- Karşılıklı konuşma sesleri ile ritmik etkileşimin olmaması
- Sosyal ilişki için gerekli karşılıklı gülümsemenin olmaması
- Göz göze gelmeme ya da yüz yüze gelmekten kaçınmak
- Uyku ve yeme sorunları
- Seslere özellikle adına tutarlı olarak bakmama
- Başbaş yapmama, selamlaşma için el sallamanın gelişmemesi
- Belirtisiz yüz ifadesi anne ya da baba eve gelince sevinçle karşılamama, anne babayı tanıdığını belli etmeme, tanımadığı kişileri yabancılamama
- Sert nesnelerle oynama yumuşak nesneleri tercih etmeme hayali oyun yokluğu isteklerini parmaklarıyla göstermeme
- İşaret ettirme ya da yetişkinin elini istenen senin şeye koyma; işaret edilen yere bakmama.
Otizmli bireyler farklı gelişen ama gelişen bireylerdir. Tıpkı her çocuk gibi otizm tanısı alan çocuğun da kendine has özellikleri ve gelişim alanları olduğu unutmamalıdır. Nasıl ki gelişimde çevrenin etkisi olmazsa olmaz ise otizmli çocuklar için de çevrenin onlara göre düzenlenmesi şarttır. Yani duyusal hassasiyetlerini dengeleyecek, taklit becerilerini geliştirecek, dikkat ve regülasyon alanlarını güçlendirecek doğru düzenlemelerle yani erken müdahale çalışmalarıyla desteklenen otizmli bir bireyin gelişme hızı sizi şaşırtacaktır.
Farklı gelişen bir çocuğun ebeveyni olmak elbette çok zor bir yaşam deneyimidir. Her şeyden önce özel eğitimin devasa maliyeti aileleri oldukça zorlamaktadır. Bu ayrı bir yazının konusu olmakla beraber devletin özel gereksinimi olan çocuklara sağladığı ayda 8 saatlik eğitim imkanı en hafif ifadeyle trajikomiktir. Basında boy boy fotoğrafları çıkan vakıf okullarının ailelerden istedikleri eğitim ücreti dudak uçuklatıcı boyuttadır. Yani esas sorun otizmli bir çocuğa sahip olmakta değil sosyal devlete sahip olamamaktadır. Bu nedenle özel eğitime ulaşamayan her çocuk bizim için en uzaktaki yakınımızdır. Çünkü ilgisizlik ve tedaviden mahrumiyet her çocuğu otizme hapsetmek demektir. Ve yayılma hızına baktığımızda otizm sandığımızdan çok daha fazla yakınımızdadır. Özel eğitim saatlerinin arttırılması ve otizmli çocukların topluma dahil edilmesi (bu cümleyi özel okullar ve sınıfında özel çocuk istemeyen öğretmenler için yazıyorum) bir insanlık görevidir. Hani hepimizin bir gün ihtiyacı olacak olan insanlık görevi…