Takvim yaprakları 7 Ekim 2023'ü gösterirken tarihe kazınan soykırımın ilk saldırısı gerçekleşti. İsrail Ordusu ABD'nin de desteği ile Filistin halkının üzerine kabus gibi çöktü. Hamas'ın Aksa Tufanı saldırısının ardından İsrail bugün hala devam eden ve 1 yıla varan kanlı saldırının ilk bombalarını ateşledi.
İsrail bir yılda Gazze’de bulanan tüm okul, hastane, sağlık merkezi, cami, kilise, devlet dairesi ve evlerin hemen hemen tümü yakıp yıktı. Bir yıl içinde İsrail 90 bin ton bomba atarak ezici çoğunluğu kadın ve çocuk ve aralarında doktor, sağlık elemanı, gazeteci, ve BM görevlisinin bulunduğu 40 binden fazla Filistinliyi öldürdü ve 150 binini yaraladı ya da sakat bıraktı ve 15 binini gözaltına alarak işkenceden geçirdi.
SOYKIRIMIN İLK GÜNÜ '7 EKİM 2023'
İsrail savaş uçakları, 17 Ekim 2023'te Gazze Şehri'ndeki El-Ehli Baptist Hastanesi'nin avlusunu bombalayarak çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 500'den fazla Filistinliyi öldürdü.
Filistin'de kana bulanmayan barut kokmayan bir şehir bırakmayan İsrail saldırılarına aralıksız devam etti. Halkın bombalardan kaçıp sığındığı kiliseleri, okulları, hastaneleri vurdu.
RUM ORTODOKS KİLİSESİ VURULDU
İnşa tarihi 425 yılına uzanan Gazze'deki Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'ne, İsrail'in saldırıları nedeniyle yerlerinden olan yüzlerce Hristiyan ve Müslüman sığındı. İsrail ordusu 20 Ekim 2023 tarihinde Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'ni kanlı bir şekilde hedef aldı.
İsrail'in 17 Ekim'de bombaladığı el-Ehli Baptist Hastanesinin yakınlarında bulunan kilisede 18'i Hristiyan Gazzeli olmak üzere 20 kişi hayatını kaybetti.
İsrail ordusu o dönemde uçaklarının Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi yakınındaki Zeytun bölgesindeki Hamas komuta ve kontrol merkezini bombaladığını iddia ederken, Gazze'deki hükümetin medya ofisi ordunun onlarca Hıristiyan aileyi içinde barındıran kiliseyi bombaladığını açıkladı.
CİBALİYE MÜLTECİ KAMPI'NA SALDIRI
İsrail savaş uçakları, 31 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı'ndaki kalabalık bir yerleşim bölgesini hedef alarak çoğu çocuk ve kadın olmak üzere bin Filistinliyi öldürdü ve yaraladı. İsrail ordusu, Cibaliya Mülteci Kampı'nda "büyük çaplı" bir saldırı düzenlediğini itiraf etti. Ordu, Kassam Tugayları'na bağlı Cibaliye taburunun komutanı İbrahim el-Biyari'ye suikast düzenlediğini iddia etti ancak El Biyari bunu yalanladı.
EL FARUHA OKULU'NDA 200 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ
İsrail ordusu 18 Kasım 2023'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'nda, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bünyesindeki, çok sayıda kişinin sığındığı El-Fahura Okulu'nu bombaladı. İsrail saldırısında 200'den fazla kişinin öldüğü ve yaralandığı bildirilirken, okul koridorlarında kalan cenazeleri çıkarmada büyük zorlukların yaşandığı aktarıldı.
Gazze Şeridi'nde Filistinliler, uluslararası insani hukuk kapsamında korunduğunu düşündükleri okullara sığındı ancak İsrail bombaları onları orada da buldu. Saldırının ardından Hamas'tan yapılan açıklamada, "Bu katliamın hesabını işgalciye soracağız" denildi.
NABULSİ KAVŞAĞI
İsrail ordusu, 29 Şubat 2024'te Gazze kentinin güneyinde, Gazze Şeridi'ni kuzeyden güneye bağlayan Reşid Caddesi üzerindeki Nablusi Kavşağı'nda insani yardım bekleyen Filistinlileri bombalayarak ve ateş açarak hedef aldı. İsrail ordusu "Un Katliamı" olarak da bilinen katliamda 118 kişiyi öldürdü, 760 kişiyi de yaraladı.
Gazze'deki hükümet, İsrail'in insani yardım bekleyenlere yönelik saldırısının "kasıtlı ve planlı" olduğunu vurgulayarak, "İşgal ordusu bu kişilerin, bölgeye insani yardım almak için geldiklerini biliyordu ancak onları soğukkanlılıkla öldürdü" ifadelerini kullanmıştı.
O bölgede kendilerine uygulanan kuşatma sonrası un ve gıda sıkıntısı nedeniyle şiddetli açlık çeken Filistinliler İsrail güçlerinin Gazze kentinin batısında kurduğu kontrol noktasından geçmek için yardım bekliyorlardı.
ŞİFA HASTANESİ YERLE BİR EDİLDİ
İsrail güçleri, 8 Mart-1 Nisan 2024 tarihleri arasında Gazze kentindeki Şifa Hastanesi'nde iki hafta süren uzun kuşatma sırasında hastane içinde ve çevresinde 400 Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusunun saldırılarından sonra çekildiği hastane kompleksinin içinde 3 toplu mezar bulundu. İsrail ordusu, operasyonun sona ermesinin ardından 200 "teröristi" öldürdüğünü, "Hamas" ve "İslami Cihad" hareketlerine mensup 500 kişiyi gözaltına aldığını iddia etti.
Hamas'a göre ise, İsrail'in Şifa Hastanesi ve çevresine yönelik devam eden saldırılarının, askeri hedeflerine ulaşmadaki "başarısızlığını" örtbas etme girişimiydi.
REFAH'TA SİVİL ÇADIRLAR VURULDU
İsrail ordusunun, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) saldırıları durdurma kararı aldığı Gazze Şeridi'ndeki Refah kentinde 26 Mayıs'ta yerinden edilen Filistinlilerin çadırlarına düzenlediği saldırıda 45 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu daha sonra sözcüsü Daniel Hagari'nin yaptığı açıklamada katliamın sorumluluğundan kaçmaya çalışarak, "Alınan raporların aksine ordu, Refah'ta insani yardım bölgesine saldırmadı" dedi.
Hamas'ın açıklamasında ise, "Siyonist düşman, Refah'ın batısında yerlerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef almaya ve onlarca şehit ve yaralının olduğu yeni bir katliam gerçekleştirmeye devam ediyor" ifadeleri kullanıldı.
Tanıklar, İsrail savaş uçaklarının kampa en az 8 roketle saldırı düzenlediğini belirtti. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, elde ettikleri raporların çok sayıda patlama olduğunu ve yangın çıktığını gösterdiğini vurgularken, bölgenin Gazze'nin kuzeyinde yerinden edilen insanlara ev sahipliği yaptığına dikkat çekti.
NUSEYRAT MÜLTECİ KAMPI'NA SIZDILAR
İsrail ordusunun 8 Haziran'da Deyr el-Belah kentindeki Nusayrat Mülteci Kampı'nda yaptığı katliamda İsrail askerleri Filistinliler gibi giyindi ve iki sivil araç kullandı.
İsrail ordusunun dört İsrailli esirin kurtarıldığını açıkladığı yüzlerce Filistinlinin ölümüyle sonuçlanan kanlı katliamda 64'ü çocuk, 57'si kadın olmak üzere 274 Filistinlinin hayatını kaybetti. Saldırıda 153'ü çocuk, 161'i kadın 698 Filistinli yaralandı.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, İsrail saldırısının büyüklüğüne işaret ederek, "İşgal ordusu, Nusayrat katliamı sırasında içinde insanların bulunduğu 89 evi ve bir binayı bombaladı." diye konuştu.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki çeşitli noktalara saldırılar düzenlediğini ve iki farklı bölgede toplam dört İsrailli esirin canlı olarak kurtarıldığını duyurdu.
Kassam Tugayları ise, "bombalamanın yüzlerce Filistinlinin ölümü ve yaralanmasıyla, üç İsrailli esirin ölümüyle sonuçlandığını" duyurdu.
MEVASİ'YE İKİNCİ BOMBARDIMAN
İsrail ordusu 13 Temmuz'da Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı ve daha önce "güvenli bölge" ilan edilen Han Yunus kentinin El-Mevasi bölgesine bir kez daha korkunç bir saldırı gerçekleştirdi.
Saldırıda çoğunluğunu çocuklar ve kadınların oluşan az 90 kişi öldü, 300 kişi de yaralandı.
İsrail medyası, saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın başkomutanı Muhammed ed-Dayf'ı hedef aldığını iddia etti, ancak aynı gün Hamas Dayf'a ona suikast düzenlendiğini yalanladı.
Hamas o dönemde yapılan açıklamada, "Bu, İsrail'in Filistinli liderleri hedef aldığını iddia ettiği ilk sefer değil, daha sonra bunun yalan olduğu ortaya çıktı. Bu asılsız iddiaların yalnızca korkunç katliamın boyutunu örtbas etme amaçlı olduğu ortaya çıktı" ifadelerine yer verildi.
İsrail savaş uçakları 10 Ağustos'ta kkanlı bir saldırıya daha imza attı. Ordu, saldırıyı Gazze'nin doğusundaki Derec Mahallesi'nde yerinden edilen sivillerin sığındığı Et-Tabiin Okulu'na Filistinlilerin sabah namazını kıldığı sırada gerçekleştirdi.
Binlerce kişinin sığındığı okula yapılan saldırıda aralarında çocuklar ve kadınların da olduğu en az 100 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.
İsrail ordusu o dönemde okulu hedef alırken Hamas ve İslami Cihad hareketlerinden 19 kişiyi öldürdüğünü iddia etti ve iki hareketin üyelerinin isimlerini içeren bir liste yayınladı, ancak Filistinli gruplar bu iddiaları yalanladı.
Euro-Med Başkanı Rami Abdo ise , "İsrail ordusunun yayınladığı listenin daha önceki saldırılarda öldürülenleri ve Hamas'a karşı çıkan sivilleri içerdiğini" söyledi.
MEVASİ'DE ÇADIRLAR GÖMÜLDÜ
İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentindeki Mevasi bölgesine 10 Eylül'de büyük bir saldırı başlattı.
Saldırıda 40 Filistinli yaşamını yitirirken 60 Filistinli ise yaralandı. Katliam, İsrail ordusunun "güvenli" olduğunu iddia ettiği bir bölgede gerçekleşti. İsrail daha önce yerinden edilenleri oraya yönlendirmişti.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail Sevabite'nin açıklamalarına göre, bu katliam onlarca sivilin kumların altına gömülmesine neden oldu.
ORTADOĞU'DA TANSİYON YÜKSELDİ
7 Ekim saldırıları sonrasında bölgesel savaş uyarılarının yapıldığı Ortadoğu'da karmaşık bir denklem ortaya çıktı. Çatışma hattının hızla genişlemesiyle birlikte İsrail-Filistin Savaşı'na İran da dahil oldu. İsrail Hamas'a destek veren herkesi hedef aldı.
İRAN TOPRAKLARINDA SUİKAST
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye 31 Temmuz'da, İran'da Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu Tahran'da suikastte uğradı. İran devlet televizyonunun Devrim Muhafızları Ordusunun açıklamasına dayandırdığı habere göre, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, Tahran'da kaldığı konutuna düzenlenen saldırı sonucu yaşamını yitirdi.
İRAN SAVAŞA DAHİL OLDU
İran Devrim Muhafızları Ordusu, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin başkent Tahran'da suikast sonucu öldürülmesinin ardından bildiri yayınladı. İran lideri Ayetullah Ali Hamaney ise suikastın İran'da gerçekleşmesinden dolayı kendilerini sorumlu gördüklerini ve İsrail'den Haniye'nin intikamını almayı vazife kabul ettiklerini söyledi.
İran Dışişleri Bakanlığı, "Haniye'nin Tahran'da şehit edilmesi, Tahran, Filistin ve direniş cephesi arasındaki derin ve kırılmaz bağı güçlendirecek. Haniye'nin kanı boşa gitmeyecek" açıklamasını yaptı.
HAMAS'A DESTEK VEREN HİZBULLAH'TA HEDEF ALINDI
İsrail'in 12 Temmuz 2006 yılında Hizbullah'ın 2 İsrail askerini kaçırması ve 8'ini öldürmesine karşı ektiği intikam tohumları, Filistin saldırılarında yeşerdi. İsrail Hamas'a detek veren Hizbullah'ı da hedef aldı.
18 Eylül’de Hizbullah militan ve çalışanlarının taşıdığı çağrı cihazlarını ertesi gün de telsizlerini patlatan İsrail daha sonra uçaklarla Hizbullah yöneticilerinin kaldıkları ev ve komuta merkezlerini bombalayarak bir çoğunu öldürdü ve 27 Eylül’de attığı 85 ton özel bomba ile Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı ve beraberinde bulunan bir çok önemli komutanı öldürdü. İsrail öncesinde Hamas’ın bir çok yönetici ve komutanını ve son olarak 30 Temmuz’da lideri İsmail Heniye’yi Tahran’da öldürdü. Ardından da Hizbullah'ın suikastler sonrası göreve gelen tüm komutanları İsrail tarafından öldürüldü.
İRAN'DAN İSRAİL'E FÜZE BOMBANDIRMANI
İsrail'in İran topraklarında Hizbullah lideri Haniyye'nin öldürülmesinin ardından intikam yemini ederek savaşa dahil oldu. İsrail, Lübnan'ın güneyinde kara operasyonu başlattı. Suriye ve Lübnan’da görev yapan bir çok İranlı komutan öldürüldü. İki ülke arasından tırmanan gerginlikte, İran 1 Ekim 2024 günü hipersonik balistik füzelerle İsrail'i vurmaya başladı.
İran tarafından Tel Aviv'e 200 füze fırlatılırken İsrail ordusu füzelerin büyük çoğunluğunun engellendiğini ileri sürdü. İran basını, hedeflerin yüzde 90'ının vurulduğunu yazdı. Tahran, saldırıda yalnızca askeri noktaların hedef alındığını duyurdu. İran, "Gerçek Vaat 2" olarak isimlendirilen operasyon ile İsrail'e bugüne kadarki en büyük saldırıyı düzenlemiş oldu. Başbakan Binyamin Netanyahu, "İran bunun bedelini ödeyecek" dedi.