Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasına sessiz kalmıştı… Çavuşoğlu’ndan Washington Post’a tepki!

Yayın tarihi: 4 Temmuz 2019 Perşembe 3:12 pm - Güncelleme: 4 Temmuz 2019 Perşembe 3:32 pm

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cemil Bayık’ın Washington Post’a yazdığı makale hakkında “Washington Post, herkes ifade özgürlüğü diyor, basın özgürlüğü diyor. Tamam, bu konuda bir sıkıntı yok. Peki terör propagandası ifade özgürlüğüne girer mi diyorsun, hayır girmez diyor. Nasıl oluyor da ABD’nin de terör listesine eklediği PKK’nın azılı teröristinin görüşlerini siz yansıtıyorsunuz?” ifadelerini kullandı. Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan 23 Haziran seçimleri öncesi devletin resmi kanalı TRT’ye çıkmıştı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TRT Haber’de gündeme dair soruları yanıtladı.

Çavuşoğlu, PKK yöneticisi Cemil Bayık’ın ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesine yazdığı makale hakkında da konuştu.

Kalın: Washington Post ‘ta terör örgütü mensubunun yazısının yayınlanması skandal

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TRT Haber’de gündeme dair soruları yanıtladı.

Çavuşoğlu, PKK yöneticisi Cemil Bayık’ın ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesine yazdığı makale hakkında da konuştu.

“Trump iş başına geldiği zaman biz Patriot almak istediğimizi yazılı bir şekilde ABD’ye ilettik. Daha 6 ay önce, başvurumuzdan yaklaşık 2 sene sonra bize cevap geldi. Yani bunu sadece Obama dönemine yıkmayalım. Doğru, Obama döneminde biz 10 sene almaya çalıştık alamadık. Trump’ın ilk 2 senesinde de Patriot’la ilgili bize bir geri dönüş olmadı.

Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi S-400 bitmiş bir anlaşmadır. Artık teslim süresi konuşuluyor. Biz S-400’ü alacağız, NATO’yla da diğerleriyle de görüşüyoruz. Eğer bir tereddüdünüz varsa gelin bunu konuşalım diyoruz, biz diyalogdan yanayız. Ama Amerika’nın daha önceki yaklaşımının da doğru olmadığını kendilerine hep söyleyegeldik. Şimdi daha sakin bir ortamda bu sürecin işlediğini söyleyebilirim.

Washington Post, herkes ifade özgürlüğü diyor, basın özgürlüğü diyor. Tamam, bu konuda bir sıkıntı yok. Peki terör propagandası ifade özgürlüğüne girer mi diyorsun, hayır girmez diyor. Nasıl oluyor da ABD’nin de terör listesine eklediği PKK’nın azılı teröristinin görüşlerini siz yansıtıyorsunuz? Şöyle sorayım, Washington Post, bugün DEAŞ’ın başındaki Bağdadi’nin makalesini yayınlar mı? Veya El Kaide’nin herhangi bir yetkilisinin makalesini yayınlar mı? Boko Haram’ın bir makalesini yayınlar mı? Onu yayınlamıyorsan yine terör listesinde olan PKK’nın azılı teröristinin makalesini neden yayınlıyorsun. Maalesef bugün dünyanın terörle mücadeledeki içine düştüğü zafiyetin göstergesidir. Washington Post terör propagandası yapmıştır.”

İşte Cemil Bayık’ın Washington Post’ta yazdığı o yazı:

PKK yöneticisi Cemil Bayık, ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesine “Şimdi Kürtlerle Türk devleti arasında barış zamanı. Bunu harcamayalım” başlıklı bir makale yazdı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Washington Post’u “terör örgütü propagandası yapmakla” suçladı.

PKK’nın beş kurucusundan biri olan Bayık, “Uzun süredir devam eden bu sorunu kalıcı bir çözüme ulaştırmak için önümüzde bir fırsat var. Bu fırsatı kaçırırsak bir nesil boyunca benzer bir fırsat göremeyebiliriz” ifadelerini kullandı.

TSİ Çarşamba akşamı yayımlanan makalede PKK’nın 2000’lerin başından beri devletle yaptığı görüşmeleri, ateşkesleri ve 2015’te biten çözüm sürecinin ardından Suriye’deki gelişmeleri anlatan Bayık, “Bu zorluklarla başa çıkarken biz de hatalar yaptık” dedi ve ekledi:

“Kürt meselesinin yalnızca Erdoğan’ın partisiyle diyalog kurarak çözülebileceğini düşünecek kadar saftık.

“Bu kadar kompleks ve diğer sorunlarla bağlantılı bu çatışmayı çözmeye çabalarken, Türkiye’deki tüm demokratik güçleri sürece katmak için daha fazla çaba sarf etmeliydik.

“Aynı şekilde Orta Doğu ve dünyadaki demokrasi yanlısı güçleri Türkiye’nin demokratikleşmesine ve Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak için mobilize etmeliydik.”

Kürt meselesinin Türkiye sınırları içinde siyasi bir çözüme ulaşması için müzakerelere açık olduklarını söyleyen Bayık, esas müzakerecinin Abdullah Öcalan olduğunu ve Öcalan’ın müzakere sürecinde rahat bir şekilde çalışabilmesinin elzem olduğunu, bu yüzden cezaevindense başka bir güvenli evde bulunması gerektiğini yazdı.

Bayık, Türkiye’nin ulus kavramını yeniden ele alması, farklı kültürel ve etnik kimliklere alan açması gerektiğini savundu.

Bu yeni anlayışın bölgenin tarihsel çeşitliliğini yansıtacak ve Ankara’nın etkisini azaltacak yeni bir yönetim şeklinde karşılık bulması gerektiğini savunan Bayık, “Türkiye Kürt meselesini çözerek Orta Doğu’da demokrasi, istikrar ve barışı ilerletme konusunda kararlı bir rol oynayabilir” ifadelerini kullandı.