CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da bulunduğu gazetecilere açıklamalar yaptı. Özel, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, CHP Genel Merkezi'nde yaklaşık üç saat süren sunumuna ilişkin konuştu.
‘YURT DIŞI BAŞVURULARI İÇİN DESTEK İSTEDİM’
Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın ile yaptığı görüşmenin detaylarını da açıkladı. Özel, CHP'de görev almak için yurt dışında yapılan başvuruların incelenmesi için MİT'ten destek istediklerini söyledi.
Özel şu ifadeleri kullandı:
"Amerika'da 52 eyalette Cumhuriyet Halk Partisi temsilciliği ve temsilcilikte görev almak için başvurular var. Biz de Amerika'daki ve Almanya'daki FETÖ başta olmak üzere başka terör örgütlerinin CHP örgütlerine sızıp da yarın 'Bak bunun üyesi FETÖ'cü' gibi bir durumla muhatap olmamak için İbrahim Kalın'a yurt dışında bize yapılan başvurularla ilgili istihbarat desteği, FETÖ ve PKK, diğer terör örgütleri konusunda sordum. O da 'Büyük bir memnuniyetle destek verebiliriz' dedi. 15 sorumuz vardı MİT Başkanı'na, bunların 9'una yanıt verdi, 6'sına verilmedi. O, 6 soruyu da ben Sayın Başkan'a yönettim, o da o sorulara samimiyetle ve olabildikçe açıklıkla yanıtladı. Milli İstihbarat Teşkilatı olarak siyasi tartışmaların içine çekmemek ve yanıtlayamayacağı sorular sormamaya özen gösterdi. Abdullah Öcalan'la bir pazarlık var mı? Mesela MİT'in yanıtlayamayacağı, yanıtlarsa da yanıtını tatmin etmeyeceği bir soru. Abdullah Öcalan'la gizli bir pazarlık var mı, gibi gündelik siyaset için çok elverişli bir polemik alanına MİT'e sormadık."
'TEĞMENLER GERİ GELDİĞİ GÜN ONLAR GİDER'
Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında teğmenler hakkında açılan soruşturmaya ilişkin konuşan Özel, "İhraç edilmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu meselenin sadece Erdoğan'ın kutuplaştırma siyasetine alet ettirme üzerine yapıldığını ve gencecik teğmenlerin heyecanının feda edilecek olmasından üzüntü duyuyorum. ‘Bu süreç CHP’ye yarıyor’ onun için basılacak nasır arıyor. Bu da elverişli bir alan. 28 Şubat sürecine doğru çekme gayretleri var. O süreçten kendileri siyasi avantaj elde ettiklerini düşünüyorlar. Mustafa Kemal’in askerleriyiz lafı 28 yıllık değil 100 yıllık bir laf. Meselenin tam ortasında Ebru teğmen duruyor ama bir tarafında ben bir tarafında Recep Tayyip Erdoğan var. Arkasında da Mustafa Kemal ile keşke Yunan kazansaydı diyen bir zihniyet var. Teğmenler diyelim ki atıldılar ama biz sahip çıkarız günü geldiğinde de geri alırız. Bu işe engel olmayan ya da sessiz kalan kim varsa bunu bilmek çok zor değil. Teğmenlerin geri geldiği gün onlar gider. Bu tür davranışlar bizim iktidar motivasyonumuzu da artırıyor. Ben her sabah yataktan Soma’daki madenciler için, Gezi tutukluları için, 80 Ecevit’in yüzde 80’de bıraktığı sendikalar için kalkıyorum. Bir sebebi de bu olur. Telafi edilmeyecek bir zarar verirler diye korkuyorum.” dedi.
‘YUSUF TEKİN BUNU TEK BAŞINA YAPIYOR OLAMAZ’
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘CHP camileri ahır yapacak’ söylemi ilişkin Özel, “Yusuf Tekin bunu tek başına yapıyor olamaz. Bunu tek başına yapıyorsa, bakanlıktan alınmamak için bir polemiğin tarafı olup da ‘Beni Cumhurbaşkanı savunmak zorunda kalsın’ diye bir uyanıklık yapıyorsa onu bilmem. Bir adam bu kadar şuursuz olabilir mi? Bunları belli bir şuurla yapıyor. Hepsi bir bütünün parçası. AK Parti’nin sorunu şu; Sahaya çıktığımız günden beri gündemi biz belirliyoruz. 31 Mart’ta Tayyip Bey ilk kez yenildi Her şeye rağmen bir hat tutturduk. İyi de gidiyor bunu. O da görüyor. Önce Anayasa sisi indirdiler. Sonra ‘İsrail bize saldıracak’ dediler. Şimdi de Devlet Bey'in hamlesiyle yeni bir makro gündem. Şunu söylüyorlar, gündemi belirleyen kazanıyor. CHP gündem belirleme imkanına sahip, geri kazanmak için her yolu deniyorlar. O yüzden de attıkları her adıma bu filtreyle bakmak gerekiyor.” diye konuştu.
Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“(Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu) O iki ismin kavga etmesi, didişmesi gibi hayaller kuran, CHP'nin başarısızlığını kendi başarısı olarak gören bir iktidarla karşı karşıyayız. Bunun için hem sosyal medyada hem konvansiyonel medyada ciddi gayret, emek ve para harcıyorlar. Bu iki ismin de cumhurbaşkanı adaylığına yakıştırılıyor olması ve ikisinin de Erdoğan’ın çok önünde çıkıyor olması hiç kötü bir şey değil. Cumhuriyet Halk Partisi'nin an itibariyle bir aday sorunu yok. Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı belirleme gündemi var önünde. Oysa Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir aday sorunu var. Erdoğan diyor ki, ‘seçimler zamanında yapılacaktır’. O zaman sen aday değilsin. O zaman esas soru şu ‘senin adayın kim?’ Eski İçişleri Bakanı mı, yeni içişleri bakanı mı? Eski MİT müsteşarı mı, yeni MİT müsteşarı mı? Damatlardan hangisi? Böyle bir sorunla karşı karşıya Tayyip Bey.
‘BEN CUMHURBAŞKANI ADAYI DEĞİLİM VE OLMAYACAĞIM’
Ben girdiğim ilk yerel seçimi kazandım. Şimdi girdiğim ilk genel seçimi kazanmak gibi bir sorumluluğum var. Bunu yaparsam ben zaten tarihe geçeceğim. Bunun önündeki bütün engelleri kaldırmam lazım. Birinci engel kendimim. Genel Başkanın kendi adaylığı bütün denklemi karıştırabilir. Ben kendim aday olmamaya karar verdim o yüzden. Partide ‘Özgürcüler’ Özgür Özel'in seçim gecesi bir kez daha zafer konuşması yapmasını istiyorlar. Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim ve olmayacağım. Olduğun anda denklem karışıyor.
‘ADAY KARARINI TEK BAŞIMA VERMEYECEĞİM’
İmamoğlu ve Yavaş’ı aday tartışmaları yükseltmedi. Onları yaptıkları icraatları yükseltti. O yüzden başarılı belediyecilik çalışmalarına devam etmeleri ve aday tartışmalarının dışında kalmaları doğru. Önemli olan icraatı iyi yapmak. Halka iyi hizmet etmek, halkın yanında olmak. Böyle devam ederse de adayı belirleme sürecinde tüzüğümüzde çok elverişli bir madde var. Bütün üyeleri sormayı da, halk yoklaması yapmayı da içeriyor. Ben tek başıma bu kararı vermeyeceğim.
MECLİS’TEKİ ARBEDE GÖRÜNTÜLERİ
Veli Ağbaba öncülüğünde bakanlığa önemli hatırlatmalar yapılıyor. Buradan bakıldığında dün niyet edilen protestodan haberdarım. Kameralar önünde tepkinin dile getirildiği hazırlıklardan haberdarım. Ama varılan noktadan rahatsızım. Orada süreç kötü yöneltildi ama kötü yöneten Ali Yerlikaya. Sen milletvekillerini Esenyurt'a günlerce sokmamışsın, arkadaşlarımız oradalar haydi bakalım biz de. Orada anlayış gösterip gülümseyip Mehmet Muş ile müzakere edilir Sayın Bakan bir çay içer maksat hasıl oldu der. Ama orada korumalarla gelme yüklenme bu görüntüler doğru değil. Bakanın ve milletvekillerinin böyle bir fotoğraf karesinde olması hoşuma gitmedi. Bizi buraya yollayanlar bu görüntüleri istemiyorlar. Meclis'te çok tartışma oldu ama fiziki müdahaleye gelmemesi için çok çaba sarf eden biri oldum. Mehmet Muş tecrübeli biri. İçişleri Bakanı da. Daha iyi yönetilebilirdi. Bu görüntüler yakışmadı ama tepki gösterdim gibi bir şey yok. Numan Bey'den duydum konuyu. MİT görüşmesindeydim. Çok üzüldüm. Yansıyan görüntüler Meclis'e de bize de yakışmaz. İçişleri Bakanı'nın karşı karşıya kaldığı durumla seçilmiş milletvekillerinin karşı karşıya kaldığı durum 17 gün sürdü."
ANAYASA MESAJI
AKP'nin istediği Anayasa değişikliği hakkında da konuşan Özel, "Mevcut anayasaya uymayanlarla ne havuç sallarlarsa sallasınlar arkamızı döneceğiz" dedi.