CHP’nin 1-2-3 Kasım’da Antalya’da yapılması planlanan ancak Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyum atanmasıyla İstanbul’a alınan milletvekili kampı, “Millet İradesine Sahip Çıkıyoruz” başlığıyla toplandı. Kampın ikinci gününün başlığı, "Demokrasi Mücadelesiyle İktidara Yürümek" olarak belirlendi. Toplantının ikinci gününde ilk olarak CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik konuştu. Çelik, Esenyurt'a sahip çıkmaya devam edeceklerini belirterek, bir hukuk mücadelesi verdiklerini ifade etti. Vatandaşları da Esenyurt'a sahip çıkmaya çağıran Çelik, "Biz de İstanbul İl Örgütü olarak bundan sonraki aşamada Esenyurt'ta olacağız. Hem ilçe başkanlarımızla hem belirli aşamalarda belediye başkanlarımızla, milletvekillerimizle ve örgütümüzün her kademesiyle Esenyurt'ta olacağız" dedi.
"KAYYUM DARBESİNE YÖNELİK BİR MÜCADELEYİ HEP BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRİYORUZ"
Çelik şunları söyledi:
"Esenyurt Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer'e Silivri'ye selam yollamak istiyorum. Ayrıca Prof. Dr. Ahmet Özer'in, seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanımızın dün akşam avukatları aracılığıyla hem Esenyurt halkına hem Meclis grubumuza selamlarını da iletmek istiyorum. Genel başkanımız ve Meclis grubumuz dört gündür İstanbul'dalar. Dört gündür İstanbul'da kayyum darbesine yönelik bir mücadeleyi hep birlikte gerçekleştiriyoruz. Dün meclis grubumuzla burada Genel Başkanımız öncülüğünde bir toplantı gerçekleşti. Bugün yine Meclis grubu kampımız İstanbul'da Esenyurt sınırında devam ediyor. Biz de İstanbul İl Örgütü olarak dört gündür Esenyurt'tayız. Dün Esenyurt'ta Meclis grubumuzla, ilçe başkanımızla, ilçe yönetimimizle, kadın ve gençlik kollarımızla süreci değerlendirdik ve sürece yönelik yol haritamızı şekillendirdik. Yine dün İstanbul'da 25 belediye başkanımızla toplantımızı gerçekleştirerek sürece yönelik yol haritamızı şekillendirdik.
Esenyurt'ta belediye meclis grubumuz görevinin başındadır. Esenyurt Belediyesi içerisinde Cumhuriyet Halk Partisi meclis grubu her gün meclis üyelerimizin, grup içerisindeki CHP grup toplantı salonundaki katılımıyla açık olacaktır. Buradan Esenyurt'taki sivil toplum kuruluşlarını, Esenyurt'taki kurum ve kuruluşları demokratik kitle örgütlerini, Esenyurt'taki, Esenyurt Belediyesi içerisindeki meclis grup salonumuza davet ediyorum. Orada hem Esenyurt meclis grubumuzla bir dayanışma sergilemeleri için davet ediyorum. Ayrıca Esenyurt'un sorunlarını meclis grubumuzla konuşmak, Esenyurt'un sorunlarına yönelik çözümleri de meclis grubumuzla konuşmak üzere her gün açık olan Esenyurt Belediyesi içerisindeki meclis grubumuza, sivil toplum kuruluşlarını ve Esenyurt halkını davet ediyorum. Bir hukuksal mücadeleyi gerçekleştiriyoruz. Gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Seçim ve hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanımız, İl Hukuk Komisyonumuz ve Prof. Dr. Ahmet Özer'in avukatlarından oluşan hukuk grubumuz hukuksal mücadeleyi devam ettirecek.
Biz de İstanbul İl Örgütü olarak bundan sonraki aşamada Esenyurt'ta olacağız. Hem ilçe başkanlarımızla hem belirli aşamalarda belediye başkanlarımızla, milletvekillerimizle ve örgütümüzün her kademesiyle Esenyurt'ta olacağız. Millet iradesine karşı vurulan kayyum darbesine karşı mücadelemizi en üst seviyede sürdüreceğiz. Bir yandan kayyum darbesine karşı mücadeleyi sürdürürken bir yandan da halkın gerçek gündemini Esenyurt'tan, hem İstanbul kamuoyuyla, hem Türkiye kamuoyuyla paylaşacağız. Çünkü biliyoruz ki uzun yıllardır Türkiye'yi yöneten siyasi iktidar otoriter ve baskıcı yönetimiyle bir yanıyla da halkın gerçek gündemini, halkın gerçek sorunlarını örtmeye çalışıyor. Bugün Türkiye bir çoklu kriz ortamının içerisinde bugün Türkiye'nin en önemli sorunu ekonomi. Bugün Türkiye'de insanlar çok ciddi bir güvenlik kaygısı yaşıyorlar. Bugün Türkiye Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin birinci piramidindeki barınma, güvenlik ve karnını doyurma meselesiyle uğraşmak zorunda kalıyor. Ancak uzun yıllardır Türkiye'yi yöneten siyasal iktidar her gün farklı bir gündemle Türkiye'nin gerçek gündemini örtmeye çalışıyor. Bu otoriter rejimle, halkın gerçek gündemini örtmeye çalışan rejimle ve demokrasiye darbe vuran bu rejimle mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bu mücadeleyi halkımızla, milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz. Çünkü biliyoruz ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve günü geldiğinde millet yine bir demokrasi dersiyle bu otoriter rejime gereken cevabı verecektir."