneşin kah dondurucu soğuğun altında çalışan, ancak emeğinin karşılığını alamayan çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler gününü kutluyoruz. Dünyanın en eski mesleklerinden biri değil en eski uğraşı. Cumhuriyet en doğru tespiti yaptı ve tarım potansiyelinin planlı bir şekilde geliştirilesi için önemli hamleler yaptı. Fabrikalarla donatılırken başta aşar vergisi olmak üzere çiftçinin üzerindeki yükleri kaldırdı. İkinci Dünya Savaşı zamanında toprak reformuyla topraksız köylüyü topraklandırma, köy enstitüleri üzerinden kırsal restorasyon ve motivasyon çalışmaları inanılmaz derece umut verici ve sonuç alıcıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında bile yapılırken, savaşı takip eden dönemde gerek egemen güçlerin gerek de Türkiye’yi yönetenlerin Cumhuriyet’in kurucu kadrolarının yolu ve vizyonundan sapmaları  ve bir takım oyunlara gelmesi sonucunda bu yürüyüşün içi boşaltıldı. Bugün ağır bir tarım ve gıda krizi ile karşı karşıyayız.  AKP döneminde iki Trakya kadar tarım alanı kaybettik.

Özgür Özel’den Can Gürkan’a Soma tepkisi: İki elim yakandadır

ÇİFTÇİNİN PARASI KKM’YE GİTTİ

Tarım kanuna göre Gayri Safi Milli hasılanın yüzde 1’ini çiftçilere vermeyi kanuna bağlamışken bu rakam zorla yüzde 1’in 5’te 1’i buluyor. Kanuna göre 263 milyar destekleme primi hak etmişken 85 milyar ödenmiş 178 milyar hakları duruyor. O para nereye gitti KKM’ye gitti. 5’li çetenin vergi borcu aflarına gitti. Siyaset öncelik belirleme işidir. Birilerinin önceliği yandaşlar CHP’nin önceliği çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar ve milletin efendileri. SGK’nın verilere göre çiftçi sayımız 10 yılda yüzde 55 azaldı. Nüfus artıyor 100 çiftçiden 55’i şehre fabrikaya gidiyor. İşte esas beka sorunlarından bir tanesi bu. Türkiye yaş ortalaması düşül bir ülke olmasına rağmen çiftçilerin yaş ortalaması 58. Yani genç çiftçi yok. Bu noktada çok ciddi tedbirler alması lazım. Türkiye kendini doyuramayan bir ülke haline getirilmiş durumda. TÜİK Nisan gıda enflasyonunu yüzde 68 olarak açıkladı. OECD ülkelerinde bu ortamla yüzde 5,3. Türkiye gıda enflasyonunda en yüksek 4. sırada Türkiye’den kötü üç ülke var Arjantin, Lübnan ve Venezuela.

KAMUDA TASARRUF GENELGESİ: NUMAN KURTULMUŞ’A ÇAĞRI

Nihayet kamuda tasarruf genelgesi yayınlandı. 10. tasarruf genelgesiydi. Bu genelgede bugüne kadarkilerden bir farkı var olumlu tarafı. O da Saray’ın Cumhurbaşkanlığı harcamalarının genelge dışında tutulmaması, Ama pratikte neler oluyor en yakında  takip edeceğiz. Sadece Meclis dışarda tutulmuş. Gayet normal tutulması, bu Meclis israf etsin demek değil. Yürütmenin başının Meclis’e talimat vermemesi gerekir vermesi hadsizlik olur. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulunuyorum. TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırsın. Meclis tasarruf genelgesi dışında değildir. Kendi genelgemizi hızla hazırlamalıyız. Yürütmenin ortaya koyduğunda  çok daha kapsamlı bir genelge için CHP olarak bütün gruplara ve Meclis Başkanı’na çağrıda bulunuyoruz. Başkanlık Divanı toplansın. Millete kemer sık derken milletin vekillileri tasarruf dışında kalmasın.

Özgür Özel Soma’da: Günü gelince hesap soracağız

TASARRUF GENELGESİNDE DİKKAT ÇEKEN DETAY

Tabi CHP yerel yönetimler için kendi belediyeleri için çok daha ilerisinde bir tasarruf genelgesini belediye başkanlarıyla paylaştım. Biz belediyelerinde hem bizim hem de Cumhurbaşkanlığınca yayınlanan genelgenin harfiyen uymasını bekliyoruz. Ancak hassas nokta şudur. Zaten CHP’deki altın oran yani AKP ile CHP arasındaki altın oran çarpı 4’tür. CHP’li belediyeler geçmiş icraat pratiklerine bakıldığında yayınladığımız faaliyet raporlarına bakıldığında, yarı fiyatını iki kat iş yaparlar. Tabi bu kendiliğinde olmuyor nasıl oluyor. Birisi çöp ihalesini yandaş bir AKP’li belediyeye 50 milyona verirken, benim CHP’li belediye başkanı arkadaşım o araçları o ihaleye vermek yerine kendi satın alıyor istihdam yaratıyor o fiyatın yarısına işi bitiriyor iki sene sonra da tüm araç gereç yanına kar kalıyor.

TASARRUF 70 MİLYON

Örnek Denizli Belediyesi. “Sayın başkanım 45 aracı geri yolladım. Neymiş daire başkanının yardımcısına yardımcısının özel kalemine makam aracı çekmişler. Geri yolladım havuza 5 araç koydum herkes kendi arabasıyla ya da toplu taşıma ile gelsin işi için lazımsa mesai saatinde kullansın.” Tasarruf 70 milyon TL. CHP zaten bu konuda sıkıntıda değil ama genelgenin hem yerel yönetimler birimimizin parti sözcüsünün dikkatini çeken hem de benim dikkatimi çeken iki hususu var.

CHP’Lİ BELEDİYELER TASARRUF EDİYOR

Diyor ki, Yüzde 15 yatırım harcamalarından tasarruf yapılacak. Şimdi CHP tasarruf ettiği paralarla ya da yurt dışı ve yurt içinden bulduğu ama sizin imzalamadığınız kaynaklarla yapacağımız yatırımlara ‘dur’ deyip CHP’li belediyeleri üretmeyen belediyeler diye göstermeye kalkarsanız biz orada yokuz. Benim başkanlarım hiçbir bahane ve engellemeye mahal vermeden bahane üretmeden hizmet ettiler etmeye çalışacaklar engellemeye çalışanla da milletin huzurunda hesaplaşırız.

KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ’NDEN TASARRUF EDİN

Genelgenin dikkat çeken bir tarafı 3 yıl boyunca emekli olan kadar yeni personel istihdamı. Yani atanmayan öğretmene şunu söylüyor. Bu sene 20 bin kişi emekli oldu 20 bin. Öyle benden 68 bin 80 bin atama beklemeyin. Dünya kadar işsiz var ben kamu kaynaklarını 5’li çeteye verdim, israfa verdim. 3 sene kamuda alım yok. Biz buna kökten itiraz ediyoruz. Mehmet Şimşek’in açıkladığı rakam toplamda 100 milyar TL edecek her şey hayata dediği gibi geçerse. Merkez Bankası geçen sene 800 milyar zarar etmiş. 3 yıllık tasarrufun 8 katı. KKM’ye 1,2 trilyon vermişler 12 katı. Kamu-özel işbirliği ödemelerine 6 yılda 222 milyar vermişler, bundan sonraki 3 yıl 674 milyar verecekler 6 katı. Bütçeden faize 1,3 trilyon ayırdılar 13 katı. Şu saydığımız 4 kalem millete kemer sık, öğretmene atanma, veteriner hemşireye bekle, diploma verdim ama parayı 5’li çeteye verdim. 31 katını bunlara ödüyorlar. Dolar bazında garanti verdin. Yetmez doların ABD enflasyonunu da yıllık zam olarak veriyorsun. Gel bakayım diyeceksin geçe sefer uyduk şeytana bütün parayı sana verdik artık TL’ye çevirdim dese bakın demin saydım 31 katı buraya gidiyor. Orada yüzde 3 indirse bunu hiç bu tasarruf tekliflerine gerek kalmaz.

“ÇEREZ PARASI DİYORDU”

Ben kamunun israfına son vermesine sonuna kadar destek, ama 10 bin lira emekli maaşı zam yap diyoruz, katlanın diyecek. Asgari ücrete zam yap diyeceğiz, biz bile tasarruf yapıyoruz diyecek. İtibardan tasarruf olmaz diye Saray harcaması yaparlar, milletin canı burnunda, bu sefer Saray’ı da yazmışlar. Şimşek 2015’te kamudaki taşıt alımı ne dedi “çerez parası onlarla uğraşmayın” dedi şimdi tasarruf genelgesine konmuş demek ki onlar değil biz haklıyız sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Özgür Özel, “Normalleşme”nin tarifini yaptı

Koca genelgede umudumu artıran bir cümle var. Demiş ki vergide adalet ve etkinlik sağlayacağız. Tam zurnanın zırt dediği yer burası. Türkiye’de 100 lira vergi toplanıyor bunun 65 lirası dolaylı vergi yani doğalgazdan, emekten, sütten, sakızda, benzinden. bu nasıl bir adaletsizlik biliyor musunuz. Türkiye’nin en pahalı cipiyle fabrikatör giriyor mazot alıyor aynı veriyi veriyor. Arkadan delme çatma bir mobiletle onun fabrikasında asgari ücretle çalışan geliyor mazot alıyor aynı vergiyi veriyor. Yani dolaylı verginin adaletsizliği bu. En pahalı kontralarla gezenlerle traktörüne mazot koyanlarla aynı veriyi alıyorlar diyeceğim öbür taraftan daha az vergi alıyorlar. Daha yüzde 35 var ya bunun da yüzde 24’ü işçinin emeklinin memurun maaşını çekemden kesilen gelir vergisi. Etti mi sana yüzde 89. Kalan yüzde 11’de bütün fabrikatörlerin bütün müteahhitlerin, KKM’ye para koyan herkesin gelirinden alınan verginin tamamı.

Çok kazanandan çok, az kazanandan az, kazanmayandan hiç almayacaksın. O yüzden vergide adalet diyorsun ya, DİSK miting yaptı yürüyüş yaptı destekledik. Her yerde söylüyoruz, vergide adalet temel mücadelemizdir.

KOBANİ DAVASI HATIRLATMASI

Bir diğer hukuksuzluk, partisinin eş genel başkanıyken sayın Selahattin Demirtaş’ı, sayın eş genel başkanları Figen Yüksekdağ’ı ve 108 siyasetçiyi aldılar, 18’ini içeride tutuyorlar. Kamuoyunun bildiği adıyla Kobani Davası, ama esasen HDP’li/DEM’li siyasetçilerin, siyasetten uzaklaştırılması, kayyıma bahane üretme, adil bir yargılama süreci yaratılmaksızın suçlandıkları, algı yönetimine başvurdukları bir dava. Bu dava perşembe günü görülecek. Bir önceki davayı 4 kişilik bir heyet ile takip ettik. Bu davayı da güçlü bir heyetle takip edeceğiz. Bu davadan, adaletli bir karar çıkmasını bekliyoruz. Davaya ilişkin 159 aydının imzaladığı bildiride, yargının siyasi otoriteden çıkması beklentisi, her yurttaşımızın temennisi olduğunu biliyorum. Hukuka uyulması temennimizdir. Evrensel hukuk kurallarına uygun yargılama yapılmadı. Ama hiç değilse kararın öyle kurulması, anayasa bağlayıcılığı, AHİM kararlarının göz önüne alınmasını ümit ediyoruz. Perşembe günü bu siyasi davada da adalet bekliyoruz.”

Kaynak: HABER MERKEZİ